AZERBAYCAN VE İKİ İRAN

Arzu ERDOĞRAL 30 Eyl 2020

Arzu ERDOĞRAL
Tüm Yazıları
Hedef elbette sadece Azerbaycan değil…

Azerbaycan'ın sivil yerleşim alanlarına gerçekleştirdiği alçak saldırının ardından çatışmalar sürüyor.

HDP'li Garo Paylan’ın, "KKTC’nin, Kıbrıs Rum Kesimi’ne saldırma olasılığı neyse, Karabağ’da Ermenilerin Azerilere saldırma olasılığı odur. Karabağ’da mevcut durumu değiştirmeye çalışan Azerbaycan ve Türkiye’dir" şeklindeki  akıl almaz  sözleri bazı kesimlerin tavrını özetlerken asıl mesele aşikar olduğu üzere Minsk Grubu eş başkanlarından Rusya, Fransa ve ABD’nin Ermenistan'a destek vermesinin onlara sağladığı özgüvendir.

Önce kendileri saldırıp ardından karşılık bulunca ağlayan Ermenistan, bu yöntemi ile dünya kamuoyunda Dağlık Karabağ konusunda kendini haklı göstermeye çalışıyor.

Hedef elbette sadece Azerbaycan değil…

Suriye’de kurulmak istenen terör devletinin işini kolaylaştırmak, Libya ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin attığı adımlar karşısında Kafkasya’da yeni bir çatışma cephesi açmak sureti ile ülkemizin gücünü de kırmak istiyorlar. 

Bu yaşananlar ile birlikte gündeme gelen diğer bir konu Ermenistan- İran ilişkileri oldu. İran’ın Ermenistan’a  askeri malzeme gönderdiği iddia edilirken kimileri Sünni ve Şii’lerin birlik olmasının önüne geçmeye çalışan kesimlerin bu yalanı uydurduğunu söyleyerek Hamaney’in Karabağ ile ilgili daha önce yaptığı bir açıklamada ‘Karabağ İslam toprağıdır. Onun kurtuluşu uğrunda ölenler şehittir’ ifadelerini örnek gösterdi. 

İran’ın Ermenistan’a askeri malzeme gönderdiği yalan olabilir ama ortadaki bazı gerçekler de gizlenemez.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade’nin, Azerbaycan ve Ermenistan'a çatışmaları durdurmaları ve müzakerelere başlamaları çağrısında bulunması başlı başına sorunlu bir yaklaşım. Burada yapılması gereken Ermenistan’a yönelik güçlü bir kınama olmalıydı.

Ayrıca İran medyasının da bu konuda sınıfta kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Devrim Muhafızları'na yakın "Cevan" gazetesinin "Ankara, Erivan-Bakü savaşı ateşine odun taşıyor." ifadelerini kullanması ise tavrın yönünü başlı başına gösteriyor.

Denilebilir ki İran’ın dini Lideri Ali Hamaney, Ermenistan'ın saldırıları sonucu hayatını kaybeden Azerbaycan askerleri için ''şehit'' ifadesini kullandı, Karabağ için ise ''İslam toprağı'' diyerek  Azerbaycan halkına baş sağlığı  diledi.

Dedik ya bu konuda iki İran var!

Hemen akla Hamaney’in İran ile Ermenistan arasında hiçbir zaman sorun yaşanmadığını, İran ve Ermenistan’ın iyi komşular olup tarihsel bağlantılarla bağlı olduklarını ifade ederek iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin de daha çok geliştirmesi gerektiğini vurgulaması geliyor. 

Hamaney’in  “ABD’nin arzusuna rağmen İran-Ermenistan ilişkileri sağlam, kararlı ve dostane olmalı” sözleri ise ilişkilerin nasıl olmasını istediğinin göstergesi.

Aynı zamanda Hamaney’in  bir konuşmasında Ermenilerin İran-Irak Savaşında gösterdikleri fedakarlıklardan bahsederek “Ben Tahran’da Ermeni asker ölülerinin evlerini ziyaret etmiştim. Çünkü savaştaki Ermeni asker kayıplarımızı Müslüman ‘şehitler’ gibi İran’ın onuru olarak biliyorum.” sözleri de unutulmazlar arasında!

Ermenistan eski Başbakanı Serj Sarkisyan’ın da “İran ile problem yaşamak Ermenistan’ın nefes borusunun tıkanması manasına gelir” ifadeleri de Ermenilerin İran’a olan yaklaşımını gözler önüne seriyor.

İran’ın Azerbaycan’da maddi ve manevi olarak destek verdiği molla grupları, medreseler ve yerli siyasi figürler ile ülkede dışarıdan söz sahibi olma isteği de gizlenemez.

Yani İran’ın sadece sözde Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’ın tarihi toprakları olduğunu ifade etmesi yeterli olmuyor.

Ermenistan’a askeri, siyasi ve ekonomik destekleri ortada olan İran, 1915 olaylarını “soykırım” olarak kabul etmese de İsfahan’daki Ermeni Vank Kilisesi bünyesinde  “Ermeni Soykırım” müzesi kurulmasına izin verdi. Son olarak koronavirüs yasaklarına rağmen başkent Tahran’da Ermeniler resmi izinle 24 Nisan töreni düzenlemişti. Ermenistan’ı her gidişlerinde de Erivan’daki “soykırım anıtı”nı ziyaret ederek “acılarını paylaştıklarını” dile getirmeleri ise gözlerden kaçmıyor.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın İranlı yetkililer tarafından kendilerine tahsis edilen bir salona asılan ve üzerinde Ermenice “Karabağ Ermenistan’dır. Nokta” yazılı afişiyle poz vermesi ise İran’ın Ermenistan’a tanıdığı diğer bir ayrıcalığın göstergesiydi.

Sonuç itibari ile İran’ın ikili yaklaşımı haklının yanında durma tavrındaki eksikleri açık seçik ortaya koyuyor.