DHKP-C'Yİ İYİ TANIYIN!

Arzu ERDOĞRAL 10 Haz 2020

Arzu ERDOĞRAL
Tüm Yazıları
Bu konuyu uzun bir zamandır yazmak istiyordum.

Yasadışı terör örgütleri sinsi yöntemler ile gençlere yaklaşıyor.

Aile içi huzursuzluktan tutun da örgütsel fikirlere yatkınlığa kadar birçok açık bularak gençlere ideolojilerinin zehrini akıtıyorlar.

Manevi duyguları ve aile bağları zayıflatılan gençler tamamen örgütün emrine sokuluyor. Örgütten kopmak isteyenler ise çeşitli yöntemler ile engelleniyor.

PKK- DHKP-C ve FETÖ gibi terör örgütleri benzer argümanlar kullanıyor.

Bu konuyu uzun bir zamandır yazmak istiyordum.

İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Stratejileri Daire Başkanlığı’nın hazırladığı, 'Bir Terör Örgütünün Çöküşü: Ölüm Oruçları Ve DHKP/C'nin Kanlı Geçmişi' raporu konuyu bugün yazmama vesile oldu.

Raporda önemli noktalar var ve bu noktalara dikkat çekmek istiyorum.

Yazıyı okuduğunuzda mümkünse çocuklarınıza da okutun!

Rapora göre örgüt, avukatlık mesleğinin yetkilerini faaliyetlerine kalkan olarak kullanıyor.

76 sayfalık raporda, DHKP/C'nin ne kadar acımasız bir örgüt olduğuna dikkat çekilirken, görevlerini icra eden kamu görevlilerini şehit eden, sivil vatandaşları katleden, vatandaşların hayatını tehlikeye atacak şekilde intihar eylemi düzenlemekten geri durmayan, açlık grevinde/ölüm orucunda bulunan ve durumları kötüleşen mensuplarına tıbbi müdahale yapılmasını engellemek amacıyla hekimleri ve diğer kamu görevlilerini hedef gösteren, yabancı devlet misyonlarına saldıran eli kanlı bir terör örgütü olduğuna vurgu yapılıyor.

DHKP/C terör örgütünün ideolojik propagandasında kültür ve sanatın, silah ve şiddet kadar önemli bir araç olduğu, Türkiye'de faaliyet gösteren legal görünümlü illegal yapılar arasında, İdil Kültür Merkezi, Grup Yorum, Halkın Hukuk Bürosu, Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği, Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ve Gençlik Dernekleri Federasyonunun yer aldığı kaydediliyor.

Terör örgütünün tabanını genişletmeye çalışan İdil Kültür Merkezi'nin de 'İdil' ismini 1996 yılında ölüm orucundayken hayatını kaybeden DHKP/C terör örgütü mensubu Ayçe İdil Erkmen'den aldığı belirtilirken Grup Yorum isimli oluşumun DHKP/C terör örgütü talimatları doğrultusunda faaliyetlerini sürdürdüğü ifade ediliyor.

Raporda, DHKP/C terör örgütü için Grup Yorum’un, müzik ve sanat üzerinden örgütsel faaliyetlerin yürütüldüğü en önemli istismar alanlarından birisi olduğu söylenirken Grup Yorum albümlerinde yer alacak parçaların bile DHKP/C'nin Merkez Komitesi tarafından belirlendiği ve albüm çıkmadan son olarak albüm demosunun Merkez Komite'ye gönderilmekte olduğu, onay verilen albümün satışa sunulduğu ve Merkez Komite'den habersiz hiçbir faaliyetin yürütülmediği yazıyor.

“Grup Yorum; Sibel Yalçın Destanı, Dersimde Doğan Güneş, Mitralyöz, Ulaş'a Ağıt, Haklıyız Kazanacağız, Kızıldere şarkıları ve Boran Destanı başta olmak üzere doğrudan teröristleri öven birçok şarkı yapmıştır.” bilgisine yer verilen raporda Grup Yorum ile DHKP/C terör örgütü arasındaki organik bağa yönelik diğer bir delilin ise Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ı makamında şehit eden ve ölü olarak ele geçirilen DHKP/C mensubu terörist Şafak Yayla'nın ailesinin Grup Yorum konserine telefonla katılarak gerçekleştirilen eylemi ve terör örgütünü övücü konuşmalar yapması ve bu ifadelerin Grup Yorum üyelerince desteklenmesiyle ortaya çıktığı ifade ediliyor.

Ölüm oruçlarının talimatla uygulandığına dikkat çekilirken bunun DHKP/C için hem devletin tüm kurumlarına ve meşru siyasal iktidara hem de halka karşı kendi ideolojisini dayatma imkanı bulamadığı süreçte başvurduğu eylem türü olduğuna dikkat çekiliyor.

Ağır ağır gerçekleşen ölümlerin, özellikle sosyal medyada örgütün propaganda ve ajitasyon gücünü dinamik tutmasını sağlamakta olduğu dile getirilirken DHKP/C terör örgütü, Grup Yorum faaliyetleri olmadan 'konser' adı altında eleman ve finans kaynağı temin edemediğinden, Grup Yorum üyelerinin 2019 yılında başlayan ölüm oruçlarında yer almalarının, örgütün sanat kimliği üzerinden kişi, kurum ve siyasetçilerle iletişim kurmasına imkan vermesi konusu da raporda yer alıyor.

Çocuklarımızı terör örgütünden korumak için aile olarak onunla yakından ilgilenmemiz,  basının bilgilendirici yayınlar yapması ve toplumsal işbirliği gibi önlemlerin devamlı olması gerekiyor.

Önce bu örgüt ile ilgili siyasilerin ve sanatçıların bilgilendirilmesi ve terör örgütlerini övücü paylaşımlar yapmaları engellenmelidir.

Gökhan Özoğuz, Mahsun Kırmızıgül, Meltem Cumbul gibi isimler Grup Yorumu masumlaştırmaya çalışan isimlere sadece birer örnektir.