Çıkartamaz çünkü.
Çıkartamaz çünkü. Korkar. Çekinir. Amerika’dan korkar, iktidarın ayaklarının altından çekilmesinden korkar. Yönetim biçimlerinin zamana uygun olmadığının fark edilmesinden korkar. Hanedanlarının yıkılmasından “Ayak takımının” iktidara gelmesinden korkar.
O yüzden yasak savma babından bir iki açıklama yaparlar. Sonra susarlar. O yüzden hiçbir etkileri yoktur. Muhtemelen Filistinlilerden pek de haz etmezler. “Başımızı derde soktu diye” düşünürler. Açıkça söyleyemedikleri için de suya tirit, hiçbir halta yaramayan yuvarlak laflar ederler.
Sizce Başkan Trump neden Mısır, Suudi ve Ürdün krallarına telefon etti de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı aramadı? Çünkü onları ikna edebileceğine emindi. Onların ses çıkartmayacağına. Erdoğan’ı ikna edemeyeceğini bildiği için aramadı.
Şimdiki durumda Trump’ın Kudüs kararı nedeniyle en çok Türkiye’nin sesi çıkıyor gibi geliyor ya. Aslında diğerleri sustuğu için sadece Türkiye’nin sesi duyuluyor da ondan.
LODOSU SEVERİM
Kimileri hiç sevmez. Baş ağrısı yaptığından, sersemlettiğinden şikâyet ederler. Lodos fırtınası türlü belalar da getirir. Vapura binemezsiniz mesela. Bacalar terse esebilir. Kimi zaman ölümler duyulur Uludağ eteklerinden ve İstanbul’un kenar mahallelerinden. Kötü yapılmış bacalar ve soba yanarken uyuyanlar yüzünden. Ama öldüren lodos değildir. İnsandır.
Lodosu severim çünkü sıcak eser. Kışın ortasında ılık Akdeniz iklimini taşır öfkesiyle birlikte. Hava ılınıverir birden. Gariban daha az üşür. İklim bir kırılır, kışın ortasında.
Bir lodos tasvirine rastladım Ahmet Hamdi Tanpınar’ın sizinle paylaşmak isterim.
“İkide bir yandaki rıhtımı yoklayan ve bir köpük çağlayanında dökülen lodos dalgaları bile göğün bu imkânsız ve şeffaf Çin kasesini taklit ediyorlar gibiydi ve lodos birdenbire denizden çıkmış, çok büyük, mavi bir horoz gibi her tarafı kaplamış, durmadan uykulu sesiyle etrafı dolduruyordu. Onun bu kahkahalarından ürken yüzlerce martı Kandilli burnunun etrafında telaşlı ve trajik uçuşlarıyla büsbütün ayrı bir planda dalgaların oyununu tekrarlıyordu.”