​ALMANYA DİYANET'İ HEDEF ALDI

Alican DEĞER 16 Oca 2017

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Herkes gönlünce ibadetini yapma ibadethanesini seçme hakkına sahip. Veya öyle olduğu söyleniyor.

Almanya’da milyonlarca Türk ve Müslüman yaşıyor. Herkes gönlünce ibadetini yapma ibadethanesini seçme hakkına sahip. Veya öyle olduğu söyleniyor. Ancak ortaya çıkan yeni bir gelişme Almanların şimdi, yaklaşık 900 cami ile hizmet veren Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği’ne kafayı taktığını gösteriyor.

DW’ye konuşan Alman İçişleri Bakanlığı sözcüsü, bazı imamların Ankara’ya FETÖ (Onların deyişiyle Gülen yapılanması) ile ilgili bilgi notları gönderdiği iddiasıyla inceleme başlatıldığını açıkladı.

Aslında bu açıklama kendi içinde sakat. Almanya bir anlamda ülkesi içinde bu terörist yapılanmanın olduğunu kabul etmiş oluyor. “Bu zaten bilinen bir durum” diyeceksiniz. Evet öyle. Ama en azından bir kez daha altı çizilmiş durumda.

İçişleri Bakanlığı sözcüsüne göre, güvenlik birimlerinin DİTİB imamlarına yönelik gündemdeki suçlamalarla ilgili başlattıkları inceleme sürüyormuş. Bu bağlamda iddia edilen bilgilendirme eyleminin ceza hukuku açısından sonuçları olup olmadığı da inceleniyormuş.

Bakanlık, DİTİB yönetiminin de soruşturmaya yardımcı olmasını istiyormuş.  Nasıl olacakmış bu yardım? Yapıcı katılım sergilemesi ve şeffaflık sağlamasıyla. Yâni? “Yâni”si yok! İşte öyle. 

Tabii bu soruşturmanın bir de aba altından sopa kısmı var. O da soruşturmaya konu olan imamların sınır dışı edilip, edilmeyeceği. Onlara göre, ikamet hukuku, oturum hakları bağlamında da bir kararın gerekli olup olmayacağını eyalet hükümetleri verecekmiş. Anlayacağınız Türkçesi, sınır dışı edilebilecekler. Hatta birliğin faaliyetleri sınırlandırılabilecek.

DİTİP çatısı altında topladığı yaklaşık 900 cami derneği ile Almanya’nın en büyük İslami kuruluşu. O yüzden hedef olması normal. Çünkü karşılarında muhatap almaları gereken böylesi büyüklükte bir yapı istemiyorlar.

Alman mevzuatına göre kurulan DİTİB, Diyanet İşleri Başkanlığı’yla birlikte çalışıyor. İş birliği kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gönderdiği yaklaşık 1000 imam, Almanya genelindeki camilerde görev yapıyor. İmamların maaşları da Türkiye tarafından ödeniyor.

BİZE NANKÖRLÜK ETMEYİN

Bu millet kendisinde yokken, size verdi. Kendi giymezken giydirdi, yemezken yedirdi. Evini, kucağını açtı. Bin kişiyi almak için bin dereden su getirenlere karşı milyonlarcanızı konuk etti. Hatta sizin adınıza savaştı, şehit verdi.

Ama ne oluyor? Size ikinci sınıf davranılan, üzerine köpekler salınan, soğuk denizlerde boğulmanıza, karlarda donmanıza yol açan Avrupa’ya neden kaçmaya çalışıyorsunuz?

Sizi istemiyorlar. İs-te-mi-yor-lar. Sizi almamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Sırf rahatları bozulmasın diye. Sırf sizi sokaklarında görmek istemedikleri için. Fazla fazla yiyecekleri varken sırf sizinle bir yudum paylaşmamak için.

Biliyorsunuz ki, oralar hiç de düşündüğünüz gibi değil. Soğuk var. Açlık var. İşsizlik, kötü davranma, ölüm, polis, asker, ırkçılık var. Nedir bu derdiniz?

Tamam. İnsan hakları, komşuluk, muhacirlik, düşene yardım etme falan. Ama bunların onların ağzından çıktığına bakmayın. Bunlar bizim değerlerimiz. Oralarda bu değerlerin adı var kendisi yok.

Ne zannediyorsunuz, size sınırından sokmayan, dikenli tellerle çevreleyen ülkeler, içeride size iyi mi davranacaklar? Size iş mi verecekler? Aş mı verecekler?

Avrupa sınırlarına dayanmış mültecilerin dramını görünce içim buruluyor. Ama öte yandan Türkiye gibi kendilerine son derece iyi davranılar bir ülkeden gittiklerini hatırlayınca da kafamda soru işaretleri oluşuyor.

Kendimi onların yerine koyup düşünmeye çalışıyorum. Tabii ki aynı duygulara sahip olmam mümkün değil. Ama, kesin olan Avrupa kapılarında çoluk çocuk sefil olmak Türkiye’nin alternatif değil. Hem de hiç değil.

Son gelen haberlere göre, Türkiye üzerinden Avrupa’ya özellikle de Almanya’ya gitmeye çalışan Suriyeli Mülteciler yoğun kar yağışı altında donma tehlikesi gösteriyorlarmış. Sırbistan’a kadar gidebiliyorlarmış. Ama Macaristan sınır kapılarını yüzlerine kapamış. Almanya’ya ulaşmak için yolları kalmamış. Çaresiz kar altında battaniyelere sarılarak, titreye titreye bekliyorlarmış.

Macaristan açıkça mültecileri yasadışı ilan etmiş durumda. Ne yardım ediyor, ne de onlara geçiş hakkı veriyor. Üstelik sınırlarına dikenli tel çeken ilk Avrupalı ülke unvanını da taşıyor.

Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü'nün Sırbistan yerel makamlarına dayandırdığı rakamlara göre, Sırbistan'da 8 bin 500'den fazla mülteci bulunuyor.

Belli ki Almanya’da kendi yasaları gereği, bazı haklar sağlayacağından dolayı mültecilerin sınırlarını geçmesini istemiyor. Macaristan’ın böylesi insan haklarına aykırı, hatta faşistçe davranmasının arkasında da onlar çıkarsa hiç şaşırmam.