AK Parti tabanında yaptığı birçok açıklamaları tepki ile karşılanan Bülent Arınç, özellikle son zamanlarda insanların sinir uçlarına oynuyor.

Bir süre önce minarelerden okunan dua ve Salavat-ı Şerife’den rahatsızlık duyduğunu söyleyen Bülent Arınç, geçtiğimiz günlerde çıtayı hayli yükseltti.

Eren Bülbül, Yasin Börü, Aybüke ve Necmettin öğretmen, Bedirhan bebek ile annesi ve daha nice şehitlerimiz varken kendine göre mazlumlar bulan Bülent Arınç, Selahattin Demirtaş'ın tahliye olabileceğini ve Osman Kavala'nın tutuklu kalmasına hayret ettiğini söyledi.

Bununla da yetinmeyerek Demirtaş'ı tanımak veya onu yargılamak için ‘Devran’ kitabının adeta yalvararak okunmasını istedi. Okuyunca “Kürtler ve Kürtlerin yaşadığı travmalar üzerinde kafanızda çok şeyler değişecek.” şeklinde bir de garanti verdi.

İyi de bu toplumun asla Kürtler ile sonunu olmadı ki onlar hakkında değişecek bir düşüncesi olsun.

Milletimiz terör örgütünün karşısında olup, PKK’nın ve destekçilerinin katlettiği şehitlerimizin kanı kimin üzerine sıçradıysa onun en ağır cezayı almasını istiyor.

Vicdanlı insanlar, terör destekçileri Demirtaş’ın PR’ını ajitasyon üzerinden yaparken Arınç’ın da bu PR’ya sağladığı katkıyı doğal olarak kabullenemiyor.

Diyarbakır anneleri HDP’nin PKK’ya gönderdiği çocukları için evlat nöbeti tutarken yaşadıkları acı ve her biri kitap olmanın ötesinde destan olan şehitlerimizin şahadeti varken “Ne uğruna be Arınç?” diye soruyor.

FETÖ’nün ne kadar aşağılık bir yapı olduğunu ancak 15 Temmuz darbe girişimiyle anlayan ve "Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz" diyen Arınç gördük ki bu ülkenin yıllardır mücadele ettiği terör örgütü PKK ve onun yanında duranları da hiç anlamamış.

“PKK’yı da destekçilerini de anladım” demesi için daha ne olması gerekiyor acaba!

Arınç’ın açıklamaları vicdanları sızlatırken muhalefeti de ne olduğu konusunda kararsız bıraktı.

Danışıklı dövüş diyenlerin yanı sıra CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak “Ben Sayın Arınç'ın bu açıklamaları Saray'dan icazet almadan Erdoğan'la konuşmadan yaptığını düşünmüyorum.  Artık Cumhur İttifakı içinde vekalet savaşları başlamıştır.” derken CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Arınç’a destek vererek “Selahattin Demirtaş’ı biz, terörist olarak görmüyoruz. Arınç AKP'nin vicdanı olarak tanınır." ifadelerini kullandı.

Tartışmalar devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın gidişinden gayet memnun olduklarını, fitne ateşi yakılmaya çalışıldığını, Yasin Börü’lerin şehit olmasına neden olanların kendisi ve dava arkadaşları tarafından asla ve asla savunulamayacağını belirtti.

Bu sözlerden anladığımız Bülent Arınç artık Erdoğan’ın dava arkadaşı değildir.

Erdoğan’ın sözlerinin kendisini rencide ettiğini söyleyen Arınç ise Cumhurbaşkanı’nı dinledikten sonra karar vereceğini eğer istifa ederse de sadece YİK’ten, AK Parti’den ise ayrılmayacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri neden söylediğini anlamayacak kadar saf olmayan Arınç, bundan sonra ne duymak istiyor olabilir ki!

Erdoğan ile ipleri tamamen koparmayı hedefliyorsa neden AK Parti’de kalacak?

AK Parti, bu konuda Erdoğan’dan farklı mı düşünüyor?

Daha önce  “Bu parti Tayyip’in partisi değildir. Bu parti milletin bize bir emanetidir, hepimizin partisidir. Bir kişinin şahsi mameleki haline getirilemez.” diyen bir isim olarak sormazlar mı kendisine sana bu partiyi millet emanet etmeyeceğine göre kimin edeceğini düşünüyorsun?

Ankara Büyükşehir eski Belediye Başkanı Melih Gökçek, “Recep Tayyip Erdoğan Gezi olaylarında yurt dışından geldiği zaman düşürülmüş ve bitmiş olacaktı. Partinin içinde FETÖ’cü milletvekilleri hazırdı ve bir FETÖ’cünün lafıdır, Hüseyin Gülerce’nin bizzat kendisine söylenmiştir, Bülent Arınç Başbakan olacaktı.” iddiasında bulunmuştu.

Türkiye’de muhalefeti destekleyen, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olduğu düşünülen Joe Biden'ı ABD Başkanı olmasıyla ilgili tebrik ederek övgüler düzen Arınç, Erdoğan’ın karşısına geçip AK Parti Genel Başkanı mı olmak istiyor?

AK Partililer, bir yerlere sırtını dayayarak ülkemizi eski Türkiye’ye döndürmek isteyen bir anlayışın karşısında durduğunu çok net bir şekilde göstermelidir.