Adında "Yorgunluk" var diye, dinlenince geçer zannetmeyin

Adında “Yorgunluk” var diye, dinlenince geçer zannetmeyin. Metal bir kez “yoruldu” mu artık iflahı yok. Çaresiz tekrar potaya atıp eritecek ve yeniden şekil vereceksiniz.

Bir teli sürekli olarak yukarı ve aşağı bükersek tel büküldüğü noktadan ısınır ve bir süre sonra kopar. İşte o kopma olayı, metal yorgunluğunun son noktasıdır. Veya diyelim ki bir köprü zamanla içten içe yıpranır. Görünüşte onun yıprandığını fark etmek çok zordur. Uzun zaman zorlu şartlara dayanır ama bir bakmışız, köprü durduk yere yıkılıvermiş. İşte bu durum da metal yorgunluğunu gösterir.

Bu yorgunluğun ortaya çıkışı metalin cinsine ve uygulanan basıncın türüne göre değişir. Uçak, helikopter gibi yüksek basınç altında çalışan makinelerde çok fazla görülür.

Tüm mühendisler bilir ki bir cihaz için kullanılan her parçanın belli bir ömrü vardır. Uzmanları bunu bildikleri için, daha belirtiler kendini göstermeden gerekli parçaları düzenli olarak değiştirirler.

Bir diğer önemli metal yorgunluğu sebebi ise titreşim ve sürekli tekrarlanan hareketler. İşte bunlar, aslında çok sağlam olduğu düşünülen metalin canına okuyan öğelerin başında geliyor. Genelde bu yorgunluk metal üzerinde küçük mikro çatlaklardan başlarmış. Sonrasında ise ilerler önlem alınmazsa tüm cihazı bozarmış.

Metal yorgunluğu ile ilgili başka tanımlar da var. Mesela, metalin üstüne kapasitesinden fazla yük yüklenmesi. Uzmanlar bu durumu şu örnekle anlatıyorlar: “200 ton yük taşıma kapasiteli bir köprü üzerinden 200 ton yük geçirirseniz belki köprü hemen çökmez, fakat yıpranır. Bu işlem birkaç kez tekrar edilirse köprünün taşıma elemanları yıpranmakla beraber, ne zaman çökeceği öngörülemez. Malzemenin ne zaman kırılacağını ön göremeyeceğimiz için tehlikeli bir durum söz konusudur.”

Başkaca siyasi göndermeli teknik özellikler de yok değil. Örneğin, metalin boyutu arttıkça dayanma gücü düşermiş. Bir direk ne kadar uzunsa maruz kalacağı yük ve gerilim o oranda artarmış.

Yüzeyde pürüz ne kadar az ise yüzeydeki kılcal ve mikro çatlaklar o kadar az olurmuş.

Metalde yiv, yağ deliği, vs. boşluklar varsa gerilmeler buraların etrafına toplanırmış.

Malzeme korozyon oluşturucu bir ortamda çalışıyorsa yüzey kalitesi düşer yorulma dayanımını da azaltırmış. Sıcaklık arttıkça malzemenin yorgunluğu da artarmış.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kelimeleriyle metal yorgunluğu artık siyasi sözlüğümüze girdi. Aslında teknik bir tabir olan “Metal yorgunluğu”nun ne derece siyasi amaçla kullanılabileceği de ortada. Ancak Sayın Erdoğan’ın kendi partisi için yaptığı bu teşhisi mutlaka diğer partiler de kendilerine dönük olarak yorumlamalı. Çünkü birçoğunda iş, yorgunluğu geçmiş hurdalık boyutuna varmış durumda.