Avrupa'da bu hafta sonu Ramazan Bayramı'nı kutlamaya hazırlanan Müslümanlar maalesef huzursuz.

Avrupa’da bu hafta sonu Ramazan Bayramı’nı kutlamaya hazırlanan Müslümanlar maalesef huzursuz. Avrupa'da her geçen gün daha fazla artan Müslümanlara yönelik saldırılar haklı olarak onları çok kaygılandırmakta. Onlarca yıldır yaşamakta oldukları AB ülkelerinde can ve mal güvenliklerinden endişe etmekteler. Camileri ve dernekleri aşırı sağcı ve ırkçı terör örgütlerinin hedefi durumunda. Ayrıca PKK terör örgütü de AB ülkelerinde aynı en aşırı sağcı ve ırkçı terör örgütleri gibi camilere ve derneklere yönelik terör saldırılarını artırmış durumda.

Şu ana kadar teröristlerin genellikle geceleri boş camilere ve derneklere yönelik saldırıları nedeniyle çok sayıda insan yaşamını yitirmedi diye kimse teselli bulmamalı. Saldırıya uğrayan ya da yakılarak kundaklanmak istenen cami ya da derneklerde saldırı saatlerinde insanlar olabilirdi. Aşırı sağcılar ve ırkçılar ve de onlardan geri kalmayan PKK terör örgütü gerçekleştirdikleri saldırılardan cesaret almaktalar. Çünkü Müslümanların yeterince korunmadığını tespit etmekteler sürekli. Bu hayırlı bir gelişme değil. AB ülkelerinin polis teşkilatlarının ülkelerinin Müslüman toplumlarının kullandığı binaları daha iyi korumalı ve caydırıcı önlemleri artırmalı.

İşte yaşadığımız son acı olay.

Önceki gün Londra'da Müslümanlar bir kez daha bir terör saldırısının hedefi oldular. Londra polisi ve bazı medya organları yaşanan terör saldırısını baştan bir trafik kazası gibi yansıtmaya çalışmış olsalar da camide kıldıkları namazın ardından evlerine gitmekte olan Müslümanları bir ırkçı teröristin sloganlar atarak ezdiği ortaya çıktı. İngiltere'nin başkenti Londra'nın kuzeyindeki Finsbury Park Camisi yakınında bir ırkçı, teravih çıkışı aracını kaldırımdaki Müslüman yayaların üzerine sürdü. Olaya tanıklık edenler ırkçı saldırganın "Müslümanları öldüreceğim" diye bağırarak aracını yayaların üzerine sürdüğünü anlattılar. AB'de artık bu çirkin çifte standarda son verilmeli. Bir Müslüman kamyonla insanları katlettiğinde bunun adı haklı olarak bir terör eylemi ise Londra'da bir Hristiyan, İngiliz Müslümanları aracıyla katlettiğinde de bunun adı terör eylemidir. Her ikisi de insanlık düşmanı sapık kafa yapılarının eseridir ve terör saldırısıdır. Müslümanlara yönelik saldırıları “masumlaştırma” çabaları Müslümanlara en az bu terör saldırıları kadar acı vermekte.

Üstelik bu olay Londra'da Müslümanlara yönelik olarak yaşanan ilk terör saldırısı da değil. Son aylarda ister AB üyesi olsun isterse AB üyesi olmasın bir çok Avrupa ülkesinde Müslümanlara yönelik saldırılarda büyük bir artış kaydedildi. Her saldırı yeni saldırıları tetiklemekte.

Örneğin Almanya'da Müslümanlar uzun bir süredir Müslüman karşıtı suçların ayrı bir kategoride kaydedilmesini talep etmekteydiler. Artan cami saldırılarının durdurulması için atılacak ilk adım olan bu talebin gerçekleşmesi sayesinde saldırıların gerçek boyutlarını da ortaya koyacak gerekli verinin polis istatistiklerine girmesi sağlanmaya başladı. Bu konuda Almanya geç kalınmış olsa da doğru ve takdir edilecek bir adım attı. Diğer Avrupa ülkeleri Almanya'nın bu uygulamasını örnek almalılar.

AB'nin polisiye açıdan en katı işleyen ülkelerinden biri olan Almanya'da bu yılın ilk üç ayında Müslümanlara karşı 208 saldırı ve hakaretin kayıt altına alındığını belirtirsek kaygılarımızın ne kadar haklı olduğunu anlamanız kolaylaşır. Bu saldırılarda 2 kişi yaralanmış. Yine aynı dönemde yani sadece ilk üç ay içinde 15 cami saldırısı gündeme gelmiş. 2016 yılında Almanya'da saldırıya uğrayan cami sayısının 27 olduğunu hatırlatacak olursak 2017'nin ilk üç ayında 15 cami saldırısının olması da bu saldırıların sayısında kaygı verici bir artış olduğunu göstermekte.

Yine aynı şekilde Almanya'da 2016 yılında İslam karşıtı 36 ırkçı propaganda gösterisi yapılırken sadece 2017 yılının ilk üç ayında gündeme gelen bu ırkçı propaganda gösterilerinin sayısı 32! Bu artış tüm demokratlar için bir uyarı aynı zamanda!

Üstelik Müslümanlara yönelik saldırılar sadece yukarıda tanımladığımız terör saldırıları ile de sınırlı kalmıyor maalesef! Internet üzerinden kışkırtma, tehdit mektuplarının gönderilmesi, sokakta başörtülü kadınlara ve erkeklere saldırılar, Müslümanlara ait binalara zarar verme ile buralara Nazi sembolleri çizme olarak da sayısız farklı türde saldırıya hedef olmakta Avrupalı Müslümanlar.

İki ülke için verdiğimiz yukarıdaki örnekler Avusturya, Belçika, Fransa, Hollanda, İsveç, Danimarka ya da İsviçre'de de aynı şekilde geçerli.

Avrupalı Müslümanlar her geçen gün haklı olarak daha fazla can ve mal güvenliklerinden endişe eder haldeler.

2017 yılının Avrupa'da maalesef dile getirdiğimiz nedenlerden dolayı buruk geçeceği şimdiden ortada olan Ramazan Bayramı öncesi bu acı gerçeği hatırlatma ihtiyacı duyduk.

Avrupa ülkeleri bu gelimeler karşısında Almanya örneğinde olduğu gibi tehlikenin boyutlarını ciddiye almak zorundalar. Bu konuda AB ve örneğin ortak polis teşkilatı Europol daha aktif olmak zorundalar. Müslümanlara yönelik saldırılara karşı çok daha ciddi ve caydırıcı önlemlere ihtiyaç var. Bu terör daha fazla tehlikeli olamadan yok edilmek zorunda. Tüm Avrupa'nın huzuru ve toplumsal barış için!