Tam bir aydır konuşuluyor, felaket ve ötesi utanmaz fotoğraflar paylaşılıyor.

Ben konu ne olursa olsun, linç severlere ortak olmayacağım, jaws gibi dişlerimi çıkartıp kimseyi ısırmayacağım diyorum.

Uzun süre önce böyle karar almıştım.

Ama buraya kadar.

Bulaşmak zorunda kalıyorum.

Konumuz.

Ünlü sunucu, Murat ve öz yeğeni kız.

Amcası ve yeğeni kız..

Kız diyorum, seni içim öyle reddetmiş ki, adını aklımda tutamıyorum.

Konu utanç verici..

Tartışması utanç verici.

Ve utanç verici bu tartışmanın, utanç verici tarafıyız hepimiz.

Hadi utanç verici bir yazı da ben yazayım diyorum.

Ensest..

Bilmeyen var mı? 

Bence yok.

Yani bile bile yapılan bir şey.

İster gönüllü olsun, ister gönülsüz zorla olsun.

Birisi üfürdü..

Bu ülkede yüzde 40 ensest var.. Aman yarabbi, bu ülkenin yarıya yakın erkek insanı, evde kendi kız çocuğunu mu kovalıyor?

Dedirtti bize.

İnsanın kalbi titriyor, merhameti üşüyor...

Dünyanın her yerinde sorun var..

Ensest.

2008 yılında Avusturalyalı babanın kendi öz kızını bodruma kapatıp,11 yaşından beri, tam 24 yıl tecavüz ettiğini ve kendi öz kızından 7 çocuk sahibi olduğunu okumuştuk.

Ben, tam bir hafta uyuyamamıştım.

Aklıma geldikçe, vücudum ürperiyordu.

Ensest, 21. yüzyılın sorunu ve aile içinde olduğu için saklanıyor.

Biz de, Çorum'da, 12 yaşındaki kıza, öz babası, 7 yaşından beri tecavüz ediyor ve kız hamile haberini de okumuştuk.

Köşe yazarları, konunun dışına çıkmış, yüzdesini tartışıyor.

Yahu! Siz deli misiniz, yüzdesinin ne önemi var, yüzde 40 yerine, yüzde 1 bile olsa ne diyeceğiz.

Oh pek azmış, önemsiz mi diyeceğiz?

Sosyal medya da fena halde can sıkıcı, abartılı iddialar dolaşıyor.

Kıyametimiz gelmiş, bizim haberimiz yok.

Öyle ise, çocuklarınız Gezi parkında, inandıkları uğruna nasıl haftalarca oturdu ise, yine Gezi parkında ensest ile ilgili haftalarca otursunlar.

Bize dokunmayın, küçük kız kardeşlerimize dokunmayın, siz ne biçim baba, ağabey, amcasınız..

Biz hep burada yatıp kalkacağız, yeter artık desinler.

Ağabeyler hadi, kıyameti koparın.

Bütün şehitlerde, meydanlar da toplanın, yollarda yürüyün..

Seslenin, söyleyin, anlatın.   

Bu arada..

Siz, Gezi'de otururken, anne babalarınız Ali Ağaoğlu'nun Fatih Ormanını keserek yaptığı siteden, en kocaman daireyi satın almasınlar, olur mu!

Yani..

Samimi olacağız.

Yaz, çiz, yüzde bilmeme ne diye tartış, meraktan Murat'ın fotoğraflarına büyüte büyüte bak.

Yapmayın.

Hırpalanmış duygularımız var, derin kırgınlıklarımız var. 

Funda'ya takılanlar..

... ABD’de yaşayan bir çift var. Tam 75 yıllık evliler.. Kadın, 93 yaşında, adı Irma, adam 104 yaşında, adı Harvey.. Karayipler'de birçok adayı yıkıp geçen kasırganın adı Irma.. Irma, Florida sahillerine doğru geliyormuş ve saatte 285 km hızla esen rüzgarla geliyormuş.. Harvey kasırgası da 1981 yılında yıkıp geçmiş. Neyse, adı bu yıkıp geçen kasırgalarla anılan çift, niye kendi isimlerinin, bu kasırgalara ad olarak verilmesine anlam verememişler ve üzülmüşler... Hayatları boyunca fiziksel ve zihinsel engelli 120 çocuğa evlerini açmışlar ve bakmışlar... İnsanın kendi dışında, adının da bir kaderi var bence.

... Dün.. Yani 09 Eylül İzmir'in kurtulduğu gün.. Yunanlıları nasıl denize döktük.. Abovvvv sosyal medya, bayraklar, marşlar, videolar... İzmir'in dağlarına çiçekler konar.. Şu günü atlatalım da.. Geriye kalan 364 gün, Yunan adalarına tatile nasıl gidilir, nerelerde, hangi plajlarda gezilir, ne yenir, ne içilir.. Çok ucuz hayatımmmm! diye, konuşalım, yazalım, paylaşalım.. Yunan ekonomisini kurtarırken samimiyetsizlikten boğulalım. O ayrı, bu ayrı demeyin, yemezler... Bence aynı.