Türkiye’nin Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı yeni bir açıklamada, "Zeytin Dalı harekâtı kapsamında gerçekleştirilen operasyonlar neticesinde 12 Mart 2018 tarihinden itibaren Afrin kent merkezi kuşatıldı" denildi. Buna göre teröristlerden kurtarılan yer sayısı 210'u aşarken, sığınmacıların evlerine dönebilecekleri güvenli alan da 1102 kilometrekareyi bulmuş.

Türkiye’nin Suriye’nin Afrin bölgesinde yürütmekte olduğu bu harekat zaten iki hedefe yönelik. Birincisi teröre karşı topyekün mücadele ve bölgede tek bir teröristin kalmamasını sağlamak. Bu hedefe ulaşıldığında hem Türkiye’nin sınırında yer alan kasaba ve köylerin teröristlerin saldırılarından kurtarılması sağlanmış olacak hem de Afrin bölgesinin yerli halkının terörize edilerek yaşadıkları toprakları terk etmeleri engellenecek. Teröristlerden kurtarılan köy ve kasabalarda insanlar tekrardan normal yaşamlarına dönmeye hazırlanmaktalar. Tarlalarını süremeyen köylüler artık korkmadan tarlalarını sürebilecekler.

Türkiye aslında “Zeytin Dalı Harekatı” ile tüm dünyaya terörle mücadelenin aslında en doğru mülteci politikası olduğunu da göstermekte. Dünyanın bir çok köşesinde mültecilerin ülkelerini terör nedeniyle terk etmek zorunda kaldıkları bilinen bir gerçek. Suriye’de de bu yaşanmakta. 

Suriye’nin Afrin bölgesini işgal eden PKK-YPG ve PYD’li teröristler bu topraklarda yaşamakta olan ve teröre boyun eğmeyen Kürtler en başta olmak tüm yerlileri hedef aldılar. Araplar, Türkmenler ve Kürtler, teröristlerin baskıları altında çok acı çektiler. Bir çoğu katledildi. Ve sonunda yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kaldılar.

Şimdi ise Türkiye’nin Afrin’de bu insanların yaşadıkları yerleri teröristlerden geri alması ve teröristleri etkisiz hale getirmesi sonucu geri dönmeye başladılar. Türkiye Afrinlilerin can ve mal güvenliğini sağladığı için geri dönüş koşulları da sağlanabilmekte. Afrin’de kurtarılan tüm köy ve kasabalarda tekrardan sağlıklı ve huzurlu bir yaşamın mümkün olması için gerekli alt yapı düzenlenmeye başladı.  

Türkiye’nin amacı da bu zaten. Bölgenin terörden temizlenmesinin ardından Afrinlilerin bölgeye dönüp mültecilikten kurtarılmaları ve normal yaşamın tekrardan gerçekleştirilmesi!

Türkiye’nin Suriye topraklarında kalmak gibi bir hedefi kesinlikle yok. Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve Suriyelilerin demokratik seçimlerle yöneticilerini seçtiği bir ortama kavuşmasını savunmakta.

Tüm bu gerçeklere rağmen Avrupa’da özellikle PKK’lı teröristlerin maalesef “serbestçe” terör propagandası yapabildikleri AB üyesi ülkelerde kamuoyu “yalanlara dayalı medya haberleri” ile kandırılmakta. Yıllar önce Afganistan’da ya da Suriye iç şavaşı döneminde Suriye’nin başka bölgelerinde çekilmiş “savaşta zarar görmüş sivillerin” fotoğraflarını yayarak bu fotoğrafların “Afrin’de yeni çekilmiş” olduğu yalanları ile Avrupa ülkelerindeki insanlar etkilenmeye çalışılıyor.

Oysa gerçek tam tersi. Afrin kent merkezini ellerinde tutan teröristler kenti terk etmek isteyen sivillerin gitmesine izin vermiyorlar. Oysa Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu kuşattıkları Afrin kentinde sivillerin ve savaşmak istemeyen teröristlerin çıkabilmesi için özel koridor sunmuş durumdalar. PKK-YPG-PYD mensubu teröristler ise sivilleri “kalkan” olarak kullanmak amacıyla onları zorla kentte tutmaktalar.

Türkiye Afrin’de sivillerin zarar görmemesine çok özen gösterdiği için olması gerektiğinden daha yavaş ve çok özenle sürdürülen “Zeytin Dalı Harekatı” kapsamında bugüne kadar siviller hiç zarar görmedi. Kuşatılan Afrin’de de sivillerin zarar görmemesi hedeflenmekte. 

Avrupa’nın da artık bu gerçeği görmesinde yarar var. Eğer amaç Afrin’de olduğu gibi Suriyelilerin can ve mal güvenliğini sağlamak ise bunu gerçekleştiren ülke Türkiye. Sivilleri katledenlerin ise PKK, YPG, PYD ve DEAŞ gibi terör örgütleri ve eli kanlı diktatör Esad olduğunu tüm dünyanın bilmesine rağmen Afrin’de teröre karşı mücadele eden Türkiye’ye destek vermeyen Avrupa ülkeleri, AB ve NATO terörle mücadele konusunda acaba nasıl inandırıcı olacaklar?

AB ve NATO Afrin’de gerçekten sivilleri düşünüyorlarsa Türkiye’nin yanında yer alarak en doğrusunu yapmış olurlar. Türkiye’nin yanında yer almak ise Avrupa kamuoyunu doğru bilgilendirmeyi ve Avrupa’da terör propagandası yapan hatta Avrupa’da terör estiren PKK terör örgütünü engellemeyi gerektirir. Maalesef bu yönde hiç bir adım görememekteyiz.