İşte Almanya ile yaşanmakta olan "İncirlik" krizinin" ana nedeni bu!
İşte Almanya ile yaşanmakta olan “İncirlik” krizinin” ana nedeni bu!
Aslında bu kriz Almanya ve AB için bir başka konuda büyük bir şans. Hem Almanya hem de AB kendi ülkeleri içinde çöreklenen, kökler salan ve günün birinde aynı DEAŞ'ta yaşandığı gibi büyük bir tehlike olabilecek terör örgütleri konusunda duruşlarını özeleştiri yaparak değiştirmeleri kendi lehlerine olacaktır.
Pazartesi günü Almanya Dış İşleri Bakanı Gabriel hem Dış İşleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Almanya'daki PKK, PYD, DHKP-C ve Fetullahçı terör örgütü FETÖ konusunda kendisinin bir çoğunu ilk defa öğrendiği konularda bilgilendirildi. Hatta basın toplantısında açıklandığına göre son günlerde Yunanistan'dan Almanya'ya kaçan ve şu an orada bulunan eli kanlı iki eski generalin isimleri de kendisine verildi. Yunanistan'ın darbeci faşist albaylarına ya da Şili'nin faşist generali Pinochet'e tavır alan Almanya'nın demokratlarının Türkiye'de meclisi bombalama, insanları katletme ve ülkeyi kana bulama emri veren iki faşist generale sığınma olanağı tanıması nasıl kabul edilebilinir? Şu anda sadece Almanya'da dört yüz civarında “Türkiye Cumhuriyeti'nin diplomat pasaportu taşıyan” diplomatı ve subaylar bulunmakta. Bunlar Fetulahçı terör örgütü FETÖ'nün emrinde olan teröristler. Acı olanı ise Almanya gibi faşizm konusunda en deneyimli ülke olan bir ülkenin bu faşistlere kayıtsız kalması. Onlara sığınma hakkı vermesi.
Oysa bu Fetullah Gülen adındaki İslam dinini istismar ederek bir çok İslam ülkesini içerden ele geçirmeyi amaçlayan terör örgütü elebaşının tüm Almanya için de büyük bir tehlike olduğunu sadece ben iddia etmiyorum. Bu gerçeği bile çok sayıda Alman sorumlu, politikacı ve gazeteci var. Elbette Fetullah Gülen, Almanya'da bir darbe yapamaz ve ülkeyi ele geçiremez ancak şu anda onun “sapık kafa yapısının” emrinde beyinleri yıkanmış binlerce terör sempazitanı Almanya'da son gelişmelerden cesaret almaktalar. Almanya'da yaşamakta olan bu insanlar Fetullah Gülen'in etkisi altında her zaman Almanya toplumu için büyük bir tehdit oluşturmaktalar. Oysa Almanya, Türkiye ile iş birliği yaparak Fetullahçı terör örgütü FETÖ'nün elebaşlarını etkisiz hale getirebilir ve onların Almanya'da masum insanların beynini yıkamasını engelleyebilir.
Sigmar Gabriel aslında bu konuda partisi SPD'yi de düşünmek zorunda. Çünkü Fetullahçı terör örgütü FETÖ bol sayıda SPD üyesi ve Almanya'da medyada sözcüsü konumunda bir isimle SPD'nin Türkiye kökenli milletvekilleri toplantılarına katılarak Türkiye'yi savunan insanlarımızı karalamaya çalışmakta. Bu gelişme SPD için de büyük bir tehdit konumunda. FETÖ üyesi SPD'liler bu parti için kara leke konumundalar.
Aynısı PKK terör örgütü içinde geçerli. Almanya'da yaşamakta olan Kürtler için büyük bir tehdit olan bu örgütün özellikle Almanya'daki Kürt iş adamlarına baskı uygulayarak haraç aldığını sadece ben iddia etmiyorum. Almanya'da bu konuyla ilgili kurumların raporları ortada. Çok sayıda Alman yönetici, politikacı ve gazeteci benden çok daha fazlasını bilmekteler.
İşte yaşanan “İncirlik Krizi” bile bu terör örgütleri nedeniyle gündeme gelmekte. Eğer Türkiye'yi ziyaret eden Alman milletvekilleri arasında açıkça PKK terör örgütü mensupları ve paçavralarıyla dayanışma içinde olduklarını açıkça sergileyen bazı şahıslar olmasa böyle krizler zaten hiç yaşanmayacak. Ancak PKK terör örgütü ile “flört eden” bazı siyasi partiler özellikle temsilcilerini bu tarz şahıslar arasından seçmekteler. Çünkü amaç Türkiye ve Almanya ve de Türkiye ve AB arasında krizleri kışkırtmak. Bu krizle en çok terör örgütlerini sevindirmekte.
Türkiye'nin Almanya, Almanlar ve Alman askerleri ile hiç bir sorunu yok. Bu AB için de geçerli. Türkiye için tek sorun Türkiye'de her gün güvenlik güçlerine ve sivillere saldıran terör örgütlerine ve bu cinayetlere destek verenler. Çünkü onların tetik çeken teröristlerden hiç bir farkı yok. İster milletvekili isterse gazeteci kimliği taşısınlar eğer kanlı terörü destekliyorlarsa bu şahısların terörün her gün kan akıttığı toprakları ziyareti elbette kabul edilemez.
Bunu en iyi Alman kamuoyu anlar aslında!