Adından çokça söz ettiğimiz şu nam-ı değer Süper Ligimiz, Cemil Usta Sezonu’nun sona ermesine on hafta ve daha otuz puan var. Sıralamada yedinci sıralara kadar düşen Fenerbahçe de dahil geride kalan haftalarda şampiyonluk umutlarını sürdürecekler.

      Şu ana kadar olanlara bakınca, istenen ve öngörülen sona doğru çok belirgin bir gidiş var. Bu gidişi hazırlayanlar oldukça mutlular. Medyada yazılanlara bakınca, yazdıklarında hedeflerini neredeyse açıkça dilllendirmeye başladılar bile. Şampiyonluk yolundaki mücadeleden bir mutlular ki, sormayan gitsin gözleri ışıl ışıl.

      Medyanın yazılı kanadına yansıttıklarından da bu çok net belli oluyor. Hayranlıklarını yıkama-yağlama düzeyinde ve istikrarla sürdürüyorlar.

      Gözleri aydın, liglerdeki Teknik Direktör kıyımına bir yenisi daha eklendi. En önemli malzemeleri, dillerinden düşüremedikleri Ersun Yenal’ı da yola koydular. Bazı spor yorumcularının, hem televizyon ekranlarınıda, hem gazete spor sayfalarındaki yorumlarında yazacak konuları da kalmadı. Azıcık yazabildikleri veya korkularından hiç yazamadıkları, sadece methiye düzebildiklerinin haberleri ise onlara yetmeyecektir.

      Ne güzel işte! Fubolumuzda her şey güllük gülistanlık, her şey yolunda. Şampiyonluk mücadelesi veren en az altı takım var. Futbolumuzu yönetenler daha ne istesinler ki.. Yapılan hata ve söylenti öyküleriyle arşivler doldu, taştı, kimsenin umurunda değil.

      Futbolumuzda Teknik Director kıyımı tüm hızıyla devam ediyor. Hepsini, öyküleriyle birlikte anlatmaya kalksak tekmili birden bitmeyen dizi olur da biz son örnek Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yenal ile ilgili birkaç şey söyleyelim.

      Geçtiğimiz yıl, ligin 16. Haftasında, düşme hatında olan Fenerbahçe’ye gelip oldukça sıkıntılı takımı üst sıralara taşıyan Ersun Yenal, Fairplay kıskacında, transfer yapamama gibi bir durumun engeliyle istediği takımı kuramadı. Var olan takımla şampiyon olacağını dillendirse bile, oynattığı futbolla sürekli eleştirildi. Taraftarın güvenini kaybetti. Son haftalarda sürekli puan kaybederek takımı, liderin on puan gerisine, fikstürde yedinci sıraya düştü. Futboldan başka her şeyi çok bilen futbol ulemalarınını sürekli eleştiri malzemesi oldu. Elindeki futbolcu kadrosunu kullanmadaki hatalarıyla da kendi sonunu hazırladı ve olan oldu, bu hafta görevinden ayrıldı.

      Geçtiğimiz yıl Fenerbahçe’ye geldiğinde takımı şampiyon yapan Yenal, bu kez oldukça zor bir zamanda görev alıp, yine aynı başarıya ulaşmak isteğiyle işe başladı. Düşme hattındaki takımını üst sıralara taşıdı. Bu sezona başlarkan başka bir zorlukla karşılaştı. Süper Lig’in birçok takımında olduğu gibi, bu kez UEFA Finansa Fairplay engelinde istediği transferleri yaptıramadı, elindekilerle yetinmek zorunda kaldı. Elindeki kadroda ideal takımı kurma arayışları konusunda başarılı olamadı. Kadro seçiminde hatalar yaptı. Bazı futbolcularının formsuzluğu, yanlış onbirler, yanlış isimlerde ısrar ve en önemlisi; hakem hatalarından kaynaklanan puan kayıpları bugün gelinen sonu hazırladı.

    Ve bu hafta itibarıyla Fenerbahçe’deki görevinden ayrıldı. İyi niyet göstergesi; ayrıldığı halde kupa yarı finali ilk ayağında güçlü rakip Trabzonspor ile karşılaşan takımının başındaydı, 2-1 yenildiler. Ama rövanş için hala ümit veren bir sonuçla Fenerbahçe’ye veda etti.

      Bu durumdaki Fenerbahçe’nin, şampiyonluk yarışındaki şansı nedir pek belli değil. Her ne kadar matematiksel olarak şansı olmasına rağmen, teknik yönetimi olmayan bir takımın bu durumda neler yapabileceğin pek belli değil. O nedenle, kupada şampiyonluğunu kovalamak elde kalan tek şey. Kısacası; Fenerbahçe için bir yıl daha kayıp. Tüm beklentiler öncelikle borç darboğazından çıkabilmek ve takım kadrosunun yeni transferlerle yapılandırıması.

      Süper Lig’e bakınca, zirve savaşı iyice kıran kırana devam ediyor. Avrupa’da da yoluna devam eden Başakşehir, 49 puanla lider durumda. 48 puanlı Trabzonspor, Galatasaray ve Sivasspor lideri sıkı takipte. Bu durum lig sonuna kadar devam edecek gibi.