Şeyma kızına protez tırnak yaptırmış ve koca koca tırnaklarla fotoğraf paylaşmış.

At terbiyecisi gibi hemen herkes hücum etmiş, 

Kadını topa tutmuşlar.

Şeyma skandal başı diye başlık atmışlar ve sonrası veryansın etmişler.

Size ne.

Bize ne.

Sizin çocuğunuza mı protez tırnak yaptırdı.

Kendi çocuğuna nasıl bakacağına anneleri karar verdiğinde göre, o kız senin kızın olmadığına göre bu ne içselleştirme.

Sanki senin canın.

Sanki kayıp şımarık çocuk olarak büyüyecek, o da bu kız çocuğu olacak.

Derdi de bize düştü.

O tırnaklarla, bırakın tuvalet sonrası kendi poposunu kendi yıkasın.

Kime ne.

Bu ne ahkam kesmek.

Bende gördüm bana ne, aklımdan tek satır yorum yapmak geçmedi, konu bana ait değil ki, ben mi terbiye edeceğim.

Herkes kendi evinin önünü süpürsūn.

Herkes bir aynaya baksın kendi çocuğunu terbiye etsin.

Bana göre herkesin çocuğu çok arsız ve şımarık.

Konum Şeyma'yı korumak değil, bayıldığım bir kadın da değil, bana ne ondan, o kadının hiçbir şey ve hiçbir kimse umuru değil.

Onun umuru olmayan şey benim umurum mu olacak.

Kadın tam tersi konuşsunlar diye eğleniyor.

Ve çenesini yoranlarla kafa buluyor.

Benim demem o ki.

Hadi diğer kızlara bakalım.

Babası Anadolu çocuğu, annesi mütevazi ortalama Türk kadınları olan ailelerin kızları var.

Geçen gün metroda karşımda oturuyorlar.

Kızlarına bakın.

Hepsi Şeyma.

Saçlar aynı.

Dudaklar aynı.

Paylaşımlarına bakın, arkadan verilen pozlar, anlam, hepsi ve tamamı Şeyma özentisi.

Kadın yürürken ayaklarını ve adımlarını çekti, maşallah herkes adımlarını çekiyor.

Kadın evli, kocası var, çocuğu var, kalçaları ve vücudu aynı fitlikte değil ama, deniz kenarında verdiği pozlar aynı.

Hepsi koca kalçaları ile, Şeyma gibi spor yaparken paylaşım yapıyorlar.

Tanıdığım mazbut aileler var, valla kızlarına bakıyorum onların kızları gibi değil 

Sanki herkes Newyork sokaklarında moda tasarımcısı, manken poz veriyor.

Egolar tavan.

Kendini bir şey sandırma tavan.

Tuzu kuru haller falan.

Ama tırnaktaki ojeler, kurumuş şişeye aseton koy karıştır öyle sürülmüş.

Aslında mütevazilik içinde olmak çok sahicidir.

Yapmayın.

Siz böyle bu pozlar ve Şeyma halleri ile erkek arkadaş tavlayacaksınız, gelen damat ve ailesi mütevazi evinize gelecek anneniz babanız ile tanışacak, şaşırıp kalacaklar.

Aslında aynı kendi evleri gibi evler, kendi gibi insanlar bulacaklar.

Ortalama Türk ailesi kıvamı.

Çok şahane.

Miami sosyetikleri gibi paylaşımlar yapıp, sonra nişan bohçası bekleyeceksin ve eline kına yakılırken ağlayacaksın.

Sonra bindallarını giyip testi kıracaksın.. 

Eee ne oldu? Yandan yandan saçları savuran Monaco sosyetesi  hallerin, pozların paylaşımı.

Halay çekene kadardı, değil mi?

O nedenle ne Şeyma’ya ne Şeymagillere pess diyemezsiniz.

Hadi canIm.

Sağdan sağdan devam edelim.

Hayat kısa, bütün yollar uzun.

Herkes köşeli.

Samimiyetsizliğe gerek yok.

Varacak yer yok, sadece yollar var.

Bak ilkbahar geldi, ağaçlar yaza aşık.

Bir yerden gidilmez, hiçbir şey de bitmez.

Aslında herkes, ben gibi her şeyin farkındayız.

Kızlar Şeyma gibi olsun dimi.

Hatta Gülşen gibi olsun değil mi.

Olsun olsun.

Funda’nın aklındakiler…

... Will Smith Oscar töreninde kalktı sunucu komedyen Chris'e tokat attı.

Oscar karıştı.

Dün Oscar organizasyonu kurulu ceza veriyor.

Will Smith 10 yıl boyunca Oscar törenlerine katılamayacak.

Şak diye cezayı verdiler.

Bizde olsa neler olurdu yazayım;

O kurulun başkanına birileri telefon ederdi.

Ceza verecek insanların tek tek mutlaka, defoları olurdu.

Eğer sen o kurulun içinde isen, söylediğin her doğru sana geri dönerdi.

Sıkıysa bu adama ceza verelim de, bak bakalım arkandan ne dolaplar dönecekti.

Pişkinlik, haksızlık ve ayıp karşısında ne diyeceğini, nerden başlayacağını planlasan bile nafile olduğunu anlardın.

Yemin ediyorum o kurul içinde 1 tane doğru insan 1 tane iyi insan olmazdı.

Tek tek kim varsa düşün miden bulanır, olmazları görürdün.

Herkes mi yamuk olur.

Valla olur.

Herkes menfaat ilişkisi içinde, iğrenç hesaplar içinde kendini kıvırtmaktan asla ceza veremezdin.

Ve sonunda doğruyu kim söylerse zararlı çıkardı.

Nereden mi biliyorum.

Çok yakından.

Funda'nın aklındakiler…

... Seray Sever 48 yaşında ikiz bebeklerine hamile kalmış.

Uzunca süredir, yani  yıllardır tedavi görüyormuş. 

Röportaj yapmışlar.

Kadın şöyle anlatıyor.

"Bu işin tüccarları var, dolandırıcıları uzaktan anlamıyorsunuz, ben bir ev parası harcadım" diyor.

Kimine soruyorlar 48 yaşından sonra imkansız, dolandırıcıların eline düşmesinler diyor.

Kimisi olabilir, yeni teknolojilerle bu mümkündür diyor.

Ben kimin ne dediğin de değilim.

Dolandırıcılar ve tüccarlar dediği kimler.

İnsanlardan 1 ev parası alan dolandırıcılar kim?

Tüp bebek tedavisini kim yapıyor.

Doktorlar.

Bunlar dolandırıcı diye doktorları mı tarif ediyorlar.

Tüccar diye doktorları mı tarif ediyor.

Doktor ve dolandırıcı kelimesi bir arada geçince, ne kadar endişe verici.

Aslında çok acı.