Başlıktaki tanım, dini ve siyasi bir göndermeyi içermiyor.
Başlıktaki tanım, dini ve siyasi bir göndermeyi içermiyor. Tümüyle ekonomik bir saptama. Ve korkarım gerçeğe en yakın değerlendirme de bu.
Irak Kürtlerinin özellikle Saddam döneminde yaşadıkları tek kelime ile korkunç. Sonrasında oluşturulan statüko ile bu günlere gelindi. Şimdi ise yeni bir evreye geçiliyor. Ve geçilen bu yeni evrenin çok sancılı olacağı görülüyor.
Öncelikle, Kuzey Irak Kürdistan bölgesi şu haliyle tüm komşuları ile ticaret yapabilir durumda. Irak yönetimi ile zaten aralarında bir sınır yok. Türkiye’nin en önemli ekonomik partnerlerinden biri. İran ile de ilişkileri iyi görünüyor. Bu durum bölgeye Irak’ın bütününden daha yüksek bir refah sağlıyor. Eğer bu referandumdan “evet” çıkarsa, ki kuvvetle muhtemel çıkacak aniden denize bağlantısı olmayan bir ada haline gelebilir.
Irak yönetimi zaten bu duruma şiddetle karşı. İran açıkça tüm anlaşmaları iptal edip sınır kapılarını kapatacağını söylüyor. Türkiye ise tepkisini belli etti ancak henüz bir tedbir açıklamadı. Kuzey Irak’ın bir diğer komşusu olan Suriye de ise durum malum. Irak Kürdistan yönetiminin en basitinden şimdiye kadar Türkiye üzerinden sevk ettiği petrolü taşıyabileceği bir liman bile kalmayabilir.
Hal böyle olunca gözümde bir an Gazze Şeridi’nin hali canlandı. Tüm sınırları çevrili, en basit tüketim maddesinin bile izinle girebildiği, ekonomik olarak büyük zorluklar çeken idari bir yapı.
Barzani’nin siyasi olarak tek destekçisi ise İsrail. İsrail’in bu tavrının sebebi tahmin edilebilir. İran ile arasına bir ülke daha girsin istiyor. Ama açıkladığı destek bu coğrafyada Barzani’ye ancak köstek olacak nitelikte. O yüzden Barzani’yi eleştirmek için “Yeni İsrail” kuruyor sözleri söylenmeye başladı bile. Açıkçası iki ülkeyi de bilenler için bu benzetme ekonomik ve askeri anlamda ele alınırsa sadece hayal olarak kalır. Her tarafı kendisinden çok kuvvetli komşuları ile çevrili olası bir “Kürdistan” ile İsrail’i benzetmek mümkün değildir.
Referandum krizinde ekonomik durumun dışında, taraflardan askeri müdahalenin de düşünülebileceğine dair ufak tefek açıklamalar geliyor. Barzani’nin “Savaşırız” demesi de bu yüzden zaten. Açıkçası böyle bir durumu düşünmek dahi istemiyorum.
Türkiye’nin askerlerle sivillerin aynı masa etrafında toplandığı Milli Güvenlik Kurulu’nun tarihini bağımsızlık referandumunun önüne aldığını açıklaması da önemli. Çünkü düşünülen tedbirler sadece ekonomik veya siyasi olsa askerler ile toplantıya ne gerek var. Çok kuvvetli bir hükümet var, istediği kararı alır. Belli ki askeri birtakım kararlar da alınacak. Bu kararlar açıklanır, açıklanmaz, bilemem. Ama bakınca görünen o.
Zaten dün aniden başlayan Habur bölgesindeki tatbikat da bu durumun yansıması. Genelkurmay’ın açıkladığı tatbikatın Barzani’ye bir mesaj olması öngörülüyor olmalı.