​DARBELER TARİHİ "TARİH" OLSUN!

Osman ATAMAN 26 May 2017

Osman ATAMAN
Tüm Yazıları
Genç Osman'ın katli vahşetin bütün detaylarının uygulandığı içler acısı bir darbedir.

Genç Osman’ın katli vahşetin bütün detaylarının uygulandığı içler acısı bir darbedir. 

Abdülaziz Han’ı indirenler de daha iyi bir gelecek için çalışmamışlardır. Milletin “Uyan Sultan Aziz uyan/ Kan ağlıyor bütün cihan” yakarışı vicdanlarımızda hala yankılanıyor.

Babıali Baskını…

Sayın sayabildiğiniz kadar. 

Darbelerin rezillik zirvesi 27 Mayıs’tır.

Darbe karşısında dik duruşun zirvesi ise 15 Temmuz…

İki darbenin sonucunu doğuran temel farklardan biri ahalinin köyünde olması, ikincisinde ise şehirli olarak sahaya inip karşı koymasıdır. 

15 Temmuz’la kazanılan en büyük değer, artık ahalinin darbeler karşısında özgüveninin ve “yeter söz milletindir” duygusuna dayalı sarsılmaz gücünün açığa çıkışıdır. 

“Köylü milletin efendisidir” ve/ veya “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” sözleri nihayet anlam bulmuştur. Atatürkçü olduğunu iddia edenlerin sırf bu nedenle geldiğimiz noktayı Şerif Mardin gibi yorumlaması gerekmez mi?

Cepheleştirmek kötüdür. “Vatan Cephesi” izi, bugün dahi farklı formatlarla yaşayan bir hortlaktır adeta. 27 Mayıs’ın yolunu döşeyenlerin sığındığı bir dayanak! Gerçi bu olmasa bile efsanevi “Et Balık Kurumunda gençleri kıyma yaptılar” tarzı akıllara zarar iftira ve yalanlarla ayrımcılık, ötekileştirme ve ötekileştirdiğini kötüleme faaliyetleri darbe sevicilik tarihinde utançla altı çizilen satırlardır. 

Kısacası darbe seviciler için, darbeyi çağırmak ve darbeye kalkışmak için gerçek argümanlar asla şart değildir. Birileri düğmeye bastığında yalanlar üretilir, kirli bilgiler servis edilir, algı oyunları başlar.

Fakat bu yüzkarası darbeler silsilesinin 15 Temmuz ile tarihe karıştığını kuvvetle umuyoruz.

Çünkü ahali duruma vaziyet etmeye yine hazırdır. Hem de daha güçlü bir şekilde.

Bugün Cumhurbaşkanı ve son Başbakanın yeni hükümet ile beraber, partilerinin ismindeki iki kavramdan ilki olan adaleti hassas bir şekilde yeniden inşa etmesini ve toplumsal barış için etkili adımlar atmalarını bekliyorum. 

Kalkınmanın az veya çok olması her zaman açıklanabilir. 

Adalet denince “Hazreti Ömer”in akla geldiği bir coğrafyada, iman sahibi bir yönetimin yargıya güveni en yüksek seviyede tesis etmesi şarttır. 

İhanet edenleri izan ile derecelendirip ayıklamak, uçtaki çaresiz kişi ile örgütün başındakileri eş tutmamak gerekir.

Biz vicdanlı ve imanlı bir toplumuz. Merhametimizi kullanıp aldatmak ve inancımıza oynayıp istismar etmek maalesef çok kolaydır. 

Onun için adaletin terazisinin her zamankinden daha hassas çalışması birlik ve beraberliğimiz için hayati önem taşımaktadır. 

Onlarca rezil darbeyi yaşamış bu coğrafyada, 15 Temmuz günü darbecilere darbe yapan milletimizin bütün şehitlerine, Menderes, Zorlu, Polatkan başta olmak üzere çok değerli Erol Olçok ve oğlu Abdullah’a sonsuz rahmet diliyorum. 

Bu kahraman şehitler inşallah milletin iradesini koruma mücadelesinin son şehitleridir.