İSTİKBALİNİ GÖKLERDE GÖREN KADIN: MADELET - 3: "BİR TÜRK KADINININ BAŞARI HİKAYESİ"

Sema SEZEN 29 Mar 2022

Sema SEZEN
Tüm Yazıları
Madelet Grabbe Başusta, havacılık hayatına yön verecek, başarısını bir Türk kadını olarak dünyaya duyuracak adımı atmıştı. İzzet Ağabeyi (Eryoldaş) onu Sabiha Gökçen'in yetiştirdiği dört kadın pilottan biri Edibe Subaşı (Kutucuoğlu) ve Nezihe Viranyalı ile tanıştıracaktı.

Uzun uğraşlar sonunda Madelet'in havacılığa doğru giden yolculuğu bitmiş ve İnönü İstasyonu'na ayak basmışlardı. İlk kadın havacı ve Mustafa Kemal’in manevi kızı Sabiha Gökçen’in öğrencisi olan Edibe Subaşı ile Madelet'in Türk Hava Kurumu Eskişehir İnönü Planör Okulu'nda ilk karşılaşmasını Hüseyin Başusta, şu sözlerle aktarıyor:

"İnönü istasyonuna varmışlardı. Küçük ama emin adımlarla yaklaştılar. İnsanın unutmayacağı cümleler, tahmininden daha fazladır. Sadece zamanını bekler kimi cümleler. Şairin dediği gibi, bazı şiirler bekler bazı yaşları. Bazı cümleler de kendi zamanını bekliyor. Hatırlanmayı, üstündeki tozun silinmesini, gün yüzüne çıkmayı, hafızanın dehlizlerinden kendini göstermeyi… O gün söylenen başlangıç cümlesi kabilinden şeylerdi. Ama unutmamıştı Madelet.

“İşte kampımız şurası, şu uzaktaki yüksek dağların altında. Bak Madelet, şu yüksek tepeye biz C Tepesi deriz. Planörle saatlerce uçulur oradan. Sen de eğitimini tamamladıktan sonra şu karşıdaki yüksek dağların üstünden uçacaksın. Kendini kuşlar kadar özgür hissedeceksin. Planör, en güvenilir hava araçlarından biridir, sakın korkma.”

EDİBE SUBAŞI: HOŞGELDİN KOCA YÜREKLİ KIZ

"İzzet Bey, bu küçük havacı adayını Edibe Subaşı ile tanıştırdı ardından. Edibe Hanım, ilk kadın havacı ve Mustafa Kemal’in manevi kızı Sabiha Gökçen’in talebesiydi. Madelet’in gözüne dev bir insan gibi görünmüştü. Adını az evvel duymasına rağmen sanki bu ismi duymayı yıllarca beklemişti. Edibe Hanım, bu genç havacı adayının başını okşadı.

“Hoş geldin koca yürekli kız. Demek Madelet sensin…”

Madelet heyecan içindeydi. Mahcup, biraz da utangaç bir heyecan. Adının bilinmesi, ona söylenenler… “Sağ olun hocam,” diyebildi. Artık yeni hocaları, yeni tutkusu, bulutlara dokunacağı günleri vardı. Onu zorlu ama bir o kadar kıymetli bir dönem bekliyordu.

Bu genç havacı adayı, adının manasını hiçbir zaman unutmadı. Bulutlara dokunurken de, yeryüzüne bakarken de. Annesini, ailesini, hocalarını, rahmetli babasını aklından hiç çıkarmaksızın…"

"Planör seni alır götürür, nasıl yapsak?”

İlk Türk kadın akrobasi pilotu Nezihe Viranyalı ve Edibe Subaşı’yla tanışan Madelet Grabbe Başusta, ilk planör uçuşunu Rüstem Mavituna ile gerçekleştirir.

O dönem dünyada üç hava aracını da kullanabilen sayılı kadın pilotlar arasına girecek ve hatta yurt dışından gelen öğrencilere havacılığı öğretecek olan Madelet Grabbe Başusta, bu başarısına doğru adımını o ilk tren yolculuğuyla atmıştı. O süreci "Neredeyse bütün bir hayatın başlangıcına yazılacak kadar" diye anlatan Hüseyin Başusta, eşi Madelet'in planörle ilk karşılaşmasını gazetemize şöyle aktardı: "Rüstem Mavituna, planöre doğru yürüyen genç öğrencisine her şeyi anlatmak ister gibidir. Sevgiyle ilk defa kullanacağı THK 4 model planörün özelliklerini anlatır, aracı tanıtır, uçuşta olabilecekleri sayar, hemen hocalık yapmaya başlar. İlk anda öğrencisine şakayla karışık takılmayı ihmal etmez.

“Sen hem küçüksün hem zayıfsın. Planör seni alır götürür, nasıl yapsak?”

"Ben de Edibe Hocam gibi iyi bir havacı olmak istiyorum'

"Madelet o kadar inançlı ve kararlıdır ki, Mavituna'ya 'Hocam ben de ağabeylerim gibi, Edibe Hocam gibi iyi bir havacı olmak istiyorum. Lütfen bana yardımcı olun" der hemen. Rüstem Bey, biraz da sınamak için kurduğu cümlelere böylesine kararlı bir yanıt gelince sevincini gizlemeye gerek duymadan, “Aferin sana. Çok kararlı bir kızmışsın. Bu inançla gidersen, senin iyi bir havacı olacağından eminim. Bu işin başı, kararlılık ve inançtır. Merak etme, planöre bindiğinde metal levhalarla destekleyeceğiz aracı” der.

THK-4 model planör, yemyeşil arazinin üstünde duruyor ve bekliyordu. Madelet’in ilk kullanacağı araç bu olacaktı. O sırada planörlerin biri iniyor, biri kalkıyor, herkes şaşmaz bir disiplin içinde arı gibi çalışıyordu. Genç havacı adayı gördüğü her şeyden büyüleniyordu, ama bu kadar büyülü bir görüntüyle karşılaşacağını pek hayal etmemişti. Gözlerini uzaklardan alamıyor, bir an önce her şeyi öğrenmek için can atıyordu Madelet.

Rüstem Bey, THK-4’ü göstererek, “İlk uçuşunu işte bununla yapacaksın,” dedi. Evvela uçuş öncesi şeyler öğretilecekti; planörün içinde düz gitmeyi ve levyeyi tutmayı öğrenecekti Madelet. Sırayla herkes kullanıyordu araçları. Gün geldi, hocası o soruyu sordu.

“Hazır mısın kızım?” Hazırım işaretini öğrenmişti. İşte ilk planörünün içindeydi.

Teknisyene işaret etti Rüstem Bey. THK-4 model planör harekete geçmişti ve havalanıyordu. Öğrendiği her şeyi harfiyen uygulamaya çalışıyordu Madelet. Öte yandan yaşadığı bu devasa heyecanın hangi dilde anlatılabileceğini bulmaya gayret ediyordu. Bildiği hiçbir kelime, o kelimelerden oluşma ihtimali olan hiçbir cümle anlatmaya yetmezdi. Devasa bir arazinin üzerinde, bulutlara dokunuyor ve göğün parçası oluyordu. Hayalinin çok üzerinde, düş gücünün çeperinin çok dışında bir tecrübeydi bu." 

 “HAVACILIKTA KURALLAR KANLA YAZILIR SAKIN UNUTMA”

Madelet'i göklere ve dünya çapındaki büyük başarısına taşıyan çok değerli hocaları oldu. Madelet'in hocaları onun ideallerini daha da yükseltecek, ekip halinde dünya ikinciliği elde edeceklerdi. Eşi Hüseyin Başusta, Madelet'in hocalarını ve o dönemi şöyle anlatıyor:

"Madelet’in çok hocası oldu. Hepsi kampın birbirinden değerli öğretmenleriydi ve göz yaşartıcı derece idealisttiler. Adının anlamını söylediği herkes, ona hocalarını örnek gösteriyordu. Mehmet Esengil, Rüstem Mavituna, Edibe Subaşı, Mehmet Sepici, Enver Gencer, Tayyar Hoca, Avni Yaykın, Ziya Bey… Birçok hocası, artık hayatının tam ortasında duran havacılık sevdasının birer kahramanıydı."

Hocaları ona önce şunu öğretti. Havacılık disiplin ve dikkat ister, kurallara en ince noktasına kadar konulan kurallara uyulmasını gerektir. Çünkü, "havacılıkta kurallar kanla yazılmıştır." Madelet bu sözü hem havacılık hayatında, hem de iş hayatında hiç unutmadı. 

"Bir Türk kadınının başarı hikayesi"

Değerli eşi Hüseyin Başusta, o savaşçı, pes etmeden, gökyüzünde var olan kadın Madelet Grabbe Başusta için iki biyografi kitabı yazdı. İlk yazdığı kitap 2018'de "Madelet - Bulutlara Dokunmak" oldu. 250 sayfa ve iki kilo ağırlığındaki bu kitap aynı zamanda havacılık tarihimize de ışık tutuyordu.

"Bir Türk kadınının başarı hikayesi" diye başladığı kitabın tanıtımında şu ifadeleri kullandı: "Bir öykü düşünün, sizi alıp bir yerden bir yere taşıyan; sürekli devindiren, yeniliklerle buluşturan… Ama oradaki her "yeni" öğrenmeye, insana dönük bir eylemi, yaşamı güzelleştiren, alıp başka kıyılara taşıyan bir tutkuyu içeriyor.

Madelet Reyal’in öyküsünü okuyunca karşınıza ilkin çıkacak olan şey, şaşırtıcı biçimde, tutkularla örülü bir yaşamın dur durak bilmeyen devinimidir. Bunu özgür bir ruha vermekle birlikte aslında, onun daha çocuk yaşlarında uçuşa, bulutlara, uçmaya dönük ilgisi tutkusudur diyebilirim, demeliyim.

Öyle ki; Madelet Reyal daha ilk adımında kendisini kanıtlayarak göklere süzülür. Yetinmez, daha ilerisine gitmek ister. Öykü, 1940’ların Ankara’sında başlar. Ailenin tek kızıdır. Çağdaş Türkiye’nin kalbi, ülkenin yeniden inşasının ruhu her yanı sarmalamıştır. Yeni olan her şey gelişmenin, ilerlemenin birer göstergesi olarak hayatımızda yer eder. Aile yaşamını da bunu ‘yeni’nin bir parçası olarak görmek gerekir. Öyle ki; genç kız Madelet, öğrenme, kendini bir birey olarak var etme düşünü bu ortamdan alır.

Kadının toplumsal yaşamdaki yerini görmek/göstermek adına en ilerilere çıkar. Ama adım adım örer hayatının bu aşamalarını. Çıkış noktasındaki uçuş düşü, onu bulutlara taşıyacak olan cesaret aslında hayatı karşılama düşüne ilk adımdır. Kendini görme, gücünü sınama, ilerisi için emin adımları atabilme yolculuğudur bu bir bakıma."

"Dünyaya göklerden bakan kız- MADELET"

"Dünyaya göklerden bakan kız-MADELET" adlı 254 sayfa olan biyografi romanı hakkında bilgi veren Hüseyin Başusta, "Madelet'in gerçekten sıra dışı sayılabilecek bir hayat hikâyesi var. İnatçı, savaşçı ve her şartta pes etmeyen bir kadın. Her canlının bir hikâyesi var. Bu romanında uzun yıllara dayanan öyküsü var. Madelet'in hayatı genç kızlara örnek olsun istiyoruz." dedi. Başarı arzulayan her Türk kadınının okuması gereken kitabın tanıtım bülteninde ise şunlar yazdı: "Madelet Grabbe Başusta’nın ilham verici yaşam hikâyesini bir solukta okurken, genç cumhuriyetimizin kuruluş heyecanına da tanıklık edeceksiniz.

Hatice Mevhibe’den doğma, Ahmet Vehbi’den olma Madelet, genç cumhuriyetin içine, dünyayı değiştirecek bir kız çocuğu olarak merhaba demişti. Tez canlıydı, yedi aylık doğmuştu. Ankara’nın meşhur Soysal Apartmanı’nda büyürken, penceresinden hep kuşların dansını izlerdi. Gün gelecek pamuk beyaz bulutlar onun hayatını baştan aşağı değiştirecekti; ağabeylerinin “Sen kızsın! Anlamazsın bu işlerden,” demesine inat, daha 13 yaşında A, B ve C brövelerini alacak, planörü ve uçağı ile göklerde süzülecek, bir paraşütçü olarak Türkiye’yi gururla temsil edecekti.

İnatçı, cesur ve lakabı “savaşçı” olan bu genç kadın, sadece gökleri değil yerküreyi de kucakladı. Uzun bir süre yaşadığı Almanya’nın en büyük özel konut geliştiricilerinden biri olan Interhomes AG şirketinin kurucu başkanı ve ortağı olacak, orada evler yaparak, büyük başarılara imza atacaktı.

Bremen Türk-Alman Kadınlar Derneği’nin kuruluşunda yer alarak pek çok muhtaç kişiye yardım ederken, kalbinde hep adının arkasındaki güç vardı; Madelet “adalet” demekti."

HÜSEYİN BAŞUSTA: KARARLI İNATÇI VE ÇOK ZEKİ

Başusta’nın ilham veren yaşam öyküsü, televizyon prodüktörü ve yönetmen eşi Hüseyin Başusta tarafından ikinci kez kaleme alındı ve "Dünyaya göklerden bakan kız -MADELET" adlı romanı ile Madelet'in uçsuz bucaksız başarılarını anlattı.  Eşi Hüseyin Başusta Madelet'i şu sözlerle anlattı; Ağabeylerinden duyduğu planör kelimesi zihin radarına girmişti genç yaşlarında. Madelet, sen kızsın anlamazsın bu işlerden cümlesi ise hayatını sonsuza kadar değiştirmişti. Memleketine gökyüzündeki başarılarıyla hizmet etmeye o gün karar vermişti. Bir daha hiçbir kız çocuğu böyle bir cümleyle karşılaşmasın diye hayatı boyunca mücadele etmeye devam ediyor. Dünyada üç farklı hava aracını kullanabilen sayılı havacı kadınlardan biridir. Karşılaştığı zorluklar karşısında hiç pes etmedi. ‘Korkusuz kız’ derdi ona kimileri, korkusuz değildi şüphesiz ama, kararlı, inatçı ve çok zeki olduğu kesindi” dedi.