Mayıs’ın ikinci haftasının pazar günü… Bir hüzün var içimde… Yağmurun eşlik ettiği, kalbimin ağladığı… Dokunamıyorum kendime, içim öylesine sızım sızım… Analar, kuzularına dokunamazsa, kimseler dokunamazmış gibi. Eğer annen yoksa, bazı günlerin beyazı yoktur! Kendine ait tuhaf bir rengi vardır. Renksiz renk… Ne yapsan nafile; hayatın, anasızlığın nafile hali… Usulca, Kenan Işık dinlemeye başlıyorum. Sıcacık sesi, iyi geliyor insana… Umarım o da iyileşecek, kıymetli adam… 

Mevlana Celaleddin-i Rumi'den "ETME" diyor.

"Duydum ki sefere çıkmaya azmediyorsun ETME, Bir başka dosta, bir başka yare meylediyorsun , ETME"...

Ben de sanki, anama GİTME diye eşlik ediyorum… GİTME… Her ölüm erkendir derler, ama galiba her ananın ölümü de erken…  Analar ölünce kuzular erkenden büyüyor, zamansız... Ana konusu, ana koynuna sığınmanın cenneti... Ana cennetinin varlığına kul olma duygusu… Canım anam, benim erkenden gidiverdin, acelen varmış gibi… Çok sevdiğin kocana, "bekle beni, yalnız sen olsan bile bekle beni" diye, "bekle beni" diye gittiğini biliyorum.. Çocukların çok özler seni.. Sen de çocuklarını… Ellerinden öperim. Yeşil gözlü anam, nur içinde yat.

Tüm, Ana kıymeti bilenlerin günü kutlu olsun..

Funda'ya takılanlar..

Yılın en fedakar, en cefakar analarını arayıp bulurken… Şimdi sosyal medyanın en etkin analarını seçmişler...Kimin umuru? Kadınlar erkeklerden daha duyarlıymış… Ayrıntıları daha iyi algılar, anları daha iyi yakalarmış…Seslere, dokunmaya daha açıklarmış… İlişkiler de daha ehilmiş… Beden dilini daha iyi bilirmiş... Erkeklerde iyi bir şey yok galiba? Tende sevişme kokusu diye başlık atmışlar. Bir günlüğüne yalnız kal demişler.. Telaş etmeyin tatlım… Zaten hep yalnızız… Yalancı kalabalıkları saymazsak.