​EY KADINLAR, MERHAMET ZURNANINIZ NEREDE ZART DEDİ?

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
Hayatın izleyicisi olmaktan çoktan vazgeçmişim de, ama ne fayda.

Hayatın izleyicisi olmaktan çoktan vazgeçmişim de, ama ne fayda.

Gözüne gözüne giren, merhametsiz insanlar.

Bazı zamanlarda daha çok kadınların izcisi olurum.

Bazı zamanlar, erkekler umurum olmaz.

Memesinden süt gelen kadından merhamet beklerim.

Umudum onlar olsun isterim.

Kadın, sen iyi ol ki, çocukların da iyi olsun derim.

Kadınların, merhamet zurnası, nerede ne zaman zırt dedi, ya da zart dedi, anlayamadım.

Ya çok kısa zamanda, ya da çok ani oldu ben yakalayamadım.

Utanmaz bacılarım benim, ne ara kendinizi bu kadar bitirdiniz onu da anlayamadım..

Kızmayın bana.

Okuyunca hak vereceksiniz ve biz kadınlar, merhametsizlik zurnasını bu kadar sert, nasıl çalmaya başladık ve zurnamız zırt dedi ve aslında zart dedi bilinmez.

Memleketin neresinde olduğu önemli değil, iki kadın, mezarlıkta, oyun havası açmışlar, çakkıdı çakkıdı göbek atıyorlar. 

Utanmazların göbeklerine bakıyorum, en az dört çocuk doğurmuşlar, hamur gibi olmuş, lambur lumbur sallanıyor. Etrafları kabristan, herkesin, arkasından günlerce ağladığı ölmüşleri, mezarları var.

Uğursuz, arsız, kalpsiz, merhametsiz kadınlar.

Şakır şakır göbek atıyorlar, ne kadar çirkinler, ne kadar arsızlar anlatamam.

Ey kadınlar, çocuklarınız, sizin gibi analarını görünce kim bilir, ne kadar utandılar.

Harun Kolçak'ın, Bursa'da, camide, son duası ediliyor, son yolculuğuna uğurlanacak.

Kızıl kafalı bir kadın, kalabalığı yara yara geliyor.. Tabuta sokuluyor, yan duruyor, bir eli Harun'un tabutu üzerinde selfie yapiyor, fotoğraf çekiyor.

Ölüm, bir kadının umuru değilse kimin umuru olmalı.

Doktora gidiyorum, sistemin açılmasına iki dakika var, gepegenç bir kadın hışımla dışarı çıkıyor, sistem kapalı, daha açılmamıza var! diyor. Gözlerinde, hastaları endişe içinde, o son iki dakika bekletmenin, sadist keyfi var.

Keyfini sürüyor anlayacağınız.

Havaalanındayız, dolu yağmış, yağmur fırtına. 

Alan hınca hınç yolcu dolu, uçaklar inemiyor, kalkamıyor.. Herkes cep telefonu bekleyenine, merak edenine durumu anlatıp duruyor.

Çoluk çocuk, bebekler dolu, üst üste..

Ne olacaksa, endişesi içindeyiz.

Korkuyorum bende, eyvah diyorum, nasıl kalkacağız nasıl gideceğiz?

Simdi türbülans falan da olur.

Orada çalışan görevli genç kadının, yanındaki genç adama tısladığını duyuyorum. İnşallah hepsi iptal olur da biz eve gideriz.

Endişe içinde insanları seyrediyor, bundan zevk duyuyor ve evine gitmeyi planlıyor.

Eyvah diyorum.. Daha yirmili yaşların başında, ne zaman bu kadar merhametsiz oldun kız diyorum.

Gece oluyor...

Hızla yayılan bir merhametsizlik karşında, pikeyi kafama çekip yatıyorum.

Kadınlara dair endişem var, uyuyakalıyorum.

Rüyamda.

Memesinden süt gelen, bebelerini emziren bir dolu kadın görüyorum.

Hayırdır inşalllah.

Funda'ya takılanlar...

... Murat Yıldırım, eşi Imane'yi,1 yıl önce tanıştığı, restorana götürmüş, sürpriz yapmış. Eşine özel mektup yazmış. Yeniden doğmuş gibiyim, artık sadece yüzüm değil, ruhum da gülüyor. Bunu başaran, Imane icin Allah'a her gün şükrediyorum demiş. Kafanı itekleyen kakalayan bunca adam varken, ne mutlu karısına şükür eden adamlar var. Benim de sevdiğim bir adam bu Murat.. Yok büyük konuşma, yok neleri gördük biz, ahkam kesme bilmişliğinden vazgeçin, kim ne isterse, o kadar büyük konuşur, o kadar küçük konuşur, kime ne.

... Samsun'da üniversite öğrencisi, genç kız, sürekli kötü rüya görüyorum diye, hocaya gidiyor.. Lakabı, üfürükçü hoca. Hoca, genç kadına, çamurlu suda banyo yaptırıyor, sonra, göğüs ve kasık bölgesine Arapça harfler yazıyorum diye cinsel tacizde bulunuyor... Hocaya ne diyeyim, bir an önce ölürsün inşallah. Kıza ne diyeyim, sen üniversite ögrencisisin, utanmıyor musun, üfürükçü de derman aramaya, okuma daha iyi.