Vakıf Katılım web

AMASIZ, FAKATSIZ YUNANİSTAN'IN TAVRININ KARŞISINDA MISINIZ?

Arzu ERDOĞRAL 26 Ağu 2020

Arzu ERDOĞRAL
Tüm Yazıları
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan bu müjde yeni keşifler için de umutları arttırdı.

Fatih sondaj gemisinin, Karadeniz'deki ilk milli derin deniz sondajını gerçekleştirmesinin ardından Sakarya Gaz Sahası'nda 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfedilmesinin yankıları sürüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan bu müjde yeni keşifler için de umutları arttırdı.

Şimdiye kadar ürettiğimiz doğal gazın 20 katı seviyesinde bir miktar bulunması bölgedeki dengeleri değiştirecek, dışa bağımlılığı azaltacak ve ekonomiye katkı sağlayacak bir gelişme olarak görülüyor.

Miktarın yeni sondajlarla artması beklenirken o tarihe yetişmemesini umanlar olsa da Karadeniz gazının 2023'te üretime geçmiş olması hedefleniyor.

Elbette bir müjde daha gelsin petrol de bulunsun ama doğal gaz haberini “petrol niye bulunmadı?” diye karşılamak da hakikaten değişik bir yaklaşım!

Bu konuda da çalışmalar var tabi…

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman, Mardin ve Adıyaman'da petrol arama ruhsatı verildi.

Türkiye, doğal gaz ve petrol arama çalışmalarına hızla devam ederken Doğu Akdeniz’de ise Yunanistan’ı karşımıza çıkarıyorlar.

Ülkemizin Navtex süresini uzatmasının ardından yeni Navtex ilan eden Atina’nın Oruç Reis'in faaliyet alanını da kapsayan bölgede tatbikat yapma kararı alması suları daha da ısındırdı.

Savaş gemileri ve jetlerin katılacağı bir tatbikattan söz edilirken BAE, ABD, Fransa, Güney Kıbrıs, İspanya ve İngiltere’nin de bu güç gösterisinde yer alacağı söyleniyor. (Türkiye’nin ise cevabı gecikmedi ve Girit'in güneyinde savaş gemileriyle 25 Ağustos’ta tatbikat yapılacağı açıklandı. Yazıyı yazdığım dakikalarda henüz tatbikat gerçekleşmemişti.)

Yunan basını AB’nin ise Türkiye'ye yaptırımın da olduğu farklı seçenekleri masaya getireceğini öne sürdü.

Her yolu deniyorlar.

Türkiye'nin güçlü ve büyük bir ülke olmasını istemiyorlar çünkü biliyorlar ki tüm oyunları bozulacak.

Dünya genelinde işgal ve ülkeleri piyonlar ile yönetme stratejileri işlemez hale gelecek ve dizayn çalışmaları yapılamayacak. Mazlum coğrafyalara da sahip çıkmaya başlayan bir Türkiye’nin daha da güçlendiğinde neler yapabileceğinin farkındalar.

Haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı sesini yükselten bir Türkiye, istenmeyenler listesinin başında geliyor.

Tüm dertleri ülkemiz oldu desek inanın abartmış olmayız.

Bugün de yedi düvelle mücadele ediyoruz.

Kötülükle savaş veren bir Türkiye’de güçlü bir birlik şart. Ülkenin ve milletin menfaati olduğunda iktidar ile bir araya gelebilen muhalefete hasretiz. İstedikleri her konuda eleştirisini yapıp dışarıdan gelen her saldırı karşısında bütünleşmeyi başaramamamız en büyük handikabımız.

“Tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek devlet” diyerek tam bağımsız Türkiye ideali ile yarınlara yürürken bir olmak kaçınılmaz.

HDP ile bile yan yana gelebilenlerin söz konusu AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan olunca neden bu kadar zorlandığını anlamak mümkün değil.

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun sessizliğine ve partinin Genel Sekreteri Selin Sayek Böke’nin, doğal gaz keşfinin Türkiye'ye faydası olmadığını söylemesine karşın eleştiriler yapsa da doğal gaz rezervi keşfine ilişkin, Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın’ın "Ülkemizin sınırları içinde 320 milyar metreküp rezervi olan doğal gaz bulunmuş olması amasız fakatsız bizi sevindirmiştir.” sözleri önemlidir. Beklenendir, devamının gelmesi istenendir.

Aynı tavrı “Akdeniz’de ne işimiz var?” sorusunun cevabını aslında bildiğinden emin olduğumuz CHP’den Yunanistan konusunda da bekliyoruz.

Yunanistan ve destekçilerinin karşısında amasız, fakatsız iktidarın yanında durmak, AK Parti’yi değil muhalefeti yüceltir.

Her ne olursa olsun Türkiye büyük adımlar atmaya devam edecek. Muhalefetin desteği olsa da olmasa da…

Ama iş büyük fotoğrafta yer alma işidir.