Vakıf Katılım web

AVRUPALI "DOSTLARIMIZ" TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ İSTEMİYOR MU?

Ozan CEYHUN 18 Tem 2018

Ozan CEYHUN
Tüm Yazıları
Pazar günü tüm Türkiye sokaklardaydı.

15 Temmuz 2016 tarihinde orduya sızmış FETÖ terör örgütü mensubu teröristlerce gerçekleştirilen kanlı darbe teşebbüsünü başarısızlığa uğratan Türkiye Cumhuriyeti’nin “demokrasi aşığı” vatandaşları aynı iki yıl önce olduğu gibi 15 Temmuz 2018 Pazar Günü de sadece meydanları doldurmadılar. Örneğin sadece darbeci teröristlerin 34 insanımızı katlettiği Boğaziçi Köprüsü’nde yapılan anma törenine milyonlar katıldı.

Türkiye’nin 81 ilinde milyonlarca insan darbecileri ve FETÖ terör örgütünü bir kez daha lanetledi. Darbe gecesi savaş uçaklarına, helikopterlere, tanklara ve ateş eden askerlere ellerinde Türk bayrakları ile kahramanca direnen milletimize salalar okuyarak destek olan camilerimiz 15 Temmuz 2018 gecesi de bir kez daha salaların o muhteşem gücünü sergilediler. Türkiye genelinde 90 bin camide salalar okundu.

Türkiye dışında da örneğin Avrupa’da 7 ülkede 14 farklı kentte yüzbinlerce Türkiye kökenli insanımızın katıldığı anma etkinlikleri düzenlendi. Dünyanın her köşesinde yaşamakta olan insanlarımız 15 Temmuz akşamı aynı iki yıl önce olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti büyükelçilikleri ve konsolosluklarına giderek Türkiye’de demokrasiye sahip çıktıklarını bir kez daha tüm dünyaya gösterdiler.

Başkan Erdoğan, İstanbul’da milyonların katıldığı anma töreninde “Bu millet; asil, cesur, kahraman bir millettir. Bu millet, hürriyetine canı pahasına sahip çıkan bir millettir. Bu millet, vatanı söz konusu olduğunda aynı safta buluşma erdemi gösteren necip bir millettir.” derken çok haklıydı.

15 Temmuz 2016 tarihinde kanlı darbe teşebbüsüne karşı direnenler her yaş grubundan insanlardı. Darbeci teröristlere karşı direnirken demokrasi şehidi olanlar arasında 16 yaşında, 60 yaşında gençler, yaşlılar, kadınlar, erkekler var. 

Aslında dünya belki böyle kahramanca bir direnişi yaşamadı. Tek başına tankların önüne çıkıp elindeki taşı attıktan sonra üzerinden iki tank geçen gaziler, kocasının ticari kamyonunun direksiyonunun başına geçip askeri araçların yolunu kesmek için yola koyulan ev kadınları, her gün taş taşıdığı belediyeye ait kamyonla tank kovalayan ve tankı köprüde sıkıştıran belediye şoförleri, otobüslerle, taş yüklü kamyonlarla askeri kışlaların çıkış kapılarını bloke eden ve hatta bazı askeri havaalanlarında helikopter ve uçakların dört bir yanına kamyonlarını otobüslerini park ederek onları manevra yapmaz hale getiren belediye işçileri, teröristlerin F 16 savaş uçaklarını ele geçirdikleri bir askeri havaalanında uçakların kalkışını engellemek amacıyla tarlasını yakan köylüler ve daha nice kahramanlık öykülerinin yaşandığı Türkiye’nin demokrasi direnişinde ne yazık ki en başta Avrupa Türkiye’yi yalnız bıraktı. 

Türkiye insanı bu vefasızlığı hiç bir zaman unutmayacak.

Mısır’da kanlı diktatör Sisi’yi desteklemeye utanmayan Avrupalı sözde “demokratlar”, medya mensupları ve politikacılar 15 Temmuz 2016 gecesi belki de FETÖ terör örgütü mensubu asker üniformalı teröristlerin başarılı olmasından medet umarak sessiz kaldılar. Bunu unutmadık ve unutmayacağız.

Ancak daha da acısı bu 15 Temmuz 2018’de gündeme gelen durum. Her şey ortaya çıkmış durumda. Teröristler yakalandı. Kanlı darbe girişimin arkasındaki ismin FETÖ terör örgütünün elebaşısı Fetullah Gülen olduğu kanıtlandı. Hukuk devleti işleyişi içinde adil bir şekilde yargılanan katiller ve işbirlikçileri hak ettikleri cezaları aldılar. 

İlginç bir şekilde bu duruşmalara genelde PKK terör örgütü ile ilgili duruşmalar söz konusu olduğunda gözlemci olmaya çok meraklı olan Avrupalı “dostlarımız” katılmadı. FETÖ terör örgütü canilerin insanları nasıl katlettiklerinin kanıtlandığı mahkemelere hiç ilgi göstermediler. Her halde konuşulanları iyi bilmekteydiler.  

15 Temmuz 2018 tarihinde Türkiye bir kez daha 251 demokrasi şehidini anarken Avrupalı “dostlarımız” genel olarak Türkiye ile ilgili sayısız tweet atarken ve makaleler yazarken ve de açıklamalar yaparken Türkiye’nin demokrasi direnişi için tek kelime etmemeyi tercih ettiler. Milyonlarca insanımızın demokrasiye sahip çıkmak amacıyla bir kez daha tüm Türkiye genelinde meydanları doldurması üzerine tek destek tweeti atmadılar. Oysa daha üç hafta önce Türkiye’de seçim varken bir muhalefet liderinin sadece 300 bin kişiyi doldurduğu İstanbul’da bir alandan “5 milyon kişi Erdoğan’a karşı toplandı” yalanını yayan tweetleri ve makaleleri unutmadık.

Kati Piri’ler, Claudia Roth’lar ve diğerleri bir kez daha Türkiye’de demokrasiden yana olmadıklarını kanıtlamış oldular 15 Temmuz 2018 tarihinde. 

Şaşırmadık. Biliyoruz zaten! Türkçe’de güzel bir ata sözümüz var bu tarz Türkiye “dostları” için: “Böyle dost düşman başına” diye!