Murat Başoğlu...

Yaz ayları süresince, konuşulan tek konu oldu neredeyse.

Aylarca..

İnsanlar, güneşin sıcağını sırtında hissederken, ellerine plaj çantalarını alıp, salına salına denize giderken, tıslayarak, “hayatım Murat'ı duydun mu?” diye diye birbirlerine gammazladılar.

Evet haber değeri vardır ve o fotoğraflar yayınlanır, yazılır, çizilir, konuşulur ve biter.

Kabak tadı verdiniz, ölümlü kötü insanlar.

Bütün yaz konuştunuz, doyamadınız..

Ahlaksızlık, edepsizlik diye adlandırdığınız şeyi, konuşmalara, doyamadınız.

Bu nasıl doyamamak?

Bu nasıl parçalamak?

Bu nasıl lime lime etmek?

Ve konuyu

Bu nasıl içselleştirmek.

Adama televizyonda canlı yayında şerefsizzz diye bağırıyorsunuz.

Bağıran adama bakıyorum, aman ha, bi sus diyorum.

Senin ne hakkın var, adama hakaret etmeye...

Dikkat ederim çok, kim, kimlere ne kadar şerefsiz diyorsa, kendisini tarif ediyordur.

Adam, yeğenim değil diyor, 

Adam hata yaptım diyor.

Adam ağlıyor.

Adamın hayatı mahvolmuş.

Adamın geleceği mahvolmuş.

Adamın ailesi darmaduman olmuş.

Adam bitmiş.

Daha ne istiyorsunuz?

Canını.

O zaman rahat mı edeceksiniz?

Bu nasıl bir anlayış oldu?

Bu ne aymazlık.

Bu ne hainlik.

Siz kimsiniz ki, ahlak jandarması gibi insanların yuvalarının kapısında bekliyorsunuz.

Adam anlatıyor, karısı inanmış, ben inandım, inanan başka insanlar da var.

Ayrıca inansanız ne olur, inanmasanız ne olur..

Hata yaptım diyor.

Adam Bodrum'da çaresiz yeşil çuhalı, demir perdeli bir bahçenin ardına saklanmış.

Sığınmış oraya.

Söylenecek son sözlerini söylemiş.

Suskunluğu ile açmazlarını imzalamış bir adam var.

Adam..

Kör bir düğüm attı yüreğine.

Orada sonsuza kadar kalacak gibi görünen, kurulmuş örümcek ağının içinde düğümlenmiş oturuyor.

Karısı ile yüz yüze gelmiş, koskoca bir HİÇ'e bekçilik ettiğini anlamış.

Daha ne istiyorsunuz?

Bırakın peşini.

Böyle ölümüne sebep olursanız.

Katil olmanın yazgısında olursunuz.

Funda'ya takılanlar...

... Oyuncu Cem Korkmaz, intihar ediyor ve yaşamına son veriyor.

30 yaşında genç adam, Üsküdar'da evinde ölü buluyor. Bir ailenin tek evladı.

Sosyal medya fenomeniymiş, videolarını milyonlarca insan takip ediyormuş. Televizyon ana haber bültenlerinin tamamına yakını, eğlenceli videolarını göstererek bu intihar haberini verdiler. Sosyal medyada, Twitter ve Facebook da, bu genç adamın ölüm haberinin arkasından, inanılmaz iddialar, inanılmaz kötü şeyler yazmışlar. İnsan okudukça, insanlığından utanıyor. Ne düşünsem baştan aşağı üzücü satırlar. Merhametsizlik, bir aileyi rencide eden bir dolu kepaze insan. Sizin gibi insanlar yüzünden, kendimizi doğruda görmek için çabalayıp duruyoruz. Sizin gibi kötüler yüzünden, kalabalıklar içinde kendini yapayalnız hisseden bu genç adamlar intihar edip gidiyor...

Milyonlarca palavracı takipçi.. Ağlarsa zavallı anacığım ağlar gerçeği.

Genç adama gelince, ah be oğlum, hem kendine yazık, hem anneciğine, hem babacığına haksızlık değil mi?... Ve çok günah.

.... Vatan Şaşmaz, öldü...

Aylar oldu otel odasında ölü bulunduğu ile ilgili haberi duyalı, bileli.. Kalplerimizi çat diye dağladı.. Hepimizin sevdiği bir adamdı.

Baba olacaktı, karısı hamile.. Anacığı kim bilir nasıl, hangi yangınlar da.

Şimdi yeni haber.. 57 dosya, 57 seks kaseti, bir dolu ünlü, skandal diye anons ediyor televizyon kanalı... Ve diyor ki Vatan Şaşmaz aslında kimdi? Nasıl bir adamdı.

Öldü gitti arkadaşlar, bebeğini ana karnında bırakarak öldü... Daha trajik ölüm nasıl olabilir?.. Ne istiyorsunuz? İnsanlar hata yaparlar, canı ile ödemek gerekiyor muydu? Ölünün arkasından, konuşmak günahtır. Kapatın artık, kısa kesin, sonra oğlunun, anasının vebalini alırsınız.