2023 YILI İLK GÜNLERİNDE UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI ÜZERİNE

Prof. Dr. Fahri ERENEL
Tüm Yazıları
Ukrayna-Rusya savaşında ateşkesin asla mümkün olmayacağını, Rusya'nın Ortodoks Noel'i nedeniyle çatışma bölgelerinde bu dine mensup insanların dini törenlere güvenlik içinde yerine getirebilmesi maksadıyla ilan ettiği ateşkese Ukrayna'nın aşağıda yer alan cevabı bir kez daha göstermiştir.

Ukrayna-Rusya savaşında ateşkesin asla mümkün olmayacağını, Rusya’nın Ortodoks Noel’i nedeniyle çatışma bölgelerinde bu dine mensup insanların dini törenlere güvenlik içinde yerine getirebilmesi maksadıyla ilan ettiği ateşkese Ukrayna’nın aşağıda yer alan cevabı bir kez daha göstermiştir.

 “Birincisi, Rusya’nın yaptığı gibi Ukrayna, yabancı topraklara saldırıp sivilleri öldürmüyor. Ukrayna, kendi topraklarındaki işgal ordusu mensuplarını imha etmektedir. İkinci olarak Rusya işgal altındaki bölgeleri terk etmeli ancak o zaman geçici ateşkes olur. İkiyüzlülüğünüzü kendinize saklayın.”

Bu açıklamaya ABD Başkanı Biden’ın, “ateşkesi Rusya’nın nefes alma hamlesi olarak gördüğü” açıklamasını da eklediğimizde, ateşkes için tek şartın; Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna topraklarından Kırım dahil çekilmesi olduğunu görebiliyoruz. Rusya içinde yapılan araştırmalarda savaşa destek verenlerin oranının yüzde 25’lere kadar düşmesine rağmen Putin’in bu aşamada geri adım atmasının mümkün olamayacağını öngörebiliriz.

TEK SEÇENEK

O halde tek seçenek kalıyor geriye savaşa devam etmek. Ukrayna ve başta ABD olmak üzere destekleyicilerinin de barış istemediklerini, tam tersine harp silah ve araçları desteklerini sürdürmekte kararlı oldukları söylem ve eylemleri ile göstermeleri savaşın şiddetleneceğinin işaretleri olarak dikkat almak gerekir. Avrupa’nın korkulu rüyası olan sert bir kışın henüz gerçekleşmemesi, doğal gaz stokları dolu olan Avrupa’nın da esnek duruşlarından vazgeçerek Ukrayna yanlısı tavırlarını arttırdıklarını söyleyebiliriz. Özellikle Ukrayna’ya destek konusunda net bir tavır ortaya koyamayan Almanya’nın harp silah ve araçları desteğinde bulunacağını açıklaması önemlidir. Almanya’nın LNG terminali açması ile Rus gazı bağımlılığından kurtulma konusunda attığı adımın Almanya’yı cesaretlendirdiğini görebiliyoruz.

Rusya’nın, Ukrayna’nın tamamına hakim olma ve Rusya yanlısı Ukraynalıların da desteği ile kısa sürede istediği sonucu alabileceği stratejik düşüncesi ile 24 Şubat 2022’de başlattığı savaşta, istenilen sonucu alamadığını, önemli kayıplar verdiğini, bir süredir stratejide yaptığı hatayı taktik hamlelerle düzeltmeye çabaladığını görüyoruz. Stratejiden yoksun her bir taktik hamle Rusya’nın hassas taraflarının artmasına neden olmaktadır. En son Ukrayna’nın füze saldırısı ile çok sayıda Rus askerini öldürmüş olması Rusya’nın artan hassas taraflarının yakından takip edildiğini göstermektedir.

ORTAK BİR FİKİR

Rusya’nın stratejik öngörüsünün gerçekleşmemesi, artan hassasiyetleri ve ciddi liderlik hataları, ABD, İngiltere ve Avrupa ülkelerinde, savaşa asla ara verilmeden ve hatta şiddetlendirilerek sürdürülmesi konusunda ortak bir fikir oluşturmuştur. Bu durumun Avrupalı müttefikleri arasında Ukrayna’ya destek konusunda ayrışmaları bir ölçüde ortadan kaldırarak ABD’nin elini güçlendireceğini değerlendirebiliriz.

Rusya, savaş alanı dışında yaptırımların etkisini giderek artan ölçüde hissetmeye başlamıştır. Fosil yakıtların satışı konusunda fazla bir sorun yaşamamakla birlikte IMF’nin son raporuna göre 2022 yılı sonunda Rusya ekonomisinin yüzde 6 oranında küçülmesi beklenmektedir. Bu yoksulluğun daha da artması anlamını taşıyacağı kesindir. Ancak ülke içinde ki bu olumsuz gelişmelerin Putin’i durdurması veya geri adım atmasını beklemek aşırı iyimserlik olacaktır. Putin bu savaşı hem kendisi hem de Rusya için varoluş mücadelesi olarak görmektedir. Savaşı kaybetmenin SSCB’yi yeniden kurmak hayalinin yani “Tarihsel Rusya” söyleminin bir daha geriye gelmeyecek şekilde yok olması anlamını taşıyacağını ve Rusya’nın parçalanacağını bilmektedir.

Putin’in Belarus ziyaretinden beklediği desteği tam olarak alamaması, seferber edilen askerlerin eğitim ve tecrübe yetersizliği, emir-komuta zafiyetinde sık sık görülmeye başlanılan hatalar Rusya’yı farklı arayışlara sevk edebilir. Özellikle son Ukrayna saldırısının karşılığının nasıl verileceğini beklemek gerekmektedir. Rusya mevcut mevzilerini güçlendirerek kazanımlarını korumaya çalışması beklenmemelidir. Hele bu durumu Bahar’da yapması öngörülen genel bir saldırı öncesi hazırlık olarak düşünmek yanıltıcı olacaktır. Her geçen gün Ukrayna lehine işlemektedir. Ukrayna ordusunun giderek artan motivasyonu, Ukrayna ulusunun kararlılığı ve sahaya yansıyan cesareti, Bahar’da Kırım dahil Rusya’nın işgal ettiği bütün toprakların geri alınacağı hedefinin gerçekleşebileceği konusunda ki yargıların artmasına neden olmaktadır.

Putin’in Ukrayna’ya askeri saldırısı, otokrasilerin dış politikalarında her zaman rasyonel hareket etmediklerini gösteren bir başka tarihi örnek olarak gösterilmeye adaydır. Bu nedenle, Putin’in elinde ki her türlü harp silah ve araçlarını (nükleer dahil)kullanarak kısa bir zaman dilimi içinde genel bir saldırı başlatması beklenmelidir. Böyle bir saldırının başlaması ve Ukrayna güçlerini geriye çekilmesi halinde, İngiltere-Ukrayna -Polonya ittifakının devreye girerek anlaşmanın gereği olarak Polonya’nın savaşa dahil olması beklenebilir. Bu durum NATO’nun savaşa girmesi anlamını taşımayacaktır, Polonya topraklarına yönelik bir Rus saldırısı olmaması halinde..

Cephede yıkıcı bir Ukrayna ilerleyişi olmadan Rusya’nın ödün vermesi beklenmemelidir. Sonucu belirleyecek olan kararlılık ve lojistik olacaktır. Ufukta müzakere veya potansiyel bir barış anlaşması görünmemektedir. Gidişatı Rus siyasi seçkinleri ve Rusya içinde ki gelişmeler belirleyecektir. Rusya’nın hesap hatasının sonuçlarının yansıması savaşı durdurabilir. ABD’nin Vietnam ve Afganistan‘da, SSCB’nin Afganistan ki hesap hataları gibi.