​AP'NİN DERDİ TÜRKİYE'NİN KALKINMASI … SEN HALA ANLAMADIN MI?

Ekin GÜN 09 Tem 2017

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
Avrupa Parlamentosu, müzakerelerin askıya alınmasını öneren Türkiye Raporu'nu onayladı.

Avrupa Parlamentosu, müzakerelerin askıya alınmasını öneren Türkiye Raporu’nu onayladı.

Bu rapor bir tavsiye niteliği taşıyor ve nihai karar sonra verilecek.

Ama önemli olan bu değil.

Sokaktan rastgele 10 kişiyi çevirip sorsak hiç değilse 9 kişi AP’nin bu kararına şaşırmadığını çok rahat ifade ederdi.

Avrupa’nın ve dolayısıyla Batı’nın bize karşı düşmanca tavrı ortada.

15 Temmuz darbe girişiminin gelecek hafta birinci yıldönümü olacak ama bir seneden bu yana hiçbir Avrupalı lider Türkiye’ye geçmiş olsun ziyaretinde bulunmadı.

Darbeye karşı durdukları yer belli olduğu gibi 16 Nisan referandumundan önce de yapmış oldukları her türlü pespayeliği ve çifte standardı gördük.

Bu raporu hazırlayan Türkiye düşmanlığıyla bilinen Kati Piri…

Kati Piri’nin Can Dündar ve Selahattin Demirtaş’la aynı kadraj içinde poz verdiği fotoğraflar bir kenarda dursun raporun içinde başka bir ayrıntıda dikkat çekici.

O da “Akkuyu Nükleer Santrali çalışmasını durdurun” cümlesi.

Lakin aynı raporda Sinop’taki Nükleer Santral çalışmasıyla ilgili tek bir cümle yok.

Peki neden?

Çünkü Akkuyu’yu Ruslarla birlikte ortaklaşa inşa ederken Sinop’taki nükleer santralde ortağımız Fransızlar.

AP’nin çifte standartlığını ve asıl meselesini bu hususta bile görmek mümkün.

Onun için bu karara Ankara’da yükselen sesler olumlu; bu kararı tanımıyoruz, bu karar bizim için yok hükmünde olduğu gibi bir bağlayıcılığı da yok.

Çünkü AB ile bizim bir sorunumuz olmamasına karşın onların bize karşı çifte standart içeren düşmanca tutumlarına karşı olması gerektiği gibi tepki veriyoruz.

Bu noktada Türkiye suçlanamaz, problem Avrupa’nın kendi hastalıklı zihniyetinde.

Ve şunu da unutmadan geçmemek gerekiyor… Bu karar öyle bir günde çıkmış bir şey değil. Katar’a uygulanan diplomatik abluka, Kılıçdaroğlu’nun FETÖ için sokaklara dökülmesi ve AP’nin bu skandal kararı…

Hiçbiri birbirinden bağımsız değerlendirilemez… Eğer oyunun büyüklüğünü görmek istiyorsak!

***

Tasası neden size düştü Yeneroğlu? 

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükada’da gizemli bir toplantı yapılıyor ve orada kendini “insan hakları aktivisti” ilan eden on ajan gözaltına alınıyor.

Büyükada’yı 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu zamandan da hatırlıyoruz.

O gün de yine aynı tarzda bir toplantı gerçekleştirilmiş ve toplantıya FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e methiyeler düzen Henri Barkey de katılmıştı.

En son olarak böyle tuhaf bir toplantı yapılıyor ve toplantının ismi “dijital güvenlik ve bilgi yönetimi eğitimi” olarak konuluyor.

Toplantıya katılanlar gözaltına alınınca da gazeteciler görevlerini icra ederek haber yapıyorlar.

Buna tepki ise AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’ndan geliyor ve A Haber’e ilişkin şu cümleleri kuruyor: “Bu habercilik anlayışı doğru değil, yargısız infaz. Bu ülkenin emniyeti ve yargısı var. Bırakın kimin ne olduğuna yargı karar versin.”

Yine aynı Yeneroğlu “gazeteci” görünümlü tescilli terörist Deniz Yücel’in tutuklanmasıyla ilgili de şu açıklamaları yapmıştı: “Deniz Yücel gazeteciden ziyade aktivist. Bundan bağımsız olarak tutuklama kararı çok sorunlu. Propaganda kavramı geniş yorumlanıyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Deniz Yücel için “tam bir ajan terörist” ifadelerini kullandığını biliyoruz.

Mustafa Yeneroğlu’nu Alman televizyon kanallarında Alman politikacılara ve gazetecilere karşı Türkiye’yi savunurken çok izlemiştik, gurur duymuştuk.

Ama Yeneroğlu Deniz Yücel’in yargı kararını beklemeden ona hüküm vererek “aktivist” olabileceğini savunuyor da nedense Büyükada’daki toplantıya katılanlar için “bırakalım yargı kararını versin” diyor.

Haliyle sormayalım mı şimdi bu çelişkiye sebep olan ruh hali nedir diye?

***

Seni sevmem ama helal olsun… 

Eski İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal CHP’nin FETÖ’için sokaklara dökülmesini eleştirerek “Atatürk düşmanları ile yürümem” açıklamasını yaptı.

Kocasakal’ı deyim yerindeyse günahım kadar sevmem hatta birçok kere kendisini çok sert bir şekilde eleştirmişimdir, dünya görüşünün de yakınından geçmem.

Ama hakkaniyetli olmak gerek… Ümit Kocasakal’ı tebrik ediyorum, gerçek Atatürkçüler işte böyle Kılıçdaroğlu’na ve FETÖ’ye alan açmak için aşındırdıkları yollara sert bir şekilde karşı çıkmalı.