Vakıf Katılım web

"DEVLET" DENGE VE AHENKTİR…

Yaşar İÇEN 13 Oca 2023

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
Devlet; DENGE-dir, birleştirendir, sevmekle birlikte gerektiğinde cezasını esirgemeyendir, "vakti gelince" de samimi pişmanlığı affedendir…

Devlet; DENGE-dir, birleştirendir, sevmekle birlikte gerektiğinde cezasını esirgemeyendir, “vakti gelince” de samimi pişmanlığı affedendir…

Devlet; baba olmakla birlikte fazlasıyla koruyup kollayan,sarıp sarmalayan, gerektiğinde bir evladı için tüm dünyaya karşı tek başına savaşan ANA’dır…
Devlet; iç içe geçmiş farklı renk ve desenlerden oluşan ebru bir tablodur…
Devlet; şekli ve fikri yansımalardan ziyade huzurdan, sevgiden, saygıdan, empatiden yana tavrını koyan ve bunları “uygulama zorunluluğunu” vatandaşına da aktarandır…
Devlet; bir kesimin, bir ideolojinin, üç beş sloganvari cümlenin veya sembolün altına alınamayacak kadar büyüktür, herkesindir…
Devlet; binbir çeşit cümbüşün aynı bestede buluştuğu bir AHENK-tir…
Çünkü tınılar, tonlar, teller, mızraplar, vuruşlar, nefesler farklı farklı olsa da “aynı notalar varsa hepsinin rotasında” muhteşem bir bütünlük olur…
O halde Devlet; sana, bana, ona, bir kesime değil hepimize ait bir çatıdır…

Zira Toprak(Devlet);yağmurun her damlasını hasretle kucaklayıp köklerine kadar sindirmeyi oradan da tüm can damarlarına zerk edip beslenmeyi bilmezse, bulutun getirdiği bereket değil felaket olur…

Günümüz dünyası, küreselleşme sürecini eline yüzüne bulaştırıp tamamladıktan sonra gözünün odağına EVRENSELLEŞMEyi yerleştirdi… Tüm ahlaki, vicdani, etik değerlerini küreselleşmeye kurban eden insanlık, şimdilerde uzayda yaşamaya dair projelerini hayata geçirmeye hazırlanırken her kavram gibi “devlet kavramı” da kendisini revize etmek zorunda… Çünkü yeni düzende her şey silbaştan! Uzayda yaşamaya başlamasa da tüm teknolojik işleyişini oradan yürütüyor ülkeler…
Tam da bu sebepten çoğu yerde zikrediyorum; yüzlerce yıl önce kim ne demiş-ne yapmış bilelim, derslerde yer verelim fakat gençlerin beynini geçmişle bu kadar da köreltmeyelim bırakalım onlar da mevcut zamana göre düşünüp üretsin! Zira elli yıl önceki veriler bile mevcut zamana hitap etmiyor artık! O halde eğitim öğretim sistemi; yeni fikirlere-üretimlere müsade etmeli ve eskiyi aktarmaktan ziyade öğrenciyi dinleyip kendi gelişimine ve toplumu geliştirmesine zemin hazırlamalı artık!

Özetle kanunlar, kurallar, yasaklar, cezalar, siyaset, diplomasi, eğitim, sivil yaklaşımlar ve daha nicesiyle devletler; güncel, hızlı ve çözümden yana bir tavır geliştirmeye muhtaç… Özetle yeni dünya düzenine göre tüm idari işleyişimiz güncellenmeli fakat kalbimizdeki sevmeye ve sevilmeye dair kodlarımız halâ “liderin bütünü temsil etmesinden” yana…

Tüm bu cümleler eşliğinde vardığım sonuç; Nisan sonu Mayıs başı diye düşünülen seçim öncesinde mutlaka değişmesi gereken bir başlığımız var… Başkanlık Sistemi, hızlı çözüm-yerinde hizmet üretilmesi konusunda ve parlamento çekişmelerinin yarattığı sarsılmaların önüne geçmekle birlikte çoğu başlıkta tam karşılık bulsa da kalpleri yoran “partili devlet başkanı” tanımlamasına Türkiyeli bir türlü alışamadı…

Cumhurbaşkanı; devletin başı demek, ülke nüfusunun tek muhatabı demek, a-b-c-d tüm partilerin tek temsiliyet kıblegahı demek... Fakat Cumhurbaşkanı sıfatının önüne “partili” tanımlaması gelince bir şeyler o zaman da olmamıştı halâ olmuyor çünkü “parti ayrı ülke ayrı”…
Bu durumu Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte ülke olarak hepimiz gözlemleyerek bizzat tecrübe ederek gerekli verileri elde ettik. Türkiye için tarihi değere sahip 2023 seçimi öncesinde bu yönde mutlaka bir düzenleme olacağına inanıyorum çünkü vatandaşın beklentisi şu; hepimizi-devleti temsilen bir Cumhurbaşkanımız olmalı ve yurt içi yurt dışı siyasete-sahaya yön verecek bir “hükümet başkanımız-başvekilimiz” benzeri yeni bir makam olmalı…