​ASYA'NIN EKONOMİK BÜYÜMESİ

Hasan KÖNİ 28 Tem 2017

Hasan KÖNİ
Tüm Yazıları
Büyük keşifler, yeni keşfedilen topraklar, askeri müdahaleler, köleler, ucuza kotarılan ham maddeler, madenler Batı'yı tepe noktaya taşımıştı.

Büyük keşifler, yeni keşfedilen topraklar, askeri müdahaleler, köleler, ucuza kotarılan ham maddeler, madenler Batı’yı tepe noktaya taşımıştı. Günümüzde ise konu neden ulusların endüstriyel üstünlüklerini kaybettikleri üzerinde. Yenilikler, icatlar, büyük işletmelerin çalışmaları endüstriyel üstünlüğü sağlıyor. Ancak, devletin desteği olmaksızın rekabetçi ekonomide uzun süreli başarılı olmak mümkün değil.

Amerikan RCA endüstrileri, renkli TV, düz ekran, her çeşit lazerli imaj yaratma araçları, mikroçip teknolojisi, iletişim sistemleri, mikro dalga ve optik sistemlerde en gelişmiş firma idi. Bu firma çalışmalarıyla dijital dünyayı yaratıp yıllık gelirleri trilyonlar dolarları bulan dijital dünyayı yaratmıştı. Amerika bu  konularda dünya liderliğine sahipti. Günümüzde bu teknolojilerin çoğu artık Asya’da üretiliyor. Örneğin, bütün elektronik araçlarda bulunan düz panel endüstrileri Asya fabrikalarına yılda 100 milyar dolar gelir sağlıyor. Dünyada üretilen renkli TV’lerin yüzde 73’ü Çin’de yapılıyor. Çip üretiminde iki lider var, Güney Kore ve Tayvan. Çin bu konuda kendi endüstrisini yaratıyor.

Endüstriyel mukayeseli avantajlar çok kırılgan. Başlarda elektronik endüstrisinde Amerika baş rolü oynuyordu çünkü elektronik endüstrisindeki buluşlar Amerika’da yapılmıştı.

Amerikan şirketleri buluşları desteklemişti. Amerikan üniversiteleri araştırma ve geliştirme için federal devlet fonlarını elektronik araştırmalarına yöneltiyorlardı. Çoğu buluşlar büyük işletmelerin laboratuvarlarında geliştirilmişti.

Mukayeseli avantajlar teorisi bilindiği gibi üniversitelerin ekonomi kürsülerinde anlatılan teorilerden biridir. Her ülke kendisinin avantajlı olduğu malı diğer ülkenin avantajlı olduğu malla belli bir fiyat kriteri içinde alış verişe sokacaktı. Gerçekte, serbest ticaretin var olduğu bir sistem yok. Siyasal liderler seçtikleri endüstrileri destekliyor ve  yasal kısıtlamalar ile bu endüstrilere avantajlar tanıyorlar. Bazı konularda rekabetçi avantajlar, ucuz tarım ürünleri ve mineraller açısından coğrafi konuma dayanıyor. Elektronik ürünlere gelince rekabetçi avantajları ülkeler yaratıyor.

Serbest ticaret meraklısı Amerika elektronik endüstrisine rekabet 1970 yıllarında Japon elektronik şirketlerinden geldi. Japonlar tüketici elektronik pazarına yöneldi. Sonra renkli TV alıcıları sistemine yöneldiler. Bu teknolojilerde RCA şirketi lisansa sahipti ancak Amerika’da lisansların verilmesi serbesti. Japonya’nın bu endüstrilerde mukayeseli avantajı yoktu ama Amerika’da barışçı bir şekilde intikam almak isteyen bir halkı ve hükümeti vardı.

Japonya TV ithalatını yasakladı. İçerdeki TV fiyatları Amerika’dakinden daha yüksekti.1970’lerde Japonya’da üretilen TV’lerin fiyatı 500 dolar iken aynı TV’ler Amerika’da 300 dolara satılıyordu. Japon tüketiciler yüksek fiyat ödeyerek ihraç ettikleri malları desteklemişlerdi. Amerika’da herhangi bir sınırlama yoktu ve malların dağıtım kanalları hazırdı. İkinci Japon hedefi yarı iletken hafıza çipleri oldu. Japon malları ucuz fiyatlarla Amerikan piyasasını vurdu. Teksas Enstruman (Texas İnstrument) şirketinin imalat sanayiinde düşüş yaşandı ve şirketin karlılığı düştü. Japon malları ucuz olmalarına karşılık çok da kaliteliydiler. Teksas şirketinin fabrikaları birer birer kapandı. Ucuz ancak  çok kaliteli malların rekabeti çok tehlikeliydi. Aynı durum otomobil sanayiinde yaşandı.1970’lerde bulunduğum Michigan, Detroit Amerikan araba yapımının en başta gelen üretim şehriydi. Şehrin girişinde  ‘sıfır’ kilometre buradan başlar, yazıyordu.1980’lerde ithal edilen ucuz, daha ufak, benzin kullanımı daha tutumlu olan Japon arabaları Detroit endüstrisini yıktı. Tabii, oto işçilerinin yoğun olarak yaşadığı Detroit’te gittikçe geriledi ve  düşüşe geçti. 

Amerikalı üreticiler bu tür ithalatla başa çıkamadılar. Öte yandan yeni buluşlara büyük yatırımlar yaparak yeni icatlarla uzun dönemde bu sorunu çözebileceklerini görmediler. Asyalıların girdiği pazarlardan çıktılar ve mallarını daha ucuz  üretecekleri yerlere gittiler. Bu durum orta sınıf az eğimli Amerikan beyaz işçi kesiminin işsiz kalmasına neden oldu. Orta Batıda yaşayan beyazlar büyük şirket yöneticilerini düşmanları olarak bellediler ve yabancı düşmanlığı Amerika’da hortladı. Amerikalılar mallarını ucuz ürettikleri yerlerde düşük maliyetin çözüm olmadığını gördüler. Mutlaka Amerikan devletinin desteği ve yasal korumalar getirmesi gerekiyordu. Zenith şirketi TV sektöründe Japonya ile yarıştı ve kaybetti.

Yerini Güney Kore şirketi aldı. RCA ise üretimini işçiliğin ucuz olduğu Meksika’ya taşıdı. Amerika içindeki fabrikasını kapattı. Sonunda Amerikan şirketlerinin büyük sermayedarları tüketici elektronik araçlar yapımından kaçındılar. Flat panel üretimini  Japon Sharp şirketine verdiler o da sıvı kristal üretim teknoloji milyonlar yatırdı. Japon stratejisi öncelikle ithalata sınırlama getirme üzerine dayanıyordu. İkinci stratejileri yeni projeler için istenen finans kapitalin hızla sağlanmasıydı. Üçüncü stratejileri kaliteli ve ucuz ürünleri  kitle halinde üretmekti.

Japon mucizesi 1990’larda durdu. Ekonomistlere göre durgunluğun nedeni Japon şirketlerinin yeni buluşlara yönelmemeleri, büyük şirketlerin araştırma ve geliştirme projelerine verilen devlet desteğinin düşmesi, bankaların projelere verdiği desteğin verimsiz alanlara kayması, çalışanlara verilen maaşlardaki artışın düşmesi, Çin piyasasında tüketim mallarına talebin düşmesi, ilk defa satış vergisi konması, Japonya’nın bu defa iç tüketimi arttırma çabalarının başarısızlığı, Japon iş kültüründe var olan yaşam boyu iş anlayışıyla ekonomiye olan güvenin düşmesi bu durgunlukta önemli rol oynadı.

Ekonomistlerin söylemediği ise aynı sahada Çin’in yükselişi ve uluslararası piyasaları tutması. Japonya’nın Amerika’nın baskısıyla, 1990’lara kadar durduğu, askeri harcamalara başlaması ve Çin’e karşı Amerika’nın yanında yer alması. Batının yarattığı Güneydoğu Asya krizi nedeniyle tüketimin gerilemesi bu duraklamada rol oynadı. Amerika ise, otuz yılda lobilerin baskısıyla girdiği savaşlarda,14.2 trilyon dolar harcayarak kendi şirketlerinin gelişmesini önlediği gibi Orta Amerika’yı  yoksulluğa itti. Askeri endüstrilerde üretim yapanlar Wall Street’le birlikte Amerikan halkının yüzde 99’nu fakirleştirdi, orta sınıfı yok etti. Sonuç; Beyazların Donald Trump’ı seçmeleri oldu. Çin ekonominin her alanında öne geçmeye başladı. Devletin desteklemediği endüstriler çökerken, dünya serbest piyasa ekonomisinin ve kapitalizmin sonunun gelip gelmediğini tartışmaya başladı.