1982 Anayasası, 12 Eylül 1980 darbesini yapan askerlerin sivil yönetime geçildiği zaman bile ülke idaresini kontrolleri altında tutabilmek için halka kabul ettirdikleri bir düzendi.

Bu düzene göre cuntacıların lideri Kenan Evren cumhurbaşkanı olacak ve kendisine verilen yetkileri sorumsuz kişi olarak kullanacak ve hükümetleri zapturapt altına alabilecekti. Yani kimse ona hesap soramayacaktı... Onun için bugün bile cumhurbaşkanın yetkileri sınırsızken kendisinden hiçbir şekilde yaptıkları yüzünden hesap sorulamıyor…

Yani cuntacı bir lider için hazırlanan kurallar hala geçerli. O düzen Anayasa’da yapılan sayısız düzeltmeler ve değişiklere rağmen hala geçerli…

Ama yine de cumhurbaşkanları Meclis tarafından seçildiği sürece, bu düzen kör topal ülkenin yönetilmesine izin verdi. Ama ne zamanki halk doğrudan cumhurbaşkanını seçti o zaman işler değişti. Halkın seçtiği Meclisin ürünü yürütmeden sorumlu bir başbakan varken aynı zamanda halkın seçtiği ve o da yürütmeden sorumlu bir cumhurbaşkanı var. Bugün yürütme konusunda ülkemizde bir kavga gürültü yoksa Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Binali Yıldırım iyi niyetleri ve eşgüdümleri sayesinde olmuyor. Ama bu sonsuza kadar böyle gidemez ve bu iki başlılık sona ermesi lazım.

İki başlılık bitmeli halkın seçtiği cumhurbaşkanı kabinesiyle ülkeyi yönetmeli TBMM ise kanun yapıcı ve yürütmeyi denetleyici olarak yasama görevini üstlenmelidir.

İşte bu yüzden 16 Nisan 2017’de yapacağımız referandum bu eski çarpık cuntacı düzeni ortadan kaldırıp Cumhuriyetimizi sağlıklı bir düzene kavuşturmak için yapılacak.