ALMANYA SURİYELİ SIĞINMACILARI GERİ GÖNDERMEYE HAZIRLANIYOR

Alican DEĞER 26 Oca 2017

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Bin bir güçlükle Almanya'ya varmayı başaran Suriye göçmenleri için kötü haber geldi. Mahkeme Suriyelilerin üzerine kapıları kapattı.

Bin bir güçlükle Almanya’ya varmayı başaran Suriye göçmenleri için kötü haber geldi. Mahkeme Suriyelilerin üzerine kapıları kapattı.

Bu uzun süredir tartışılan bir durumdu. “Savaştan kaçanlar, Almanya’ya girebilir mi?” sorusunun cevabı aranıyordu. Konu mahkemelerin önüne geldi. O mahkeme, bu mahkemeye topu attı. Sonunda Almanya İdare Mahkemesi, Suriyeli sığınmacıların 'tam iltica statüsü' talebiyle açtığı davada karar verdi. Ve bu karar hiç de iyi olmadı. Buna göre Suriyeliler ülkelerinde siyasi takibat altında değillermiş. Bu yüzden de tam iltica hakkına sahip olamazlarmış. Peki ya ne olabilirlermiş? Geçici koruma statüsünde olabilirlermiş. Yani yasal hakları fena halde sınırlanmış.

Mahkeme bu nedenle, Almanya Göç ve Mülteciler Dairesi’nin Suriyelilere bir alt yasal statü olan “Geçici koruma” vermesinin doğru olduğunu söyledi. Pekiyi bu karar neden doğruymuş? Çünkü bu sığınmacılar ülkelerine döndüklerinde siyasi takibat altında olma riskleri bulunmuyormuş. Hadi ya. Buna kim inanır?

Kararda ayrıca, Suriye'de Kürt halkına mensup olmanın da genel anlamda bir siyasi takibat nedeni olmadığı ifade edilmiş. 

Almanya’daki gelişmeler bununla da sınırlı kalmıyor. Almanya’nın Yunanistan’dan giriş yapan ama Almanya’da iltica başvurusunda bulunan sığınmacıları geri göndermeye hazırlanıyor. Buna göre Almanya’ya gidebilen sığınmacılar mart ayı ortasından itibaren Yunanistan’a geri gönderilecek. Sonra bilin bakalım ne olacak. Bu kez bize sıra gelecek. Avrupa Birliği bu kez Türkiye’ye bu sığınmacıları geri alın diyecek.

Almanya ısrarla Dublin anlaşmasının uygulanmasını istiyor. Bu anlaşmaya göre sığınmacının ilk ayak bastığı Avrupa ülkesinde iltica başvurusunda bulunması gerekiyor. Ancak Yunanistan sıkıntılar nedeniyle 2011'den bu yana uygulamayı durdurmuştu.  

Almanya’da tartışılan bir diğer öneri de sığınmacılar için kamplar kurulması. Yani “Sınır dışı merkezleri.”

Anlaşılan Almanya yakında tüm sınırlarını Suriyelilere kapayacak.

2 MİLYAR DOLAR TAZMİNAT

İran ile uzun süredir tartışıyorduk. Doğal gaz fiyatları konusunda. Biz, dünyada petrol ve gaz fiyatlarının düştüğünü bunun aramızdaki ticarete yansıtılması gerektiğini savunuyorduk. Onlar ise tam tersini.

Durum 2012 yılında mahkemeye gitti. Uluslararası Tahkim Mahkemesi sonuçta bizi haklı gördü. Doğalgaz fiyatları yüzde 13,3 indirildi. Bu haberin bir kısmıydı.

İkinci kısmı ise, İran’ın bize ödemesi gereken tazminat tutarında. Tam 1,9 milyar dolar. Yani İran, davanın açıldığı zamandan bu yana bizden her yıl yaklaşık 500 milyon dolar fazla para almış. Bu hata belki geç de olsa düzeltildi. Ama bizim başvurumuzu, haklı olduğumuzu bile bile umursamayan İran yönetimine de birşey demek gerekiyor ya neyse...

Bu arada, Türkiye’nin haklılığını inatla savunup, bu işi mahkemeye yansıtan, sonunda da bu ülkenin parasını geri alan Türk yöneticiler de teşekkürü hak etti. 

LİNÇ SEZONU AÇILMIŞTIR

Referandum kesinleşince kısa bir yorgunluk atma döneminine girilmişti.

Dünden itibaren tanınmış kişiler oylarını açıklamaya başlayınca ortalık yine birden karıştı. Her kafadan bir ses. Yahu, “Demokrasi ve düşünce hürriyeti” diye bağırınıp, sonra da kendi düşüncesini açıklayanlara ne diye saldırıyorsunuz.

Sorsanız, en birinci özgürlük kahramanı kendileri olanlarda küfür mü ararsınız, aşağılama mı? İnsanlar tabii ki düşüncelerini söyleyecekler ve bunu yaymak için ellerindeki vasıtaları kullanacaklar. 

Karşındaki, sadece düşüncesini (ki, bu durumda oyu oluyor) açıkladığı için niye linç ediliyor? Ne derse desin. Size ne?