AT'A SENFONİ

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Merhum Sultan-ı Şuara (Şairler Sultanı) Necip Fazıl'ın ilgilileri tarafından çok bilinen ve sevilen nesir eserlerinden birisi de At'a Senfoni adıyla 1958 yılında yayınladığı kitabıdır.

Bir “atsever”in gözünden at hayvanı ile ilgili dünyada yazılmış nadide eserlerden birisi olarak bilinir. Tarihi, felsefesi ve estetiği ile bütün yönlerinden bu güzel hayvana dair her türlü detayı bu eserde zikretmiştir Merhum Üstad. Eserin girizgâhında; “İnsanı tamamlamak ve ondaki kahramanlık mefkuresine alem olmak için yaratılan, Allah ve Resulü tarafından övülen, rüya perdesini bile

yakacak kadar asil ve bedii çizgiler taşıyan, güzel sanatları ürperten, tarihte her milletin zafer ve şeref armasında motifleşen, «safkan» teknesinde yoğurulan, hipodromlarda muhtaç olduğu prens iş zeminini bulan, sırtına binmiş bunca insan hırsına rağmen ebedî ismetini muhafaza eden ve nihayet tek istifa kaynağı olarak yarış yerinde heykelleşen at, bütün dünya ile beraber memleketimizde, yani onu ilk defa çıkarıp insanlığa takdim edenlerin yurdunda pek mahzundur.” der.

Bugün, İstanbul Veliefendi Hipodromu’nda koşulacak olan “92. Gazi Koşusu” adı verilen ve Türk Atçılığının en prima yarışı gündemdeyken böyle klasik bir girişle yazıya başlamış olduk. Ülkemizde hakikatte Atçılık pek mahzundur. At yetiştiriciliği ve yarıştırıcılığı ne yazık ki “ganyan” ve “bahis” parantezine sıkışmış durumdadır.

Dünya çapında yarış atları yetiştirme konusunda iki temel ırk söz konusudur.  Binicilik kaynaklarına göre; “Arap atı: Çok dayanıklı mükemmel bir binek ve yarış atıdır. Arabistan’a geçen Orta Asya ve Anadolu Türk atlarından türemiştir. İngiliz atlarından daha dayanıklı olup, 24-28 saat hiç su içmeden yol alabilir. Türkiye’de ve bazı ülkelerde düz yarışlarda koşarlar. İngiliz atı: İyi bir binek ve yarış atıdır. Özellikle yarış için yetiştirilir. Arap aygırı ile İngiliz yerli kısraklarının çiftleştirilmesinden türetilmiş bir soydur. Arap atından daha uzun bacaklıdır.

Uzmanlar genel durumdan pek memnun değil son tahlilde; “halen ülkemizde koşu atı olarak İngiliz Atı yetiştiriciliği özel yetiştiriciler tarafından, Safkan Arap Atı yetiştiriciliği ise (TİGEM) Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ait üç işletme ve bunlarla aynı doğrultuda özel yetiştiriciler tarafından yapılmaktadır. Spor ve Konkur Atları konusunda tamamen dışa bağımlı kalınmış, yabancı kaynaklarca 15 civarında olduğu tespit edilen yerli at ırklarımız ise yok olma noktasında ve sahipsizdir. Son zamanlarda yaygın şekilde hatırlanmaya başlayan ata sporu cirit oyunları için at bulunamamaktadır. Koşu atı yetiştiriciliğinde her geçen gün İngiliz ve Arap atı arasındaki fark, sağlanan imkânlara paralel olarak açılma eğilimindedir. Yılların emek ve çabasıyla fevkalade bir düzeye gelmiş olan Türk Safkan Arap atları ikinci plana atılmaya çalışılmakta, damızlık tedariki yönüyle her zaman için dışa bağımlı olan İngiliz Atı yetiştiriciliği Bakanlık kaynaklarından ve yarış gelirlerinden aldığı aslan payını her geçen gün artırma yolunda mesafe almaktadır.” En çok duyulan yakınmalardır.

Gazi Koşusu’nda yarışacak bir at için hazırlıklara dört sene önceden başlanıyor. İngiliz Tayları içinden uygun kısrak ve uygun aygırla başlayan yolculuk  (11 ay sürecek hamilelik sürecinin ardından) tayın doğumunu takip eden ikinci sene ısınma yarışlarıyla zirve yapıyor.  Tay üç yaşına geldiğinde de ömründe bir kez “Gazi”de koşma şansına erişiyor.

Bu sene 92. Kez koşulacak olan Gazi Koşusu’nda 21 İngiliz Atı yarışacak. Bu akşam 17.15’de nefesler tutulacak.

“Bütün atların ayakları düz bassın” temennisiyle yarış severlere iyi seyirler, sınava giren/girecek bütün evlatlarımıza zihin açıklıkları diliyorum.