BİR BABA OĞUL HİKAYESİ 'ALİ' FİLMİ

Berk MÜHÜRDAROĞLU
Tüm Yazıları
Hakan Meriçliler ve Gürbey İleri'den gönüllere dokunacak bir baba oğul filmi. 

Ali mide kanserine yakalanan genç bir adamın yaşadığı zorlukları konu ediyor. Onun hastalığı, sadece kendisinin değil, babasının da hayatının değişmesine neden olur. Oğlunun iyileşmesi için elinden geleni yapan baba, bu süreçte günden güne tükenmeye başlar. Filmin sonunda hayat, babayı zor bir karar vermeye iter. Gerçek bir olaydan esinlenen hikâyesiyle ALİ sinemalarda...

TAT - HİSSET - KEŞFET 

TASTING ALAÇATI 

Bir Çeşme Alaçatı yazlık sakini olarak Alaçatı Ot Festivaline olan çılgınca talep çığırından çıkınca alternatif yeme içme festivali projelendirmek adeta farz olmuştu. Yepyeni bir o kadar doğal bir festival. 

Tasting Alaçatı hayatı yaşamayı sevenler için farklı bir heyecan, yeni bir buluşma platformu.

İnsanı büyülen güzellikteki Ege’nin yarımadasında, Alaçatı’nın köy içinde ve çevresindeki doğal platolarda gerçekleşen Tasting Alaçatı, Alaçatılı işletmelerin ev sahipliğinde üç gün boyunca devam ediyor. Bölgenin en özel mekanlarında birbiri içinde eriyen gurme lezzetler, sohbetler, etkinlikler, workshoplar, müzik, sanat, macera dolu keşifler ve yeni deneyimler sunuyor.

İlki Mayıs 2018’de yapılan global yaşam buluşması Tasting Alaçatı'nın ikincisi 26-27-28 Nisan 2019'da gerçekleşiyor.

Sağlık hizmetleri günden güne daha odaklı ve kişiselleştirilmiş bir hasta bakımını merkeze alarak gelişiyor. Kişiselleştirilmiş sağlık alanında yeni teknolojiler, teşhis ve tedavide yol gösterici oluyor.

SAĞLIK DÜNYASI'NDA YAPAY ZEKÂ DEVİNİMİ 

Yapay zekâ hayatımızın her alanında olduğu gibi sağlıkta da devrim yaratıyor. Dünya genelindeki sağlık hizmetleri de bu değişimden önemli derecede etkileniyor. Yapay zekâ, doktorları, hastaneleri ve sağlıkla bağlantılı tüm diğer alanları etkiliyor.

Geçtiğimiz günlerde Amerikalı akademisyen Dr. Eric Topol’un Nature Medicine Dergisi’nde yayınlanan makalesinde yüksek performanslı tıbbın, insan ve yapay zekânın birleşimiyle olacağı belirtildi. Ayrıca gelecekte tüm sağlık çalışanlarının yapay zekâ teknolojisini kullanacağına vurgu yapıldı. 

PwC’nin Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde yer alan 12 ülkeden 11 bini aşkın katılımcı ile hazırladığı “Yapay zekâ ve robotlar yeni sağlık sektörünü nasıl şekillendirecek?” başlıklı araştırmaya göre, yapay zekâ ve robot kullanma isteği giderek artıyor. Teşhis ve tedavinin hızı ve doğruluğu da yapay zekâ ve robotbilime olan istekliliği artıran önemli bir faktör. Daha fazla kullanım ve kabullenme için teknolojiye güven kritik önem taşıyor. Ancak ‘insan ilişkileri’ sağlık sektörü deneyiminin kilit bileşeni olmaya devam ediyor.

Bu dönüşüm sağlık sektörünü nasıl değiştirecek?

Hastalıkların doğru teşhis ve tedavisinde makine öğrenimi konusunda özellikle de derin öğrenme dikkat çekiyor. Yeni algoritmalar, hastalıkların teşhis sürecini daha ucuz, kolay ve erişilebilir hale getirmeyi hedefliyor.

Makine öğrenimi (machine learning), doktorların muayene ettiği ve tetkik sonuçlarının incelediği hastaların verilerinin dijital ortama aktarılmasıyla geliştirilen sistemin, ilerleyen dönemlerde doğru teşhis konmasını kolaylaşması hedefleniyor. Özellikle radyoloji alanında bu durum çok ilgi çekiyor. Dünyada her yıl iki milyardan fazla göğüs röntgeni çekildiği belirtilen Topol’un araştırmasında, yapay zekâ algoritmalarının bu röntgenlerin değerlendirilmesi ve hastalıkların teşhisinde insanlardan daha başarılı olduğu vurgulanıyor. Tabii ki tüm bu değişim ne olursa olsun makineler, doktorların yerini alamayacak.

Cerrahide de yapay zekâ destek olacak

Yapay zekâ geçmişteki ameliyatlardaki verileri bir araya getirerek yeni ve daha etkin cerrahi teknikleri de geliştirebiliyor. Bu sayede, ameliyat öncesi hasta verilerini kullanarak operasyon sırasında cerrahlara yol gösterebilecek. Bu şekilde yapılan ameliyatlarda istenmeyen durumların oluşması beş kat azalıyor.

Kişiselleştirilmiş tedavide büyük veri setleri ile daha iyi iş görürler

Hızla artan sağlıkla ilgili veri hacminden ve daha da gelişmiş ilaçların geliştirilmesi için kritik olan tanı testi sonuçlarından yararlanılıyor. Tanı yöntemlerinde ise veri odaklı süreçler, laboratuvarlarda ve tıbbi karar alma işlemlerinde optimize edilmiş iş akışlarına izin vererek laboratuvar verimliliğini ve tedavi etkinliğini artırıyor.

Her hasta, ilaçlara ve tedavilere farklı yanıt verebiliyor. Bu nedenle kişiye özel tedavi hastaların yaşam süresinin uzatılması açısından kritik öneme sahip. Her hastaya doğru tedaviyi doğru zamanda ulaştırmak anlamına gelen kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleri bir sonraki aşamaya doğru ilerlerken, veri yönetimi önem kazanıyor. Bu anlamda, her bir hastanın kanserine ilişkin genomik profil sunmak üzere, yüzlerce kanser geni içindeki değişikliklerin çok yüksek bir duyarlılık ve özgüllükle saptanabilmesi için elektronik tıbbi kayıtları bir araya getirerek kanser tedavisi için büyük veriden faydalanılıyor. Böylece büyük veri setleri oluşturuluyor. 

Yeni teknolojilerle desteklenen laboratuvarlar

Tüm bu gelişmeler ülkemizde hastane yatırımlarına ağırlık verilmeye başlanmasıyla birlikte en yeni teknoloji ve laboratuvar sistemlerinin sağlık sistemimize entegre edilmesiyle arttı. Türkiye’de ilk kez Patoloji Hizmet Alım Laboratuvar Entegrasyon Projesi’ni hayata geçirilerek tüm patoloji laboratuvar süreçlerinin görünür olması sağlanarak, dijital ortamda takip edilebiliyor. Bu sistemlerle ilgili Michael Heuer, “Hastadan alınan bir örneğin hangi aşamada olduğunu, hangi teknisyen veya doktor tarafından ne tür bir işlemden geçtiğini gösteren dijital bir platform kuruldu. Bu uygulama ile aynı zamanda doku kayıplarının veya süreçte yaşanabilecek hatalı işlemlerin önüne geçilebiliyor” diyor.

Yapay zekâ ve dijital dönüşüm sistemlerindeki gelişmelerin hedefi doktorların işlerini kolaylaştırıp, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak. İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi’ni (NHS) bekleyen teknolojik devrimle ilgili olarak hazırlanan raporda, robotlar, yapay zekâ ve akıllı asistanların doktorların üzerindeki yükü hafifleteceği ve hastalara daha fazla zaman ayırılmasına yardımcı olacağı belirtiliyor. Raporda en çok dikkatimi çeken nokta ise, tüm personelin dijital okuryazarlık alanında eğitilmesinin gerekliliği üzerinde durulması. Yani bu alandaki gelişmeleri takip ederken, öncülük etmek ve üretmek için daha çok çalışmamız gerekiyor.

REKLAMCILAR DERNEĞİ ve REKLAMCILIK VAKFINDA YENİ DÖNEM 

Reklamcılar Derneği'nin 35'inci, Reklamcılık Vakfı'nın ise 29'uncu Olağan Genel Kurulu sonucunda iki yılda bir yapılan seçimlerle yeni yönetim kurulları da belirlendi. Reklamcılar Derneği 17. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Volkan İkiler, Reklamcılık Vakfı 15. Dönem Başkanı ise Ömür Kula oldu.

Reklamcılar Derneği 17. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Volkan İkiler: “Bu bir bayrak yarışı.”

Reklamcılar Derneği'nin 17. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı seçilen Volkan İkiler, Reklamcılar Derneği Yönetimi'nin bir bayrak yarışı olduğunu, herkesin aynı takımda, aynı hedef için koştuğunu, Nil Bağcıoğlu'ndan kuvvetli bir altyapı devralarak, yeni yönetimle birlikte bu koşuyu devam ettireceklerini söyledi.

En önemli hedeflerinin sektörün nasıl büyüyeceği, ajanslar için reel büyümenin nasıl sağlanacağı" olduğunu belirten İkiler, 16 kişiden oluşan yeni yönetim kurulunun; büyümeyi yapısal biçimde ele almak üzere Medya Komitesi, Yaratıcılık Komitesi, Bağımsız Ajanslar Komitesi ve Yüksek Danışma Kurulu olmak üzere dört oluşumun çalışmasını öngördüğünü sözlerine ekledi.

Reklamcılık Vakfı 15. Dönem Başkanı Ömür Kula Devraldığımız mirası geliştireceğiz. 

Reklamcılık Vakfı yönetimini Lize Karaboğa'dan devralan Ömür Kula da, büyümenin en önemli bileşenlerinden birinin yetenek olduğunu, devraldığı mirası geliştirerek, yeni nesli heveslendirmek, sektör çalışanlarını güçlendirmek üzere farklı kategorilerde eğitim sürekliliğini ve yeniliğini hedeflediklerini belirtti. 

GÜNÜN SÖZÜ 

Geleceğinize bakarak, hayatınızdaki noktaları birleştiremezsiniz. O noktaları ancak, geçmiştekilere bakarak birleştirebilirsiniz. Bu yüzden gelecekte bu noktaların, bir şekilde birleştiğine inanın. Çünkü bir şeylere inanmanız gerekiyor. Kadere, hayata, karma öğretime, neye olursa olsun, bir şeye kesinlikle inanmalısınız. Bu bakış açısı beni asla yarı yolda bırakmadı. Hayatımdaki tüm farklılıklar, bu inançlarım sayesinde gerçekleşti.

STEVE JOBS