​FETÖ'NÜN ÇİFTLİĞİ HALİNE GELEN CHP...

Ekin GÜN 06 Oca 2017

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
Faili meçhul olaylarda, açık cinayetlerde ise hiç değilse en azından delilleri karartmakta üstlerine yoktur.

Kitabın ortasından başlayalım… Yaşadığımız her terör olayının içinde FETÖ var.

Bu gerçeği sakınırsak kendimizden ve bir de üstüne 15 Temmuz işgal girişimini unutursak kendi ayağımıza sıkmış oluruz.

Onun için FETÖ’yle mücadele gündemin ilk sıralarından inmemek mecburiyetindedir.

Son yaşanılan terör olaylarına bir bakın demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Bugüne kadar FETÖ dediğimiz örgütün klasik taktiğidir: Bir halt yerler, o haltı başkalarının üzerine atarak kendilerine alan boşaltırlar ve “aklanırlar.”

Kurdukları tüm kumpasta bu aşağılık kural ilk sıradadır.

Faili meçhul olaylarda, açık cinayetlerde ise hiç değilse en azından delilleri karartmakta üstlerine yoktur.

Ya da apaçık bir şekilde Rus Büyükelçi Karlov’un öldürülmesinde gördüğümüz gibi cinayeti kendileri işlerler.

Diğer terör örgütlerinden ayrıldıkları iki nokta hem kripto olarak iyi gizlenir, yani iyi sahtekarlık yaparlar.

İkincisi ise devlete sızdıkları noktada devletin imkânlarını kendi şer planlarına alet ederler.

O nedenle bu mücadele uzun soluklu bir mücadele.

Hani şu OHAL’i eleştiren bazı budalalar bunu bilmez, anlamaz hatta OHAL’i eleştirerek FETÖ’ye yardım ve yataklık yaparlar.

Bunlardan biri de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.

OHAL hususunda iktidara vurdukça vuruyor, sanki bundan 6 ay önce darbe yaşayan Mozambik’ti!

FETÖ’nün devlete sızmasında AK Parti’ye suç buluyor ama kendi partisine nedense hiç bakmıyor.

En basiti, danıştığı kişi Fatih Gürsul FETÖ’den tutuklandı.

Bir de Ahmet Hakan’ın programına çıkıp “CHP’de FETÖ’cü yok, olması için ortam yok” demişti.

Nasıl bir ortamsa bu artık, kendi Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ı da görmüyor.

Biraz bu meseleden bahsedeceğim.

Çünkü birileri artık bu mevzuyu unutturmaya çalıştıkça hatırlatmak vazifemiz oldu.

Murat Hazinedar en basitinden 17-25 Aralık yargı darbesinden bile sonra FETÖ’nün kanallarında boy gösterdi, FETÖ’nün gazetelerinde övülerek haberleri birinci sayfadan basıldı.

FETÖ’cü Gazeteci ve Yazarlar Vakfı’nın 2 Temmuz 2015 tarihindeki iftar programına katılarak, FETÖ’nün propagandasını yaptı.

Merak edenler internetten videosunu bulup izleyebilirler.

Hatta Hazinedar’a meclis darbe komisyonunda bu mesele şöyle soruldu:

“2 Temmuz 2015 tarihinde FETÖ’nün Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı toplantılarına katılıp uzunca bir konuşma yaparak methedici ifadelerde bulunduktan sonra ‘Hizmetleri yapanlara el uzatacağız” dediniz. Şahsınız ve Beşiktaş Belediyesi adına örgüte yardım ettiğiniz, destekleyerek faaliyetlerine iştirak ettiğiniz kamuoyu tarafından yakinen bilinmektedir. Örgüte yaptığınız nakdi yardım, menkul yardım, gayrimenkul devri, imar hakkı ihdası gibi destekleri sıralar mısınız?”

Kendisi bu soruyu ayrıntılı olarak ne cevap verdi bilemiyoruz.

Özellikle FETÖ’ye maddi ve manevi yardımları nelerdir ve halktan alınan vergilerle oluşturulan belediye kaynakları FETÖ’ye aktarıldı mı, aktarıldıysa nasıl aktarıldı, bunu da bilemiyoruz.

Özellikle imar hakkı ve gayrimenkullerle ilgili olarak Beşiktaş Belediyesi’nin FETÖ’ye yardım ve yataklık yapıp yapmadığı aydınlatılmak zorunda.

Kapatılan FETÖ’nün televizyonlarına ve gazetelerine ilk koşanlardan biriydi.

FETÖ’yle nasıl dayanıştığı oradan belliydi, FETÖ’cü Tarık Toros’un övgüyle bahsettiği isimler arasına girdi.

Utanmadı, daha da ileri gitti… “FETÖ ile mücadelede ısrar edilmesi halinde, Türkiye’nin tarihin en kötü günlerini yaşayacağını” söyledi.

Buna cüret etti, FETÖ’nün amaçlarına hizmet etti.

En sonunda 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kendisine yurtdışı yasağı kondu.

Şimdi bu belediye başkanı hala CHP’de görev yapıyor ve partisinde FETÖ’cülerin olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu bu adamı hala partide tutmaya devam ediyor.

İhraç konusu gündeme bile gelmiş değil.

Kılıçdaroğlu’nun kardeşi Celal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi “Ağabeyim partiye FETÖ’cüleri doldurdu” sözünün önemini daha iyi anlıyoruz.

Bunlar sadece basına ve kamuoyuna yansıyanlar… Kim bilir Mustafa Kemal’in partisinde daha ne FETÖ’cüler var!

CHP’den sadece “uyarı” aldı ama bu kadar ilişkinin sonucu ihraç değilse nedir?

Devlet FETÖ’yle amansız bir mücadele yürütürken CHP FETÖ’yle mücadelede neler yapıyor, yoksa FETÖ’cüleri tutma konusunda neler yapıyor, yorum sizin.

Bu köşenin okuyucuları bilirler, Kemal Kılıçdaroğlu’na bir soru sormuştum:

“15 Temmuz günü darbeciler tarafından kuşatılan Atatürk Havalimanı’ndan nasıl çıktın?” diye.

Bu sorunun da hala cevabı verilmiş değil.

Ama CHP başkanlığa karşı çıkarak, OHAL’i eleştirerek, dezanformasyonlar üzerinden algı oluşturarak FETÖ’nün amaçlarına hizmet etmekte geri durmuyor.

Ve ne CHP tabanından ne de CHP’nin önemli isimlerinden tek söz yok.

Bu kadar ilişkiyi, münasebeti nasıl içlerine sindiriyorlar yoksa içlerine sindirmeyi geçin bu kadar ilişki yumağıyla nereye varmak istiyorlar siz düşünün.

Ama şunu unutmamalı… “Mustafa Kemal’in partisiyiz” diye övünenler partilerini FETÖ’nün çiftliği haline getirmiş.

Bir Allah’ın kulundan da ses çıkmıyor…

Kafayı Erdoğan’la bozacaklarına, önce kendi partilerine baksınlar da utanmaları hala kaldıysa mahcup olurlar belki.