"ADAYA VEDA" SONRASI "BİR İHTİMAL" HAMLESİ TUTMADI

Yaşar İÇEN 17 Ara 2022

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
Olmuyor, almıyor, uymuyor… Ekrem İmamoğlu aleyhine çıkan mahkeme kararını hiç ama hiçbir şekilde AK Parti ile ilişkilendiremiyorum…

Günlerdir takip ediyorum, izliyorum, analizler yapıyorum, dolduruyorum, boşaltıyorum, sonuçları damıtıyorum, bir yerlere varmak istiyorum…

Ve elde ettiğim her şeyi tıpkı 6’lı masa gibi AK Parti’ye bağlamak istiyorum! Olmuyor, almıyor, uymuyor…

Ekrem İmamoğlu aleyhine çıkan mahkeme kararını hiç ama hiçbir şekilde AK Parti ile ilişkilendiremiyorum… Ki adı üstünde; her etkiden uzak alınan “mahkeme kararı” olmasına rağmen yine de 6’lı masanın penceresinden bakarak AK Parti’yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suçlayacak bahaneler arıyorum fakat olmayınca olmuyor da uymuyor da…

Ortada aleni bir hakaret ve o hakarete müteakip alınan bir cezai yaptırım var, hepsi bu kadar basit…

Şimdi en basit verilerle beyin fırtınası yapmak niyetiyle sırasıyla soruyorum:

1) Ülke tarihinin en önemli seçimlerinden birine giderken gaflarıyla “adaya yaklaşık bir yıl önce veda etmiş bir aday adayının” aleyhine verilecek mahkeme kararı en fazla kimin işine gelirdi?

2) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “aday olmak istiyorum” diye ısrarla tavrını ortaya koyup kimseleri karşısında istemiyorken Kılıçdaroğlu nasıl gündemden kenara alınabilirdi?

3) Yaklaşık bir yıl önce dile getirdiğim “CHP ve HDP kendi içlerinde İmamoğlucular olarak ayrışacak” ön görüm gerçekliğe dönmeye başlamadı mı?

4) İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in İstanbul seçimlerinden hemen sonra Ekrem İmamoğlu’nu seçildiği şehre hizmet etmesine dahi izin vermeden muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etmesinin ardında “aslında yüreğim Mansur Yavaş’tan yana fakat yıpranmaması için onu geri planda tutup Ekrem İmamoğlu’nu hedef tahtasına oturtalım” mantığı var mıdır?

5) Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul seçimi sonrası koltuğuna bir türlü ısınamayıp “erken adaylık” turlarına başlayarak ülkeyi karış karış gezmeye başlaması İstanbullular gibi tüm ülkede de büyük güven kırılmasına sebep olmuştu… Çünkü aldığı görev emaneti İstanbul’a sırtını dönen biri yarın ülkeye de sırtını dönmez miydi?

6) Beylikdüzü’nde gözden uzakta kimseler tanıyıp bilmezken bir anda ülke genelinde ekrana ve sahaya yansıyan görüntüleriyle büyük hayal kırıklığı ve şok etkisi yaratan İmamoğlu’na bir “mağduriyet çıkışı” gerekiyor muydu?

7) CHP içindeki Kılıçdaroğlu karşıtları İmamoğlu üzerinden yürütülen bir mağduriyet planı ile Kılıçdaroğlu ve kurmaylarından intikam almayı düşünebilir mi?

6’lı masaya dair bu denklemleri daha fazla arttırabilirken AK Parti’nin menfaatine olacak bir tek cümle bulamıyorum Ekrem İmamoğlu’nun mahkumiyet kararından fayda sağlamaya dair… Dedim ya; tüm komplo senaryolarını düşünsem dahi bu iş AK Parti’nin menfaatine olmuyor, almıyor, uymuyor…

Muhalefetin deyişiyle “AK Parti karşıtı Z kuşağı” bile AK Parti’nin suçlanması sonrasında; ”bu ne komik bir oyun arkadaş” diyerek güldü… Hatta ders arası sohbete koyulduğumuz üniversiteli gençler bir ara “abla sen ne diyorsun bu karara” diye cümleye başlayınca “benden ziyade sizin düşünceleriniz çok daha önemli siz yorumlayın bakalım” dediğimde üniversite öğrencileri de yukarıda sıraladığım 7 maddenin etrafında dönen yorumları kendince yaptı…

Özetle Ekrem İmamoğlu kararı sonrası oluşturulmaya çalışılan “AK Parti mahkum etti” algısı tutacak gibi görünmüyor benden söylemesi…