EVLİYA ÇELEBİ HAKLI

Neşe BERBER 06 Şub 2018

Neşe BERBER
Tüm Yazıları
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük kenti olan Gaziantep; nüfusu, ekonomik potansiyeli, kültürel zenginlikleri, tarihi dokusu ve büyükşehir statüsüyle metropol bir kent olma özelliği ile yerli yabancı insanların ilgisini çeken bir şehir. Gaziantep denince ilk akla gelen belki yemekleri, fakat gidip gezince yemeklerinden başka özel yerlerinin de olduğunu hemen görüyorsunuz.

"GAZİANTEP DÜNYANIN GÖZBEBEĞİDİR"

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile sohbetimizde bakanlığı sonrası kazandıklarını belediye başkanlığına çok katkı sunduğunu orada yaşadığı deneyimlerini şimdi şehrine aktardığını anlatıyor. Kültürel mirasın korunması, yaşatılması, tanıtılması ve turizme kazandırılması amacıyla bu yöndeki çalışmalara yoğunlaştıklarını belirten Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, kentteki yapısal dönüşümü Evliya Çelebi'nin "Gaziantep dünyanın gözbebeğidir" sözleri ile kentin dünyanın en eski 20 yerleşim yerinden bir tanesi olduğunu söylüyor.Gaziantep’in hamamları

Osmanlı hamam mimarisi ve kültürünün en güzel örneklerinden. Paşa Hamamı olarak uzun yıllar hizmet veren hamam, içerisinde hamam araç ve gereçleri hamam adetleri, balmumu heykellerle beraber görsel zenginlik kazanmış ve hamam geleneği canlandırmaya devam ediyor. Hamamın içine girdiğinizde ‘Antep’in hamamları’ türküsü ile de hamama verilen önemi bir kez daha hissedebiliyorsunuz.

Çingene kızı, Zeugma mozaik müzesinde

Zeugma Antik Kenti’nin eşsiz mozaikleri, o dönemde kentte yaşamış olan insanların inançları, kültürü ve günlük yaşantısını geçirdiği ortam birebir mimarisine uygun olarak ziyaretçilere 2011 yılında açılmış. Zeugma Antik kentin akropolünde yer alan iki tapınaktan biri olan Athena tapınağının kült heykeli Athena’nın gövdesi müzenin bahçesinde sergilenmekte. Müzede yer alan en önemli eserlerden biri de Çingene kızı mozaiği özel bir karanlık bir bölümde sergileniyor.

‘Gaziantep’in tek devlet üniversitesitesiyiz’

Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. ALİ GÜR ile sohbet ederken üniversite için şöyle diyor: Gaziantep huzurun, barışın, empatinin yaşandığı bir üniversiteyiz. Tıp ve mühendislik alanlarında çok iddialıyız. Organ nakli, kemik iliği nakli, rehabilitasyon alanında çok iyiyiz. Artık çevre illerden hasta kabul ediyoruz. Kalp nakli, karaciğer nakli, yüz nakli gibi önemli alanlarda operasyonlar yapıyoruz. ‘Ortadoğu’nun aynı zamanda Anadolu’nun en güzel şehri Gaziantep’in tek devlet üniversitesitesiyiz. 53 bin 500 öğrencisi var. 108 ülkeden 4 binden fazla öğrencimiz var. Üniversitemizde 200’den fazla uluslararası toplantı yaptık. Ülkemizi şehrimizi yurtdışında tanıtmak için elimizden geleni yapıyoruz. Gelenler Gaziantep’i görünce hayran kalıyorlar. Yaşayan bir şehiriz. Büyük bir çocuk hastanesi ve onkoloji hastanesi yapıyoruz. İpek yolu üstünde olduğumuz için acil ve travmatoloji hastanesi yapıyoruz. 27 bin 500 metre kare kapalı alanda 7/24 açık bir kütüphane yapıyoruz. Üniversitenin içerisine bisiklet yolu yapıyoruz. Engelsiz bir kampüs önümüzdeki yıl açılmış olacak. Gaziantep Üniversitesi, dinamik, toleranslı, farklı fikirlerin harmanlandığı huzur içerisinde yaşamın olduğu bir üniversitedir. Bu yıl sadece 10 bin 500 kayıt yaptık. Geçmişte bilim adamı olarak çok ödüller aldım. Gece gündüz çalıştım.
Prof. Dr. Ali Gür’e uzmanlık alanını sordum. Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon alanı uzmanlık alanı olduğunu öğrendim. Hemen sohbetimizi özellikle insanların en çok yaşadığı vücut ağrılarını dile getirdim. Neden oluyor stres mi, hareketsizlik mi diyorum. Stresi nasıl yok ederiz, diye soruyorum.
‘Stresi yok etmenin değilde stres ile başetmenin yöntemlerini bulmalıyız. Ağrıların temel iki sebebi var biri stres biri hareketsiz yaşam. Toplum hareketsiz kalırsa obezite artar, ağrılar başlar. Ağrılarınızdan kurtulmak istiyorsanız, Fizik tedavi alanında uzman biri olarak hiçbir şey yapamazsanız bile günde 45 dakika yürüyüş yapsın herkes bütün ağrılarınız gidecektir. Bunu yapamıyorsanız, haftada 4 gün yürüyüş yapın. Hem bu alışkanlık oluşturacak sizde hem de ağrılarınızdan kurtulacaksınız. Hem de ruhen rahatlayacaksınız. Fibromiyalji dediğimiz bu özellikle genç bayanlarda görülen bu hastalık için hekim olarak söylüyorum günde en az 45 dakika yürüyüş 10 gün düzenli yapsınlar farkı göreceksiniz. Kasların kendini toparlaması 1 aydır. Bir ay sonra farkı göreceklerdir.’ diyor. Ben de bunu vücut ağrılarından stresten şikayet eden herkes ile paylaşıyorum.

 

Görme engelliler milli takımın yüzde 80’ni Gaziantep’li sporcular

Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu bünyesinde, bölümün okutmanlarından Selahattin Koç 10 yıl önce Gaziantep ilinde görme engelli 8 çocuğa spor yaptırmaya başlamış. 8’inide önce milli takıma kazandırmış sonra öğrencilerle beraber çalışarak Dünya ve Avrupa dereceleri almışlar. Böylece Engelliler, engel olmadığını herkese kabul ettirerek ailelerine gelir kazandırmışlar. Ülkemize ilk defa Olimpiyat madalyası kazandıran Engellilerde Semih Deniz olimpiyat 3.’sü olmuş. Bursa’da yaşıyor antrenmanlara Gaziantep’te kampa gelip hocanın yanında çalışıyor. Selahattin Koç, engellilere sadece engelliler gününde hatırlamak yerine hayatını hiçbir maddi karşılık beklemeden onlara adamış. Bir önemli bilgi de, Görme Engelliler Milli Takımının yüzde 80’ni Gaziantepli sporculardan oluşuyormuş.

Gaziantep Üniversitesi El sanatlarını Koruma Merkezi

Merkezin müdürü Remzi Öztekin büyük bir özveri ile bölümünde sanata yönelik önemli çalışmalar yaptığını söyledi. Gördüklerimde Gaziantep’in kültürünü yansıtan muhteşem çalışmalardı. Atölye hocaları Ahmet Özbek, Mustafa Öztürk, bakır işleme sanatı ve sedefçilik gibi yöresel meslekleri geleceğe taşıyorlar. Yaptıkları sanatın değerinin tam anlaşılmadığı yeteri kadar destek görmediklerini serzenişinde bulunuyorlar. “Fakat yine de biz bu işin son temsilcileriyiz, bizim hocalarımız bize bu sanatı öğretti, biz de onlara sahip çıkmalıyız” diyerek, yaşayan fakat iş bulamayan ustalarının değerlendirilmesinin önemine dikkat çekti.
GAZİANTEP SAVUNMASI ve KAHRAMANLIK PANORAMASI MÜZESİ

Gaziantep Kalesi içerisinde yer alan galeride Antep halkının düşman işgaline direniş öyküsü beni en çok heyecanlandıran yer oldu. 2008 yılında, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından İstiklal Savaşı’nda kahramanca verilen mücadelenin anlatıldığı “Kahramanlık Panorama Müzesi” olarak hizmete açmış. 10 ay 9 gün süren işgalde, kahramanca şehrini savunan Gaziantep halkının bu zaferi Gaziantep Kalesi’nin içinde geziyorum. Antep savunması ve kurtuluşuna ilişkin olarak gerekli tarihsel literatür çalışmaları, Antep Savunmasının teşkilat yapısı, cepheler ve komutanlar kronolojik olarak resimler, rölyefler, heykeller, sunumlar ve maketlerle anlatılmış.

Halil Usta Türk  yemek kültürünü hala devam ettirenlerden

Çok kelime kurmaya süslemeye gerek yok. Herkesin bildiği gibi yemek kültürü çok gelişmiş, birbirinden lezzetli yemeklerin olduğu bir şehir olduğu biliniyor. Fakat nasılsa biz meşhur olduk gelene ne versek yer zihniyeti yok olmadıkça birgün gelir o herşeyi kabul gördüremezsiniz. Bunun bir örneğini de ‘İmamçağdaş’ ismi ile marka olmuş bir yerin artık fabrikasyon gibi çalışması ve lezzetini bozduğunu özensiz servis yaptıklarını görmek açıkçası üzdü beni. Bir başka yer ise mutlaka gidin dedikleri Halil Usta. Gerçekten nostaljisini hiç bozmadan korumuş ve güleryüzü ve lezzetleri ile de Türk yemek kültürünü özveri ile tanıtmaya devam eden yerlerin başında geliyor.
Osmanlı, Selçuklu ve İslam medeniyeti
Tarihi İpek Yolu’nun üstünde kurulmuş bu güzel şehir Gaziantep’te Hışva Han’a gidiyorum. Gaziantep’in en meşhur ev yemeklerini burada tadabilirsiniz. Hanlar ve hamamlar konusunda da iddialı Gaziantep. Osmanlının, Selçuklunun ve İslam medeniyetinin de en güzel eserleri ve bütün dinler ve diller yıllarca kardeşçe birlikte yaşamış. Hem kilisenin hem havranın hem caminin yan yana olduğu bir şehirden ayrılırken daha birçok yeri gezmeden dönmek biraz zor oluyor. Evliya Çelebi ‘Gaziantep dünyanın gözbebeğidir” demiş ya gerçekten çok haklı ülkemizin her şehri gibi Gaziantep bu sözü fazlasıyla hak ediyor.