​ABD'NİN YENİ ENERJİ ATAĞI VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

Hasan KÖNİ 04 Ağu 2017

Hasan KÖNİ
Tüm Yazıları
Trump başkan seçilinceye kadar Amerikan bilim adamlarının ve Birleşmiş Milletler'de iklim üzerinde çalışanların önemle üzerinde durdukları konu; iklim değişikliği, iklim değişikliğinin Amerikan geliştirilmesi güvenlik stratejisine etkisi, yeni teknolojilerin geliştirilmesi, sürekli enerji kaynakları ve gelişmekte olan ülkelere yapılacak teknik yardımlar, üzerine idi.

Trump başkan seçilinceye kadar Amerikan bilim adamlarının ve Birleşmiş Milletler’de iklim üzerinde çalışanların önemle üzerinde durdukları konu; iklim değişikliği, iklim değişikliğinin Amerikan geliştirilmesi güvenlik stratejisine etkisi, yeni teknolojilerin geliştirilmesi, sürekli enerji kaynakları ve gelişmekte olan ülkelere  yapılacak teknik yardımlar, üzerine idi. Trump’ın 2015’de Paris’te imzalanan İklim Antlaşmasını reddetmesiyle birlikte  muhafazakar Amerikan bilim çevrelerinde  yapılan analizlerin yönü değişmeye başladı.

Yeni analizlerde teknoloji devrimlerinin endüstrileri değiştirdiği yeni metot ve teknolojilerin petrol, gaz ve elektrik endüstrisini değiştirmesinden, söz edilmeye başlandı.

    Amerika kaya arası petrol ve gazı çıkarmak için hidrolik parçalama sistemleri, yatay olarak kayaları oyma yöntemleriyle  daha büyük kaya arası petrol ve gaza kavuştuğunu belirtiyor.

   Şirketlerin kullandığı yeni imajlama teknolojileri derin sularda, Meksika Körfezi, Brezilya kıyıları, İsrail-Kıbrıs arasındaki alanda petrol çıkarma olanağı sağlıyor. İlk başlarda gayet pahalı olan derin su işlemleri günümüzde gittikçe ucuzlamış durumda. Amerikan şirketleri 2016 başlarında  derin sularda yaptıkları çalışmalarda günde 4 milyon fıçı petrol elde etmeyi başarmışlar. Enerji satışına  meraklı olan Amerikan Başkanı Trump, Amerika’nın topraklarının altında ve kıyılarında daha çok petrol ve gaz olduğuna inanıyor.

Amerikan petrol şirketlerinin kullandığı  yeni tekniklerin petrol fiyatlarını aşağı çektiği görülüyor. 2008’de fıçı başına ödenen 145 dolarlık fiyat günümüzde 1/3 düşmüş durumda. Amerika’nın gittikçe artan enerji arzı artık Rusya ve Suudi Arabistan’ın üyesi  olduğu OPEC’in dünya petrol fiyatlarını belirleme dönemini bitirmiş gözüküyor. Bu sırada gerek Rusya  ve gerekse Suudi Arabistan petrol üretimlerini boş yere kısmış durumdalar.

      Petrol üretiminde kullanılmaya başlanan karmaşık sistem veri analizleri ve otomasyon enerji endüstrisini yeniden yapılandırıyor, verimliği artırıyor. Bu durumun elektrik şirketlerinin elektrik üretme ve dağıtma yollarını değiştiriyor. Yeni elektrik endüstrisi daha ademi merkeziyetçi ve tüketici dostu olacak. Enerji şirketleri gelecekte enerji dağıtımı açısından mikro gridlerle tanışacaklar. Şimdilik  elektrik dağıtımında mikro gridleri Amerikan askeriyesi kullanıyordu. Amerika’da bu yeni yapılanmayı kabul eden bölgeler ana sistemlerden uzak bölgeler, örneğin, Alaska gibi eyaletler. Mikro gridlerin kullanılması Amerikan üniversitelerine ve hastanelere yayılıyor ve bu kurumlar güvenilebilir enerjiye sahip oluyorlar.

Bütün bu gelişmelerin olumlu taraflarının yanında İklim değişikliği gibi bir olay var.

       Amerika’nın Trump’la başlayan petrol ve gaz politikası çevreye karbon salınımını artırıyor.

Amerika’daki fırtınalar, kıyı şehirlerinin yavaşça suya gömülmesinin yanında diğer ülkelerde iklim değişikliğinin azizliklerine uğruyorlar. İstanbul’da görülmemiş sağnaklar, Ege’nin sürekli titreşim içinde olması, Bangladeş’ten yüksek yerlere yapılan göçler, Hindistan’da yoğun sıcaklık ve kuraklık nedeniyle Hindistan halkının beslemesinde önemli rol oynayan tahıl üretimindeki önemli kayıplar, eriyen kutuplardan milyonlarca metreküp suyun denizlere akması, hep iklim değişikliği azizliklerinden.

Amerika dışındaki ülkeler, Rusya ve Suudi Arabistan dahil, gelen tehlikenin farkındalar G-20’ler toplantılarında ekonomileri gelişmiş 19 ülke iklim değişikliği konusunda  önemli tedbirler alma kararlarını teyit etmiş durumdalar. Almanya yoğun güneş enerjisi sistemlerini hızla geliştiriyor. İran’da güneş enerjisine 28 milyon dolarlık bir yatırımla girmiş durumda. Araba üreticileri 2020’lerden sonra artık elektrikli arabalar üreteceklerini bildiriyorlar. Ancak bir numara olmak isteyen Amerika için bunlar önemli değil. Trump’ın emriyle ülke içinde petrol alanları planlaması için Obama’nın yasakları ortadan kaldırılıyor. Çevreye çok zarar veren kömür madenciliğine izin veriliyor. Obama’nın elektrik üretiminde kömür kullanılmasını yasaklayan kararı kaldırılıyor. Temiz Güç Planı raflarda çürüyor. Paris Antlaşmasına göre temiz enerji üretimi için gelişmekte olan ülkelere verilmesi gereken ekonomik yardımları Amerika yapmayacak. Trump, Paris ziyaretinde bile konuşulan diğer konuların yanında temiz ve etkin yakıt elde etmek için diğer ülkelerle birlikte çalışırız maddesini antlaşmaya eklemek istedi. Amerikan Hazine Bakanlığı uzak ülkelerde çıkarılacak kömür üretimi için  sınırsız kredi verebiliyor. Kömürü, borçtan burnunun ucunu göremeyen Ukrayna’ya da satmayı düşünüyorlar. İhtiyacı olan herkese kömür satılacak. Trump yaptığı diplomatik ziyaretlerde konuşulan diğer önemli konuların yanında bu ülkelere enerji satmayı öneriyor. Birlikte enerji işi yapmayı planladığı ülkeler arasında Rusya, Hindistan, Güney Kore gibi ülkeler var. Suudi Arabistan’la konuşulan en önemli konu aslında enerji şirketlerine yapılması gereken yatırımlar ve destekler.1950’lerde Teksas’tan başlayarak Amerika’yı bir numara yapan yakıt devriminin bu defa kaya arası petrol ve gaz devrimiyle sağlanacağı zannediliyor. 

Fazla yakıt üretimi petrol ve gaz fiyatlarını aşağı çekerek işletmelerin karlarının azalmasına yol açıyor. Bazı enerji şirketleri bu zorlamalar sonucu iflas edebilecekler.

Bir yazıda belirtildiği gibi daha önceki Amerikan başkanları Amerika’nın imajını özgürlükleri, demokrasiyi, insan haklarını yurt dışında destekleyerek yükseltmişlerdi. Washington bu değerleri ihraç ederek yumuşak gününü sağlamlaştıran Amerika Trump döneminde ticari gücünü akaryakıta bağlayarak güç elde etmeye çalışmaktadır. Isınma arttıkça bir çok ülke karbon üreten yakıtlardan kaçınmaya çalışacaklardır. Güneş enerjisi ve diğer yenilebilir enerji teknolojilerinin fiyatı düştükçe pazar güçlerinin oynadığı rolle karbon üreten yakıtlardan ve kömürle elektrik üretmekten kaçınacaklardır. Amerika’nın yönlendirdiği karbon üreten yakıtların kullanımı hikayesi çok yakın bir gelecekte Amerika’nın olumlu imajını alaşağı edecektir.

Petrol ve gaz üreten ülkeler ise Amerika’nın kullandığı yeni teknolojileri kullanamadıkları için pahalıya gelen ürün fiyatlarıyla rekabet edemeyip zor duruma düşeceklerdir. Sonunda savaşırlar mı savaşmazlar mı? Onu da zaman gösterecek.