FATİH ERBAKAN'IN YÜKSELİŞİ!

Arzu ERDOĞRAL 23 Eki 2019

Arzu ERDOĞRAL
Tüm Yazıları
Çevremde de Fatih Erbakan ismini çok duymaya başladım. Erbakan bu şekilde yoluna devam ederse önü açık gözüküyor. Siyasete de böyle isimler gerekiyor.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu adam gibi adam olmasının yanı sıra doğruya doğru yanlışa yanlış diyebilen bir liderdi. Bizdeki muhalefetten onu ayıran en önemli özelliği buydu.

7 Temmuz 1996 tarihinde merhum Necmettin Erbakan tarafından 54. hükümet kurulmak üzereyken Yazıcıoğlu, TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmada; ‘Müslümanların iktidarını engelledi’ dedirtmem. Demokrasi mi? Demokrasi dışı vesayet odakları mı? denildiğinde, tabi ki demokrasiden ve milletten yana tavır koyarım. Kerhen de olsa, REFAH-YOL hükümetine güvenoyu vereceğim’ diyerek destek vermişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde, Davos'ta gösterdiği tepkiyi olumlu gördüğünü, doğru bulduğunu söyleyerek yanında yer almıştı.

Daha birçok konuda da desteğini göstermişti.

Yeniden Refah Partisi kurulduğundan bu yana Genel Başkanı Fatih Erbakan’ı yakından takip ediyorum. Kendinin tavrını, Muhsin Yazıcıoğlu’na benzeterek takdir ettiğimi söylemeliyim.  

Erbakan, Barış Pınar Harekatı'na tam destek vererek, "Türkiye'nin kendi güvenliğini temin etmek amacıyla bu askeri operasyonu yapması en tabii hakkıdır. Bu operasyonda elbette ki millet olarak devletimizin ve TSK'nın sonuna kadar arkasındayız" dedi.

Öte yandan bazı kesimlerce tepki çeken araç içerisinde sigara içenlere ceza kesilmesi ile ilgili de tepki göstererek uyuşturucu kullanımına ve GDO’lu ürünlere dikkat çekerek tavrını ortaya koydu.

Çevremde de Fatih Erbakan ismini çok duymaya başladım. Erbakan bu şekilde yoluna devam ederse önü açık gözüküyor. Siyasete de böyle isimler gerekiyor.

Yolu açık olsun…

RUMLAR’I MUTLU EDEN AÇIKLAMA!

Açıklamayı yapan bir Rum değil…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Tunç Soyer…

Soyer, Kıbrıs sorunu ve Doğu Akdeniz üzerinden adada yaşanan gelişmeleri değerlendirirken, Türkiye’nin adaya müdahale ettiğini savunarak “daha fazla müdahale etmeyelim. Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakırsak, en doğrusu bu olacak” dedi.

Sanki adada barış olmasın diyen varmış gibi “iki halkın barış içinde yaşamalarından, birlikte karar üretmesinden yanayım” ifadelerini de kullanan Soyer, “herkes Ada’nın bir tarafından çekiştiriyor” derken ise açıkça kimleri kast ettiğini belirtmedi.

Hayır, Türkiye Kıbrıs halkının yanında yer almaktan başka ne yapıyor?

Kıbrıs’ın çıkarlarını korumak suç mu?

Bir süre önce Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Pompeo'dan, Doğu Akdeniz'de Türkiye ile Güney Kıbrıs arasındaki doğal gaz sondaj geriliminin sona erdirilmesi için yardım isteyip, Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerinin 'Kıbrıs'ın egemenlik haklarını alenen ihlal ettiğini' söylemişti.

Pompeo ise 'Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerinin kabul edilemeyeceğini' belirtmişti.

Soyer’ın yaptığı açıklamanın bunlardan ne farkı var?

ABD Dışişleri Bakanı, Washington'un Doğu Akdeniz'de Yunanistan-Mısır-İsrail arasındaki enerji iş birliğine destek verdiğini ve enerji piyasasına 'serbest ekonomi kuralları çerçevesinde dahil olmayı arzu ettiğini' söylerken şimdi biz Soyer’in açıklamasını nereye koyalım?

Yoksa KHK'dan ihraç edilen FETÖ'cü ve PKK'lıları Büyükşehir Belediyesinde zabıta olarak işe alan Soyer’den fazlasını beklemeyelim mi?