BOŞ SAHNE…

Aslı SERTDEMİR 21 Ara 2019

Aslı SERTDEMİR
Tüm Yazıları
Adana düğünlerinde oynayan bir grup teyzeyi izleyin. Onlar bile sizin dansçı dediklerinizden daha senkronize oynuyorlar.

Edis sevenler lütfen kızmayın, geçenlerde bir konser videosunu izledim. Vasat, hatta vasat altı. Edis’in hayranı olmadığımı kabul ediyorum. Ama hayranı olsam ne fark eder, o konseri izledikten sonra fanlığımdan istifa ederdim. Bana inanmıyorsanız lütfen bir konserine gidin. Ya da vazgeçtim boşuna para harcamayın, açın interneti herhangi bir konserini izleyin. Ne sesi ne şarkıları en de sahne performansı konser vermeye yeterli. Bilirsiniz, sahneyi doldurmak denen bir terim var. Onca dansçı, orkestra, ışık, yaptığı abuk sabuk hareketler bırakın sahneyi doldurmayı kendinden soğutacak türden. Hadi senin kapasiten bu! Bari arkasına dansçı diye aldıkların bir işe yarasa. Biraz daha fazla para versen daha iyilerini getirtsen. Onlarla çalışsan. Bir sahne şovu izletsen gelenlere de verdikleri parayı haram etmeseler. Nerdeeee… Adana düğünlerinde oynayan bir grup teyzeyi izleyin. Onlar bile sizin dansçı dediklerinizden daha senkronize oynuyorlar. Tek başına sahne doldurmak zaten herkesin harcı değil. Bir Celine Dion değilsen ve illa konser vereceğim diyorsan o sahneyi ses, ışık, dans dolduracaksın. Ve o dansçı dediklerin de mümkünse dans edecek.

Gerçek sever!

Hep söylerim… Sadece kendi çocuğunu seven çocukları seviyorum demesin! Sadece evdeki kedisini, köpeğini seven de hayvan severim demesin! Bu konular o kadar saçma yerlerde gündeme geliyor ki gerçek anlamını kaybediyor. Olduk olmadık yerde ‘’Anayım ben ana!’’ çıkışları, ‘’Hayvanları sevmeyen insanları sevemez.’’ çığlıkları, taşın altına elini koymaya gelince yok. Herkes bir şey sever ama icraat yok. Hayvan severim der, 3 gün sonra kürk ile magazine fotoğraf verir. Anayım der, günün birinde bir sokak çocuğunu azarlarken görürsünüz. Bu genelin dışında birkaç isim var ki işte onlar, bu işi dilleri ile değil gönülleriyle yapıyorlar. Kıvanç Tatlıtuğ’un bir hayvan sever olduğunu bilmeyen yok. Artık o sadece sevmek yetmez demiş, bir barınak kurmaya karar vermiş. Barınağı için Beykoz’u tercih eden Kıvanç, bu işi de son derece ciddiye alıyormuş. İşin ehilleri ile toplantılar yapıp akıl, yardım alıyormuş. Sevgisi lafta olmayan bir adam olduğun için sonsuz teşekkürler Kıvanç…

Söz vermiştin!

Herkes söz vermeyecek. Sözünü tutabilen verecek. Sözünün altında ezilebilen verecek. Tutmadığı sözü hatırlatıldığında, yüzü kızaran söz verecek. Kimse, kimsenin hafızası ile dalga geçmeyecek. Verdiğin sözün arkanı bırakmayacağını bilerek vereceksin sözü. Gün gelip herkes unutsa, ‘’bir unutmayanın’’ olduğunu bilen kalp verecek o sözü. Sen söz ver sonra unut… Sen unutsan ne olacak, biz unutmadık. Oy isterken, herkese vicdanlı ve merhametli bir portre çiz. Gerçek bir hayvan sever olduğuna inandır. Gel, aylar geçsin… İstanbul barınakları hala aynı. Benim sokağımdaki hiçbir canlı için belediye ekstra bir şey yapmadı. Söz vermiştin! Faytonlar kalkacaktı… Onca zaman geçti. Hala adalarda atlar can çekişiyor. Yaz boyu sıcakta bir aşağı bir yukarı yük taşıdılar. Ve bugün hastalandılar. Tedavi edilmek yerine hepsi telef ediliyor. İşin aslı astarı sen sözünü unutsan, biz unutmadık. Ve sana öyle böyle hatırlatıp unutturmayacağız…