29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunun görüntülerine baktıkça bazen istemsiz olarak tebessüm ettiğimi fark ediyorum.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunun görüntülerine baktıkça bazen istemsiz olarak tebessüm ettiğimi fark ediyorum. Koca koca iş adamları, anlı şanlı ünlüler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın göz menziline girebilmek için mücadeleden alınları terlemiş bir şekilde birbirlerini eziyorlar. Belki onlara yardımcı olur diyerek bir “Davranış rehberi” hazırlamak istedim.
- Vücut çalışın: Mutlaka performansınızın yüksek olması gerekiyor. Binlerce insan, sanatçı, gazeteci ve korumanın arasından sıyrılmak hiç de kolay değil. Özellikle omuzlarınız güçlü olmalı. Erkekler biraz daha avantajlı. Kadınlar yüksek topuğun laneti ile cezalandırılıyor. Ama kadınların da kıvrak olma gibi bir avantajı var.
- Mücadeleyi önce kafanızda kazanın: Böylesi bir resepsiyona gitmeden önce Sun Tzu’nun savaş sanatı kitabını mutlaka okuyun. Onun şu sözünü sakın unutmayın. “İnsan doğası gereği zora düşmedikçe yeteneklerini sonuna kadar kullanmaz.”. İç potansiyelinizi ortaya çıkarın. Çakralarınızı iyice açın.
- Öncü ve artçı kuvvet bulundurun: Unutmayın yığınakta yapılan hata savaş boyu devam eder. Her mücadele için hazırlık şarttır. Mutlaka öncü ve artçı birlikler bulundurun. Sağ ve sol yanınızı sağlama alacak kadar adamınız varsa ne ala. Öncünüz mutlaka buz kıran gemisi gibi olmalıdır. Yoksa tek bir noktaya kenetlenmiş o kalabalığı başka türlü yaramazsınız. Önünüze düşen kişi iri yapılı bir erkek olursa ne ala. Eğer onu bulamazsanız ardınızda sizi itebilecek bir güç bulunmalı.
- Uzun boylu bir kişi şart: Allah’tan Cumhurbaşkanı Erdoğan uzun boylu. Kalabalık içinde rahatlıkla seçilebiliyor. Ama eğer siz orta veya kısa boyluysanız bu da işe yaramaz. Ekibinizde mutlaka bir uzun boylu kişi bulunmalı. Tercihen 2 metre veya daha üzeri. Eğer yalnız gittiyseniz çevrenize bakın ve bir milli basketbolcuyu gözünüze kestirin. Onun yanına konuşlanın, arada sırada sorun: “Ne tarafta, ne tarafta” diyerek.
- Saha hakimiyeti şart: Öncelikle böylesi bir resepsiyona gittiğinizde yapmanız gereken ilk şey Cumhurbaşkanı’nın ne tarafa yönelebileceğini kestirmek. Çünkü bazen feyk yiyebilirsiniz. Çünkü Erdoğan bazen sağa doğru gidermiş gibi yapıp birisini gördüğünde tam ters yöne yönelebiliyor. Açık düşerseniz yandınız. Tekrar 5 metre yanına yanaşmanız saatler alabilir.
- Korumalara dikkat: Yakın korumalar sert adamlardır. Yaptıkları dünyanın en güç işlerinden biridir. Böylesi resepsiyonlarda sanatçılar ve iş adamları gibi doğaları gereği “Yırtıcı” olanlarla baş etmek üzere eğitilmişler midir bilmiyorum ama onlara özellikle dikkat edin. Ani ve seri hareketler yapmayın. Sizi tehdit algılamasınlar.
- Söyleyeceğiniz sözleri ezberleyin: Oldu da tüm bunları yaptınız ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın karşısına çıktınız. El sıkışıyorsunuz. Eh bir şey de söylemeniz lazım. Sakın kekeleyip bütün bu çabaları boşa çıkarmayın. Söyleyeceğiniz söz ezberinizde olsun. Bu sözler de kısa, çabuk ve anlaşılabilir bir şekilde söylenmeli. Çünkü yakın çeperde kalabalığın, ezilmenin yanına bir de gürültü faktörü eklenir.
- Uzatmayın: “Buraya kadar geldim” deyip sakın Cumhurbaşkanı ile birlikte hareket etmeye çalışmayın. Çünkü oraya gelmek isteyenlerin alttan attığı tekmelere hedef olursunuz.
- Fotoğraf şart: Eğer bu mücadelenizin taçlanmasını istiyorsanız fotoğraf çektirmeniz şart. Cumhurbaşkanı kimseyi kırmayıp fotoğraf çektirir. Ama siz hazırlıklı değilseniz, daha sonra istediğiniz kadar anlatın “Ben şöyle el sıkıştım. Şunları söyledim. O da bana şöyle dedi” diye. Kimse size inanmaz. O yüzden ekipten biri varsa yanınızda her an fotoğraf çekmeye hazır olmalı. Çünkü yakaladığınız pozisyonu birkaç saniye sonra kaçırabilirsiniz.
- Bayılma numarası yapın: Tüm çabalarınıza rağmen başaramadınız mı? Üzülmeyin bu önerim her zaman işe yarar. Baktınız Cumhurbaşkanı’nı kalabalığın içinde seçebiliyorsunuz ama bir türlü yanına gidemiyorsunuz. Bağırsanız sesiniz duyulacak. Ama bir türlü göz göze gelemiyorsunuz. Size tavsiyem, hemen sesli bir biçimde kendinizi yere atın. Bayılmış numarası yapın. Bu taktiği İstanbul sokaklarında uygulayıp kendini acındırarak yolunu bulanlar bile var. Sizde niye tutmasın? Sayın Erdoğan’ın mutlaka dikkatini çekersiniz. Hatta gelip sizinle ilgilenir bile.