Bu Anayasa değişikliğine karşı çıkanlar gerçekten ya ne okuduklarını anlayamayacak kadar zeka özürlü ya da kendileri için iyi olduğunu bile bile sırf karşı çıkmak için böyle bir yola başvuruyorlar.

TBMM Anayasa değişikliği için ikinci ve son tura başladı… Bu gidişle hafta sonuna kadar Anayasa değişiklikleri ve buna bağlı olarak Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş TBMM’den onay alacak ve halkın hakemliğine gidecek… Yani referandum nisan ayında…

CHP her şeye kara deme huyundan vazgeçmediği için bin bir türlü engelleme yaparak TBMM çalışmalarını aksatmaya çalışıyor… Bu arada bir de Anayasa değişiklikleri ile ilgili yalanlar yayıyorlar. Hatta Barolar Birliği Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu da buna alet oluyor…

Adamlar utanmadan bu Anayasa değişikliği Cumhurbaşkanına Meclisi fesih etme yetkisi veriyor diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar. Yani CHP’liler oyun oynuyor olabilir ama koca hukuk profesörü ve barolar başkanlığına kadar yükselmiş bir insan böyle bir hata yapabilir mi?

Şu anda Cumhurbaşkanı Meclisi fes edip ülkeyi seçimlere götürebiliyor. Bunu Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra 40 gün içinde hükümet kurulamayınca yaptı ve 1 Kasım’da yeniden seçimler yapıldı…

Ama yeni Anayasada aksine fesih yetkisi yok. Aksine Cumhurbaşkanı seçim kararı alırsa o zaman hem kendi seçimi hem TBMM seçimi aynı zamanda yenileniyor. Yani TBMM’ye kızan Cumhurbaşkanı kendisi de seçime razı olması lazım.

Ama CHP’lilerin esas söylemedikleri başka önemli bir unsur var. Cumhurbaşkanı 5 yıllık iki dönem için seçilebiliyor. İlk dönemde Cumhurbaşkanı seçim kararı alırsa 5 yıllık dönemini bitirmediği için bir 5 yıllık daha seçilme hakkı var ama Cumhurbaşkanlığının ikinci döneminde TBMM ile ters düşer de erken seçim kararı alırsa o zaman bir dönem daha başkan seçilemiyor.

CHP’lilerin söylemediği bir başka şey ise TBMM her zaman seçim kararı alabilir ve böylelikle Cumhurbaşkanını alaşağı edebilir. Bunu Cumhurbaşkanının ikinci döneminde yaparsa Cumhurbaşkanı bir dönem daha seçilemeyeceği için tamamen devre dışı kalır.

Yani “tek” adamlıkla suçlanan Recep Tayyip Erdoğan böyle bir riskli uygulamaya “evet” diyor. Bu uygulamaya muhalefetin dört elle sarılması gerekmez mi?