Bostan deyince benim aklıma hıyar gelmez.  İranlı ünlü şair Şeyh Hafız Sadi Şirazi'nin "Gülistan ve Bostan" adlı ünlü eseri gelir. Kitabında yüce bir insanlık ideali için öğütler veren bu bilge kişiyi anarak söze girdik.
Bostan, sebze bahçesi veya kavun karpuz tarlasına verilen isimdir. Gülistan ise, gül bahçesi veya güllük olan yerin adıdır. Hafta içinde ajanslardan iki haber düştü. İlk haberde,  kısa adı AHL olan Atatürk Havalimanı'nın arazi değerinden yola çıkılarak buranın birilerine (muhtemelen yapı müteahhitleri) peşkeş çekilerek rant sağlanacağı dile getiriliyor. 3.Havalimanının ilk etabının 2018'de, son etabının da 2020 yılında bitirileceği dile getiriliyor. Hazine Müsteşarlığı'nın malı olan bu değerli araz (emlakçı deyimi ile kupon arazi) üzerinde şayet yapılaşmaya izin verilirse 92 milyar dolarlık, türkçesi 270 milyar liralık bir rayiç bedel varmış. Bu miktar da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 2015 yılı bütçe geliri olan 483 milyar liranın yarısına tekabül ediyormuş.
Vallahi sizi bilmem ama benim kafam karıştı. Bu kadar büyük rakamları algılamakta güçlük çekiyorum.
Türkçe'de bir deyim vardır. Eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmak. Oturup bu rakamlarla uğraşanlarım niyeti belli. 

Mal kıymetli, nası götürürüz burayı?

Hiç heveslenmeyin orada hiç kimseye peşkeş çekilmez. Bu konuda herkes fikir beyan edebilir. Vakti zamanında bu satırların yazarı "AHL kapatılmasın" cılar gibi düşünüyordu. Bunun teknik olarak olamayacağımı  anlayınca sustum. AHL, ne olacak sorusuna ihale süresi bitene kadar, havaalanı işletmecisi TAV Havalimanları Holding tepe yöneticisi Dr. Mustafa Sani Şener bey cevap verebilir. Halen sahada hummalı çalışmalar devam ediyor. Son güne kadar operasyonlar sürecek ve vakti zamanı gelince malı sahibi olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne teslim edecekler. Hem de aldıklarının on katı büyüklükte. Yine bir başka haberde İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin muhalif bir üyesi " Burası şehir parkı yapılsın. Adı da Atatürk Şehir Parkı olsun" diye görüş beyan etmiş. Unutulmasın ki orada milyonlarca dolarlık tesisler var. THY Teknik ve Onur Teknik bakım hangarlarını çöpe mi atacağız. Bu iki kuruluş dünyanın her yerinden gelen uçaklara bakım onarım yapıyor ve bu ülkeye döviz kazandırıyor. Sadece bu iki şirket 10 bin kişiyi istihdam ediyor. Dedim ya herkes konuşabilir. Bu konusa bir tek kişinin sözleri benim için de genel geçerdir. Cumhuriyet tarihinde en uzun süre ve başarıyla Ulaştırma Bakanlığı yapan Sayın Binali Yıldırım bey ne demişse odur. Orada kargo uçakları inip kalkmaya devam edecek. Bu ekonomimiz için olmasa olmaz bir durumdur. Orada bir genel havacılık apronu var. TAV tarafından işletilen bu apronun da önemi yadsınamaz. Üst gelir guruplarından insanlar "Private" jetleriyle zamana karşı yarışta öne geçebilecekler. Burası eğitim amaçlı da kullanılabilecek. Kısaca, arazinin önemli bir bölümü bu amaçlarla kullanılacak, geri kalan kısmına da eğitim, kültür, sanat ve spor aktivitelerinin yapılabileceği tesisler kurulacaktır. Hiç kimse burayı karganın ağzındaki peynir gibi görmesin. Burada THY'nın similatör merkezi de var. Başka şirketler de buraya  yeni similatörler koyarak uluslararası bir havacılık merkezi kazanabiliriz. Ortadoğu, Afrika, Türki Cumhuriyetler hem bakım, hem de eğitim tesislerimizin müşterisi olmayı sürdürürler. Yani, demem o ki "AHL bostan olsun " diyerek ironi yaptım. Biz, var olan bostanları gülistanları koruyalım yeter. Ve son söz olarak derim ki, sizler her söylenene inanmayın. Tabii bu arada köprülerin altından daha çok su akacak. Neyin ne olacağı belli olmaz!! Not: Bugün 24 Nisan Dünya Pilotlar Günü. Kokpitin görünmez ve isimsiz kahramanları gününüz kutlu olsun.