ÇİN'DEN EĞLENCE ENDÜSTRİSİNE KAPAK BİR DAVRANIŞ

Micheal KUYUCU 21 May 2022

Micheal KUYUCU
Tüm Yazıları
Bugün size Çin'den bir haber vereceğim. Çin'de ünlü oyuncu Zheng Shuang'ın bir TV şovunda sadece 77 gün görünmesi karşılığı 25 milyon dolar para aldı. Bunun üzerine kamuoyundan çok büyük bir tepki geldi.

Bugün size Çin’den bir haber vereceğim. Çin’de ünlü oyuncu Zheng Shuang’ın bir TV şovunda sadece 77 gün görünmesi karşılığı 25 milyon dolar para aldı. Bunun üzerine kamuoyundan çok büyük bir tepki geldi.

Halk oyuncuların böyle astronomik paralar almasına tepki verince Çin’de ulusal radyo ve tv idaresi oyuncu ücretlerinin toplam prodüksiyon bütçesinin yüzde 40’ı ile sınırlandırdı.

Ayrıca star oyuncuların tek başına aldığı paranın o prodüksiyonda yer alan diğer oyuncularının toplam bütçesinin yüzde 70’ini geçemeyecek.

Bunun Türkçesi şu:

Çin Devleti dizi ve televizyon starlarının tıpkı bizde olduğu gibi astronomik paralar kazanmasına karşı kanuni engeller koydu. Bu bence çok başarılı ve alkışı hak eden bir sosyal devlet uygulama örneği. 

Darısı Türkiye’nin hatta diğer ülkelerin başına inşallah. Türkiye’de de benzer bir şey var. Bir dizide baş rol oyuncusu bir bölüm karşılığında en az 60-70 bin TL para alıyor. Ama set işçisi ayda bin lira bile alamıyor.

Bu dizi ve TV starları hatta sosyal medya fenomenleri şatafatlı hayatları ile gençlere kötü örnek oluyor. Herkes star olma derdinde. Niye? Lüks hayat var da ondan. 

Oysa sektör de bu starların aldığı ücretler biraz aşağıya çekilse hem insanlar daha çok sayıda dizi ve prodüksiyon izleyebilecek. Hem sektörde bir kişinin aldığı 50 bin lira 5 kişiye bölünecek herkes para kazanacak. 

Ben bu uygulamayı beğendim. Bu şöhret takımı kazandıkları haksız astronomik paralarla gençlere kötü örnek oluyor. Kimse okumak istemiyor. Eskiden “oku adam ol” derlerdi, şimdi “okuyup adam mı olacaksın fenomen ol, star ol adam ol” deniyor. Niye? Hep bu star tayfasının kazandığı astronomik ücretler yüzünden.

Sosyal devlet anlayışına örnek bir müdahale

İsteyen sansür desin, isteyen saçma desin. Ben bu uygulamayı çok beğendim. Her zaman söylediğim bir şey vardır. Nasıl bir anne ve bana ara ara çocuğunu kontrol edip ona müdahale ediyorsa devlette çocuklarına yani halkına müdahale etmeli. Bu müdahaleler ilk etapta itici gibi gelsede gelecekte hayra olan müdahalelerdir.

Ben her zaman bazı sektörlerde neden bu kadar astronomik paraların döndüğünü düşünürüm. Mesela Türkiye’de son yıllarda popülerliği iyice artan ve yurt dışına ihraç ettiğimiz bir kültür ürünü olan bu dizilerde neden astronomik ücretler dönüyor? Bu dizilerin daha düşük bütçelerle yapılabilmesi projelerin devamlılığını da sağlar. Hem projelerde devamlılık esas olur hem de gençler için oyunculuk parası için istenen bir meslek değil gerçekten de sevdikleri için yapmak istedikleri bir meslek olur. Onun ben bu tür müdahaleleri destekliyorum. 

Serbest piyasadayız diye her şeyi seyi serbest bırakırsak işin cıvığı çıkar. Piyasaların kontrol edilmesi ve gerektiğinde müdahale edilmesi sosyal devlet anlayışında farz olmalıdır.

Orhan Baba müziğe geri dönecek miş (miş)

Arabesk müziğinin efsanesi, kralı, yaratıcısı, bana sorarsanız her şeyi, Orhan Gencebay geçtiğimiz günlerde şok bir açıklama yaptı.

Son yıllarda albüm yapmayan ve müzikten uzaklaşarak hep siyasilerin yanında verdiği pozlarla gündeme gelen Orhan Gencebay bu açıklamasında nihayet müziği hatırladı ve bir müzik müjdesi verdi

Orhan Baba artık üç veya dört ayda bir eser çıkarmayı planladığını, bunların içinde rap müziğin de olacağını söyledi ve “Rap bir şarkı yaptım. Çok değişik, çok güzel şeyler olacak. Herkes çok şaşıracak. Yakın zamanda başlıyoruz” dedi.

Vallahi Orhan Babaya yakışır. Zaten rap müziğin içinde arabesk var. Çoğu patlayan rap şarkı arabesk rap. Orhan Baba da bir rap arabesk şarkı patlayabilir.

Ben şahsen Orhan Gencebay’ın hep devlet büyüklerimizin yanında verdiği fotoğraflarda görmekten sıkıldım. Artık müzik yapması lazım. İnşallah dediği çıkar ve Orhan Gencebay siyasilerle çektirdiği fotoğraflarla değil müziği ile anılmaya başlar yine.

Ece Seçkin hangi markanın reklam yüzü oldu?

Güzelliği, tarzı ve duruşu ile milyonlarca kişinin sevgilisi olan pop müziğin her geçen gün zirveye daha da yaklaşan başarılı yorumcusu Ece Seçkin, İpek Mobilya’nın yeni reklam yüzü oldu.

Reklam filmi için kameralar karşısına geçen Ece Seçkin, İpek Mobilya’ya sözü ve bestesi kendisine ait olan bir şarkı hazırladı. Proje için özel olarak hazırladığı reklam jing le’ının mimarı olarak yer alan ve bu alanda bir ilke de imza atan Ece Seçkin, aynı zamanda kampanya stratejisine büyük katkı sağladı.

Reklam müziğini de kendisi hazırladı

Ece Seçkin, gerçekleştirdiği iş birliği ile ilgili “Kırk yılı aşkındır evlerimizin vazgeçilmezi olan İpek Mobilya’nın yenilenen ve gençleşen enerjisinin bir parçası olmak benim için çok heyecan verici ve kıymetli. Çalışkan oluşum ve yaratıcı fikirlerim sebebiyle markanın dikkatini çekmişim. Çok güzel bir teklif sundular. Toplantılarda benim de düşüncelerime çok önem verdiler. Güzel bir iş birliği oldu diyebilirim. Reklam müziğinin sözünü ve bestesini ben yaptım. Reklam teklifi geldikten sonra beni en çok heyecanlandıran kısım buydu. Yolculuğumuz devam edecek. Yüzünüzü gülümsetecek sürprizlerle karşınızda olmayı sürdüreceğiz.’’ dedi.

Markaların böyle yeni yüzlere ihtiyacı var

Daha önce de söylemiştim yine söylemek istiyorum. Ece Seçkin pop müziğin hem orijinal hem de özel bir rengi. Bu reklam filmini TV’den izledim. Çok güzel bir reklam filmi olmuş. Ece yakışmış reklama. Reklam endüstrisi adına da güzel bir gelişme bu, çünkü hep aynı marka yüzlerini görüyoruz. Ben şahsen yıllardır isimleri bende kalsın, hem aynı ünlüleri reklamlarda görmekten kustum. Gına geldi. O ürünü o tipleri görünce alacağım tutsa da almıyorum çünkü aklıma hep o bayat, samimiyetsiz reklam yüzleri geliyor. İnanın bunu binlerce insan da düşünüyor. Markalar reklam yüzlerini seçerken dikkatli, yenilikçi ve daha genç davranmalılar. Mesela Ece Seçkin, benim bir markam olsa ben de onu marka yüzü yapardım. Hem dinamik hem yeni bir yüz hem de genç ve modern bir sima. Markayı yukarı taşır asla aşağıya taşımaz.

Annie Türkiye’de ilk kez sahnelerde

Amerika, İngiltere, Avustralya başta olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarındaki onlarca ülkede, binlerce kez sahnelenmiş, ödüller almış ve ciddi gişe başarılarına imza atmış Broadway’ın başyapıt niteliğindeki müzikali Annie, Türkiye’de ilk kez Mozart Akademi ve Biletinial iş birliği ile Zorlu PSM’de  gerçekleştirilecek özel prömiyer ile  seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyormuş. Türkiye’de ilk kez sahnelenecek müzikalin oyuncu kadrosunda Devlet Opera- Bale solistleri ve orkestra sanatçılarının yanı sıra çocuk oyuncular yer alıyor.

ABD’de yılda 900 kez sergileniyor

Annie; “En İyi Müzikal”, “En İyi Skor” ve “En İyi Kitap” da dâhil olmak üzere bugüne kadar yedi ödül kazandı. Gösterime girdiği ülkelerde olağanüstü gişe başarılarına imza atan Annie, sadece Amerika’da yılda yaklaşık 900 kez sergileniyor.

Mozart Akademi Genel Sanat Yönetmeni İlhan Cinpir, “Annie Müzikali yetimhaneye bırakılmış, anne ve babasını arayan bir çocuğun hikayesi. Konusu ve müzikleri gereği hem çocuklara hem de büyüklere hitap etme başarısı gösteriyor ve bu özelliği ile dünyanın en çok sahnelenen ikinci müzikali olma özelliğini taşıyor. Duygu dolu hikayesi ile insanın içini ısıtan müzikal; izleyenleri günümüz koşuşturmasından alarak yetim bir çocuğun saf ve temiz dünyasına götürüyor. Annie Müzikali, inanılmaz duyguları aynı anda yaşatacak bir Broadway masalı” diyor.

1977 yılından bugüne dünyanın onlarca ülkesinde sahnelenen ve Broadway’in en ünlü müzikalleri arasında yer alan Annie 26 Mayıs 2022 tarihinde matine/suare olarak 3. Sezon Türkiye prömiyeri sunulacak. 4-5 Haziran’da İzmir Bornova Opera Sahnesi’nde, ardından 10-11 Haziran’da Ankara Akün Sahneleri’nde olacak.

2022 yazına ‘Asil’ bir giriş yaptı

Müzik dünyasının efsane popçularından Hakan Peker, 2019 yılında yayınladığı ve kariyerinin son albümü olarak konumlandırdığı “ASİL” e yeni bir klip çekti. Hakan Peker albümle aynı adı taşıyan düzenlemesi Suat Aydoğan’ ait “Asil” şarkısına Kemal Başbuğ yönetmenliğinde  klip çekti. Dans koreografilerle renklenen video klipte Hakan Peker ve dansçılarının performansı dikkat çekiyor.

Cansever ile Mahmut Görgen’den sürpriz iş birliği

Kısa bir süre önce Arabesk ile RAP Müziğini birleştirerek rap bir şarkı yapan ve gençlere seslenen Cansever gençlere seslenme konusuna feci takmış gibi gözüküyor. Yaptığı rap şarkı hiçte fena olmamıştı. Tam bu şarkıyı unutmak üzereyken bir haber geldi ve Cansever hem soundu hem de tarzı ile dünyada da adını duyurmayı başaran DJ aranjör Mahmut Görgen ile çalışacağını duydum. 

Sonra araştırdım baktım ne göreyim, Cansever, Mahmut Görg en ile 'Özür Diliyorum' adlı şarkıda çalışmış. Şarkı video klibiyle aynı anda tüm dijital müzik platformlara sunuldu. Şarkının sözleri ve müziği Cansever'e, Deep house  tarzındaki düzenleme ise Mahmut Görgen'e ait. 

Cansever'in yeni çalışmasında ilk defa iş birliği yaptığı aranjör ve DJ Mahmut Görgen, “Özür Diliyorum ”u özellikle son dönemde gençler tarafından çok sevilen müzik tarzlarından biri olan Deep House olarak düzenledi. Ne yalan söyleyeyim bu ikilinin sürpriz buluşmasına çok şaşırdım. Mahmut Görgen çok iyi soundlar yakalayan bir müzisyen. Cansever’de sağlam arabeskçi. Sağlam bir sound üzerine acıklı bir yorum çıkmış ortaya. Kötü değil, renkli ve güzel bir sentez olmuş. Dinlemenizi tavsiye ederim.

Cansever’in Mahmut Görgen ile hazırladığı şarkını  klipini izlemek için akıllı telefonunuzdan kare kodu okutabilirsiniz.