AHMET HAKAN, EREN ERDEM VE CHP ZİHNİYETİ

Ekin GÜN 13 Oca 2017

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
Eskiden daha iyiydi, ne şiş yansın ne kebap yansın diye yazılar yazardı, her tarafa oynar güya "tarafsız" gözükürdü.

Sonunda ağzındaki baklayı çıkardı.

Hani şu Selahattin Demirtaş’a canlı yayında saz çaldırıp da onu “cici çocuk” olarak gösteren “patronunun kıymetlisi” var ya…

Evet, Ahmet Hakan Coşkun’dan bahsediyorum.

Bu aralar balataları iyice yaktı, pek coşkun yazılar yazıyor da saçmalıyor aslında.

Eskiden daha iyiydi, ne şiş yansın ne kebap yansın diye yazılar yazardı, her tarafa oynar güya “tarafsız” gözükürdü.

Üstüne yazları da patronunun teknesinde ödül olarak içecek servisi yapardı.

Şimdi de tutturmuş “hakiki başkanlık gelseydi…” diye yazılar yazıyor.

Aslında bırakın hakikiliği başkanlığın ne olduğunu bile bilmiyor, onun için mevzuya çok da dalmadan kıyıdan uçtan eleştiri yapıyor ki alıcı toplayabilsin.

Ne diyor peki Ahmet Hakan?

“Başkanlık seçimiyle meclis seçimi neden aynı zamanda yapılıyor” diyor…

Şimdi başkanlığın ne olduğunu bilse kuvvet erklerinin de bıçak gibi birbirinden ayrıldığını bilir.

O nedenle bu dediğinin saçmalık olduğunun farkına varır ve yasama yürütme aynı anda seçilse de kendi görevlerini yapacağından tarihlerin bir önemi olmadığını fark eder.

Ama bilmiyor ya da “mış” gibi yapıyor, bu konuda da hakkını yemeyelim, ustadır.

Bir de diyor ki “başkan kafasına göre bakan atayamazmış”… Ya nasıl atayacak Ahmet Hakan?

Zaten başkan adayı olacak kişi kadrosunu halka tanıtacak halk da onaylarsa başkan seçilecek.

Kısacası halk atayacak aslında başkanı da halk seçeceği için demokrasinin tüm ilkeleri hayat bulacak.

Ayrıca sen mahalleler arası kendini ataya ataya bir oldun, patronun tarafından şirkette atanmadığın yer kalmadı, sazla birilerini “cici çocuk” olarak atadın kimse bir şey demedi de halkın seçtiği kişilerin meşru kararları alması mı sorun oldu?

Bir de en sonunda diyor ki, “başkandan hesap sormak çok kolay olurdu”…

Bunu demesi için birinin şuna şuan Cumhurbaşkanı’na hesap sormanın daha zor olduğunu ama başkanlık sisteminde Meclis’in böyle bir hakkı olduğunu anlatmalı.

Madem kendisi okumak istemiyor, anlamıyor, birileri ona anlatırsa hayrına sevap işlemiş olur.

Yoksa istediğin kadar karşı çık, en doğal hakkın ama karşı çıkmak için karşı çıkma, somut şeylerle karşı çıkarsan daha iyi olur.

Mesela sen onu bırak da Ahmet Hakan bu anayasa görüşmelerinin yapıldığı kürsüyü işgal eden CHP vekillerine ne diyeceksin ona gel hele…

Hatta şu “Türkiye ile İran savaşsa İran’ın yanında olurum” diyen CHP’li Eren Erdem’e okkalı iki çift sözün var mı?

AK Parti Trabzon Milletvekili Muhammet Balta’nın bacağını ısıran Eren Erdem’in yerinin meclis olmadığını söylesek yanılmış olmayız.

Bunu yapanların yeri bellidir, onu biz söylemeyelim de oraya gitse fena olmaz.

Şimdi bu CHP’liler vekilliklerini bırakıp provokatörlüğe adım attıktan sonra “bacak ısıracak” kadar level atladılar.

Kürsüyü işgal etmelerini de CHP’li Aykut Erdoğdu büyük bir maharetle anlatmış, halkın kürsüsünü işgal edip kürsü yağmalamayı bunlar artık meşru görecek kadar yoldan çıkmış durumdalar.

Şimdi bu parti ülkenin ana muhalefeti konumunda ve herhalde böyle giderse sittin sene de orada olmaya devam edecek.

Çünkü bu ülkenin halkı bu kepazeliklere ve rezilliklere prim vermez.

Ülkenin hayrına olacak her şeyde taşkınlık seviyelerini artıran vekil görünümlü bu provokatörlere hele hiç prim vermez.

Zaten onlar da bunu bildiklerinden bu tarz sabotelerle halka rağmen halkın kürsüsünü işgal ederek zihniyetlerini hayata geçirmeye çalışıyorlar da beyhude çaba.

Mustafa Kemal hayatta olsaydı da partisinin geldiği şu durumu görmüş olsaydı herhalde kahrından bitap düşerdi.

Mesele şu…

CHP bu haliyle bu halktan oy alamaz, çıkardığı başkan adayı da seçilemez, bu halk onu seçmez.

Dolayısıyla CHP’nin çırpınışı aslında kendi zihniyetlerinin ne olduğunu bilmeleri ve bu kafa yapısıyla başkanlık sistemi geldikten sonra tarihin o tozlu sayfalarına karışacak olmalarını hissetmeleri.

En fazla mecliste yasamanın bir parçası olacaklar, mecliste de zaten memleketin hayrına değil, millete rağmen ellerinden geleni yapıyorlar.

Dolayısıyla bu duruma devam edecekler… Ve bu aşağıladıkları o halkla bütünleşecekleri yerde o halka rağmen şer olan ne varsa onun peşinden gidecekler.

Elbet tabii bu CHP’yle koalisyon için çırpınan, bu kafa yapısıyla “uzlaşı” için kendini yırtan bazı matruşka AKP’liler de tarihin tozlu sayfalarına adlarını yazdıracak.

En sonunda geldikleri nokta CHP’yle aynı yer olacak ama olsun...

Hiç değilse bol bol uzlaşacak zamanları olacak.

Ahmet Hakan da “hakiki CHP’liler, hakiki AKP’liler” diye de bunları över durur artık.

Görüldüğü üzere başkanlık her kesime faydalı olacak, şimdiden hayırlısı olsun.