​ERDOĞAN'DAN ÇOK AK PARTİLİ OLANLAR

Alican DEĞER 15 Eyl 2017

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Açık açık konuşalım.

Açık açık konuşalım. İçinde Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmayan bir AK Parti, AK Parti olmaz. Başka bir şey olur. 

Türkiye’de sağ partiler geleneksel olarak lider partileridir. Yani güçlü bir lider etrafında örgütlenir, şekillenir, yol alır. Toplumsal dayanağı bu yöndedir. Sağ taban güvendiği lidere oy verir. Menderes böyleydi, Erbakan, Türkeş, Demirel ve Özal da. Sol partilerde durum farklıdır. O yüzden sürekli kavga çıkar. Mesela bugün Sayın Kemal Kılıçdaroğlu gitse CHP’ye hiçbir şeycikler olmaz. Tıpkı sayın Baykal gittiğinde olduğu gibi. 

Şimdilerde son 15 yıldır görmeye alışık olmadığımız o yüzden de şaşırdığımız birtakım gelişmeler yaşanmaya başladı. AK Partili, Erdoğancı bildiğimiz kimi yazar ve çevreler, açıkça isim vererek eleştiriye başladılar. Şaşırdık diyorum çünkü bu eleştirileri getiren çevreler son 15 yıldır değişen bu iklimde boy vermiş, serpilmişlerdi.

Anlaşılan o ki AK Parti içinde “Olası” bir muhalif harekete gaz vermeye, kimilerinin ses çıkartmasını sağlamaya çalışıyorlar. Ve bunu da AK Parti sevgisinden yaptıklarını ima ediyorlar. Yani anlayacağınız Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan çok AK Parti’yi düşündüklerini söylemeye getiriyorlar.

Açıkçası, geçmişte Erdoğan’ın sürdüğü bu topraklarda filizlenen bu kişilerin bu tavrı almalarına neden olan gelişmeleri tam olarak bilemiyorum. Sanki yazılanlardan çok yazılmayanların bir anlamı var gibi duruyor. Ama şimdilik sezilerden başka eldeki tek veri yazılanlar. Bu yazılardan gördüğüm de Sayın Ahmet Davutoğlu temalı bir sıkıntı yaşandığı. Anlaşılan kimileri işin en temelinde Davutoğlu’nun Başbakanlıktan ayrılış sürecinin sancılarını tam olarak atlatamamış. Sayın Davutoğlu bu tartışmaların neresinde duruyor henüz belli değil. Kendi isminin altı çizilerek yapılan Erdoğan eleştirilerine ne diyor acaba?

Neyse yazının başına dönersek, Erdoğan’sız bir AK Parti düşüncesi eşyanın tabiatına ters görünüyor. Ama bu duruma güvenip de ortaya dökülen bu düşünceleri ciddiye almamak da büyük hata olur. Siyasi tarihimiz buna benzer durumlarda yaşanan kötü olaylarla dolu.