AMERİKA, İRAN'DAN NE İSTİYOR?

Alican DEĞER 09 May 2018

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Aslında yıllar evvel İran, Şahlık ile yönetilirken çok seviyordu. Sonra İran'da Şah devrildi, yerine bugünkü yönetim geldi, sevmez oldu. İşte taa o zamanlardan yani 1979'dan başlıyor bu durum.

Sonrasında kurulan sistemi hiç sevmedi Amerika. Şii İran yönetiminin de duyguları benzerdi. Ünlü Argos filmine konu olan olaylar da o zaman yaşandı. İranlı gençler açıkça uluslararası kuralları hiçe sayarak Amerikan Büyükelçiliği’ni bastı ve içindekileri yıllarca rehin tuttu. Hatta Amerika’nın düzenlemeye çalıştığı bir kurtarma harekâtı da fiyasko ile sonuçlandı.

 İran devriminin gerçekleştiği yıllarda sokaklara kurulan vinçlerde Şah döneminin subaylarının, memurlarının asılması günlük görüntülerdi. Yere serili Amerikan bayrağı üzerinde askeri geçit törenleri yapılması da. Hatta o günlerde orduda komutan kalmadığı konuşulur olmuştu asılmaktan. Irak’ın başındaki Saddam da bunu fırsat bilip, (Ve tabii batının desteği ile) İran’a saldırdı. 8 yıl süren savaşta yüzbinlerce kişi öldü ve kelimenin tam anlamıyla hiçbir şey değişmedi. Sınır yine eskisi gibi kabul edildi.

O günlerde başlayan olaylar özellikle İsrail merkezinde gelişerek bugünlere vardı. İran her fırsatta İsrail’e karşı aşırı tehditkâr açıklamalar yaptı, İsrail, bıraksalar İran’ı vuracakmış da Amerika izin vermiyormuş gibi davrandı.

Suriye iç savaşı ve İran’ın bölgeye yerleşmesi İsrail’i iyice çileden çıkardı. Çünkü arasında koca bir Irak varken, İran artık komşusu olmuştu. Hele hele zaten Lübnan’da çok etkili Şii Hizbullah varken.

İran’ın nükleer güç elde etmeye çalıştığı yolundaki iddialar tam ortalığı karıştıracakken, şaşırtacak bir gelişme yaşandı. Başkan Obama döneminde Batılı ülkelerinde destek ve imza verdiği bir anlaşma imzalandı.

İşte Trump bu anlaşmayı bozmak istiyor. İsrail de bozulsun diyenler tarafında. Anlaşmada imzası bulunan Avrupa Birliği ülkeleri ise devamından yana. Avrupalı ülkeler İran’ın anlaşmayı bozacak bir şey yapmadığı görüşünde. Açıkça bu satırları Trump’ın anlaşmanın devamı ile ilgili olarak yapacağı açıklamadan önce yazıyorum. Yani durum belirsiz. Ama Trump ne derse desin İran karşıtlığı azalmayacak. Hatta bu kez 1400 yıllık bir sorun ile İran’a cephe alan Suudi Arabistan da Amerika’nın yanında. Ve tabii Suudi Arabistan’ın etki alanındaki Arap ülkeleri de.

Bu tartışmada iki taraf da masum değil. Bu olaylarda masum kim derseniz “Türkiye” cevabını veririm. İran’da şah devrildi iki milyon mülteci ülkemize geldi. Irak ile İran savaştı ticaretimiz alt üst oldu, daha etkileri geçmedi. Sonrasında Nükleer tartışma çıktı Amerika Türkiye’ye çullandı “Vay ambargoyu deliyorsun” diye. Şimdi de benzeri olacak. Yani hem masum hem kurban durumundayız.