BÜYÜK TAARUZ'UN CESUR TAYYARECİLERİ

Musa ALİOĞLU 30 Ağu 2020

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
26 Ağustos 1922 sabahı gün ağarmadan, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Batı Cephesi Komutanı Albay İsmet İnönü, 1. Ordu Komutanı Albay Nurettin Kocatepe'deki gözetleme yerine geldiler.

Evet, bugün 30 Ağustos. Kurtuluş Savaşı’nı bitiren Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin kazanıldığı 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 98’inci yıl dönümü. Büyük zaferin kazanılmasında eşsiz fedakarlıklar gösteren cesur Türk tayyarecilerimizin başarısını tarih kitaplarından alıntılayarak sunuyorum.

“26 Ağustos sabahı başlayan 30 Ağustos’ta sona eren muharebe sonunda Yunan ordusunun büyük kısmı dört taraftan sarıldı, Anadolu'daki Yunan kuvvetlerinin yarısı imha veya esir edildi, kalan bölümü ise üç grup halinde çekildi. Bu durum karşısında Çalköy'de yıkık bir evin avlusu içinde Mustafa Kemal Paşa, Yunan ordusunu takip etmesi için Türk ordusuna “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!” emrini verdi. İşte 26 Ağustos günü yaşananlar:

26 Ağustos 1922 sabahı gün ağarmadan, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Batı Cephesi Komutanı Albay İsmet İnönü, 1. Ordu Komutanı Albay Nurettin Kocatepe'deki gözetleme yerine geldiler. Hava fazla sisli olduğundan 04.30'da ateşe başlaması gereken topçular, ateş tanzimine yarım saat geç başladı. Saat 05.30–05.35 civarında topçuların tahrip ateşi ve piyadelerin yürüyüşe geçmesiyle savaş tam anlamıyla başladı.

Gün ağarırken her uçağın başında üç-dört er bekliyor, her uçak son bir defa gözden geçiriliyordu. Türk topçusunun homurtusuna bu mütevazı meydanda çalışmaya başlayan uçakların motor gürültüleri karışıyor, uçaklar birer birer havalanıyordu. Havanın dörtte üçü kapalı ve çok rüzgârlı olmasına rağmen saat 06.00–07.30 arasında Yüzbaşı Fazıl, Yüzbaşı Yahya, Astsubay İhya, Mükremin, Basri ve Abdulhalim'in yönetiminde üç avcı üç de keşif uçağı havalandı. Keşif uçaklarında rasıt olarak Üsteğmen Yusuf Kenan, Hamdi (Çaypınar) ve Teğmen Osman Nuri (Baykal) bulunuyordu.

Daha ilk saatlerde Yunanlılara ait mevziler Türk birlikleri tarafından ele geçirildi. Afyonkarahisar bölgesinde hava uçuşa ve tayyare keşfine müsait değildi. Buna rağmen Türk keşif tayyareleri Yunan gerilerinde keşif ve bomba taarruzlarına, av tayyareleri de mutat faaliyetlerine devam ediyordu.

Cephe Tayyare Bölük Komutanı, Batı Cephesi Komutanlığı'ndan almış olduğu emir ile Altıntaş bölgesindeki Yunan ihtiyat grubunun durumunda bir değişiklik olup olmadığının keşfedilmesi için bir uçak gönderdi. Saat 07.00'den önce Döğer-Altıntaş bölgesinde yapılan bu keşifte Yunan ihtiyat grubunun durumunda bir değişiklik görülmedi.

Ayrıca Afyonkarahisar'ın güneydoğu ve güneybatısındaki bölgede de Yunan kuvvetlerinin toplanmasına ilişkin bir hareketlenme olmadığı da tespit edildi. Keşfe gönderilen bu uçağa Yunanlılara ait bir av uçağı taarruz ettiyse de hava muharebesi neticesinde Yunan uçağı uzaklaşmak zorunda kaldı.

Saat 07.45'te bir Türk av uçağı da bir Yunan uçağının Afyonkarahisar doğu ve güneyinde bulunan Türk cephesinde keşif yapmasına engel oldu. Yapılan engelleme ile uçak, Yunanlıların elinde bulunan Afyonkarahisar meydanına inmeye mecbur edildi.

Yine aynı dakikalarda Yüzbaşı Fazıl, bir Yunan Breguet 14 A–2 uçağıyla karşılaşarak hava muharebesine tutuştu. Yunan uçağını, Afyonkarahisar bölgesindeki Hasanbeli-Garipçe Köyü civarına inmeye mecbur etti. Dizinden yaralı olan Yunanlı pilot uçağı yakmak istediyse de uçak gövdesinin yarım metre kısmı yandıktan sonra yangın, yetişenlerce söndürüldü. Ele geçen ve faal durumda olan uçak onarıldı. Uçak “Garipçe” ismi verilerek, Türk Hava Kuvvetleri envanterine alındı.

Saat 09.20'de Döğer ve Altıntaş istikametinde yapılan hava keşfinde Yunanlıların bir taburluk yürüyüş kolunun Altıntaş, Arap çiftliği şosesinde yürüyüş halinde bulunduğu, Yunan ordugâhlarında bir değişiklik olmadığı tespit edildi. Saat 10.40'da Yunan uçağının keşfine engel olmak isteyen Türk av uçağı, Afyonkarahisar güneyinde Yunan uçağına taarruz ederek onu geri dönmek zorunda bıraktı.

Saat 10.45'te Afyonkarahisar güney batısında yapılan başka bir keşifte bu bölgede muharebelerin devam ettiği ve Yunan hatları gerisinde değişiklik olmadığı tespit edildi. 

(...)

Garp Cephesi Kumandanı İsmet’in emri üzerine, Cephe Tayyare Bölük Komutanı, Bostanlı, İntepe arasında Dinar, Gazlıgöl, Eğret, Beycegöl, Altıntaş, Sarıbeyli, Kadımürsel, Kırkpınar, Kayalar ve Döğer dolaylarındaki Yunan durumunun keşfedilmesi için saat 18.00'da bir uçağı vazifelendirdi. Keşfe çıkan uçak, ordugâhlarda değişiklik olmadığını, yalnız demiryollarında fazla faaliyet görüldüğünü ve Gazlıgöl'de çok sayıda hayvanın bulunduğu bilgisini rapor etti.

***

Cephe Tayyare Bölüğü, 26 Ağustos günü yapılan muharebeler sonunda, Altıntaş, Döğer ve Afyonkarahisar bölgelerinde 12 uçuş yaptı. Keşif uçakları, Yunan ihtiyat grubunun durumunu tespit ederek gördükleri önemli hedeflere bomba ile taarruz etti. Av uçakları ise dört hava muharebesi yaparak üç Yunan uçağını kendi hatları gerisine inmek zorunda bırakarak, birisini de düşürdü. 26 Ağustos 1922 günü havanın dörtte üçünün alçak bulutlarla kapalı olması ve rüzgârlı bulunmasına rağmen; Sıtkı Tanman “Böyle başarılı uçuş faaliyetinin 1'inci Dünya Savaşı'nda bile hiçbir Türk hava birliğine kısmet olmadığı” değerlendirmesini yapmıştı.

Böylece bugünkü muharebelerde; Kocaeli Grubu, 2'nci ve 1'inci Orduların müşterek taarruzları neticesinde bütün Yunan kuvvetleri mevzilerinde muharebe etmek zorunda kaldı. Yalnız Yunan ihtiyat grubundan 7'nci Tümen'i güneye gidebilmiş, diğer tümenler ise cepheye bağlanmıştı. 1'inci Ordu'nun sol kanadındaki 5'inci Süvari Kolordu'su Afyonkarahisar batısından Çayırhisar'a kadar ilerleyince, Yunanlılar batıya dönük bir cephe kurmak zorunda kaldılar.

Yunan kuvvetleri doğu, batı, güney cephelerinden üç yönden kuşatılmaya başlandı. Kuzeyde Kazuçuran bölgesindeki kuvvetli Yunan mevzii bir Türk tümeni tarafından işgal edildi. Fakat Türk komutanlığı tasavvur edildiği gibi taarruzun birinci günü Yunan cephesini yaramamıştı.”

(Kaynak: Büyük Taaruzda Hava Muharebeleri, Murat Bastem, 2010)

Bu savaş böyle kazanılmış, bu vatan ise böyle kurtarılmıştı. Kahraman askerlerimizin aziz hatıraları önünde saygı şükran ve minnetle eğiliyorum. Ruhları şad olsun. 

Sonsuza dek yaşa Türkiye’m...