Türkiye yepyeni bir yönetim sistemine kavuşuyor. Bu bize hükümet yönetiminde istikrar getirdiği gibi onlarca yıldır türbülans yaşamış olan siyasi hayatımızı da yeniden düzenleme fırsatı vermektedir.

Yani bu yeni bir başlangıç, bir milat olarak kabul edilmeli ve siyasete yeniden format atmamıza imkân sağlayacak bir fırsat olarak görülmelidir…

16 Nisan referandumunun neticelerini bardağın yarısı boş veya yarısı dolu tartışmaları ile geçirmenin bir anlamı yok. Halk mesajını vermiştir. Mesajı anlayan ve kendisine çeki düzen veren partiler ve siyasiler bundan sonra başarılı olacak, bunu anlamayan ve hala boş işlerle uğraşanlar ise yok olup gidecektir.

Yani bir lider “parti küçük olsun ama benim olsun TBMM’de durumu idare edip gideriz” gibi bir zihniyetle artık bu işi götüremeyecektir.

Yeni TBMM daha güçlü olacak, çünkü oraya seçilenler artık çok daha donanımlı kanun yapıcılar ve cumhurbaşkanını etkin bir şekilde denetleyecek kişiler olacaklar.

İşte onun için yeniden yazılacak siyasi partiler yasası ve seçim kanunu çok önemli. Anayasa değişikliklerine ve cumhurbaşkanlığı hükümet modeline karşı çıkanlar esasında biraz olsun bu işlere kafa yorsalardı yaptıklarının ne kadar boş olduğunu, nasıl bunlarla zaman kaybettiklerini anlarlardı. Esas olan yeni sisten içinde daha da güçlenecek olan siyasetin sağlam temeller üzerine oturtulması.

AK Parti’nin silkelenip kendisine gelmesi, 2002 ruhunu yeniden yakalaması gerekiyor. CHP’nin artık gerçek bir sosyal demokrat ve halkçı çizgiye gelmesi gerekiyor. MHP’nin ve Ülkücü hareketin FETÖ etkisinden biran evvel kurtulması gerekiyor. HDP’nin ilerici vasıflarını ortaya çıkarıp PKK etkisinden kesin bir şekilde kurtulması gerekiyor. Bunları yapan kalır yapamayan da tarihe gömülür. İşte herkes için altın bir fırsat…