Habertürk  Gazetesi Spor yazarı Atilla Türker’in  gündeme getirdiği “menajer skandalı”, futbolun kirli yüzünü bir kez daha ortaya koydu. 

Oynamadan para alan futbolcular... 

Futbolcuya verilen transfer ücretinin 10 katının menajerlere ödenmesi... 

Milyonların haksızca birilerinin ceplerine girmesi…

Belgeleriyle, isim vererek yazdı Türker tüm bunları. 

Gelişmiş başka bir ülkede olsa sonuçlarının ne olacağını hepimizin bildiği bu haber ve sonrasında yaşananlar ise ortada.

O halde dağ nasıl fare doğurmuş görün diye sonrasında olanlara bakalım mı bir de?

Atilla Türker yazıları sonrası adı geçen menajerlerce telefonla aranarak tehdit edildi.

Küfürlerin havada uçuştuğu o tehdit telefonlarında menajerler Türker’e “Seni yaşatmayacağım bu ülkede, kurşuna dizdireceğim, mermi manyağı yapacağım.”  dedi.

Yetmedi Türker’in anasına, bacısına, kızına kadar ağıza alınmayacak hiçbir şekilde anlaşılması mümkün olmayan ağır küfürler de edildi. (Bunlar Türker’in kendi ifadeleri ve taraflarca da yalanlanmadı)

Ama başta Atilla Türker olmak üzere, birçok kişinin atladığı ve birilerinin bilerek kulak arkası ettiğini adım gibi bildiğim bir söz daha edildi o tehdit telefonlarında.

Ne mi o?

Türker’in açıklamasından verelim.

- Menajer Metin Korkmaz, aradı "Yemek yiyebilir miyiz, görüşebilir miyiz?" Ben de "Olabilir önümüzdeki günlerde" dedim. Bana "Gazeteci misin menajer misin?" dedi.

Dikkat edin! 

Bir menajer işinin gazetecilik olduğu başta camiası olmak üzere herkesçe aşikar olan birine hakaretler yağdırmadan önce ilk olarak "gazeteci misin menajer misin?" diye soruyor!

Kendi adıma ben Korkmaz’ın bu ifadelerini okuduğumda zerre şaşırmadım.

Menajer Metin Korkmaz’ın gazeteci Atilla Türker’e  ‘gazeteci misin menajer misin?’ diye sorması anlayana mesleğin ne hale geldiğine işarettir aslında.

Korkmaz bu soruyu sormakta kendince de haklı biliyor musunuz?

Neden mi?

Çünkü  ne acıdır ki onun ve dahi benim de spor gazetecisi diye tanıdığı birçok kişi aynı zamanda ya menajer, ya da menajer yancısı da ondan.

Evet, evet yanlış okumuyorsunuz.

Spor medyası çalışanı birçok hadsiz mesleğin itibarını ayaklar altına alarak aynı anda menajerliğe de soyunmuş durumda yıllardır.

Bunların sayısı son dönemlerde gittikçe de arttı üstelik.

Menajerlerle yatıp, kalkan onlarla gazeteci sıfatıyla gazetecilik dışında her türlü çarpıklığı yaşayan sözde gazetecilerin varlığında Metin Korkmaz’ın Atilla Türker’e bu absürt sorusu hiç ama hiç yadırganmasın desek yeridir.

Devam edelim.

Tüm bunlar olurken ve Türker yaşananları savcılığa taşırken; işin medya ayağında neler yaşandı bir de ona bakalım mı?

“Ölümle tehdit edildim” diyen Türker’e meslektaşları kayıtsız kaldı.

Menajerlerin yaptıkları karşısında olan biteni yazmak, konuşmak, gündeme taşımak  bir yana 3 maymunu oynayanlar da yine gazetecilerdi.

Bunu da çok görmedim elbette.

Çünkü bileşik kaplar ilişkileri müsaade etmezdi eyleme.

Etmedi de.

Atilla Türker’in belgeleriyle yazdığına, küfürlerle karşılık verenlere spor medyasının menajer sevicilerinin bir madalya takmadığı kaldı bu süreçte.

En olmadık havada rüzgar estiren sözde spor gazetecileri, menajer skandalında  yaprak kımıldatmadı medya ve dahi sosyal medyalarında.

Bu hamur benden yana daha çok su kaldırır dostlar.

Gördüklerimi, bildiklerimi, yaşadıklarımı yazsam (ki yazacağım da yakında) aklı selim her insanın dudağı da uçuklar.

Ve ne acıdır ki o yazacaklarımın ucu da çokça mesleğimize dokunur.

Amma velakin benim Don Kişot’luğum ile olacak işler değil bunlar.

Bu mevzuda asıl ses çıkarması gerekenlerin 3 maymunu oynadığı düzende benden şimdilik bu kadar.

Gün ola harman ola.

(-İyi de sen ve gazeten ne yaptı? Bu olan biten karşısında diye soranlar olursa diye not: Ben Atilla Türker'in haberi ve aldığı tehditleri yazanı görmedim varsa yazan, konuşan bilgilendirsin ama ‘menajerlerin vurgunu ve gazeteciye tehdidi’ bu gazetede 7 sütuna manşet haber oldu. Twitter hesabımda bu haber ve sonrasında ayrıca herkes kafasını kuma gömmüşken  yazdıklarım da cabası. Kafi mi?)