1 MAYIS

Prof. Dr. D. Murat DEMİRÖZ
Tüm Yazıları
​Büyüme meselesine biraz ara verelim.

Büyüme meselesine biraz ara verelim. Memleketim kavram kargaşasına bağlı bir kin ve nefret kıskacına sokulmuş durumda. İnsanlarım kendilerinin hikâyelerini değil, başkalarının yazdığı bir senaryoyu yaşamaktalar. Bu yüzden biraz ince konulara değineceğim birkaç yazıda.

Bugün 1 Mayıs. İşçi Bayramı. Burjuva demokrasisi sınıfların üretilen gelirden elde edeceği paylaşım üzerine kurulmuştur. Her sınıfın temsilcisi partiler o sınıfın çıkarları için pazarlık yaparlar. İşçilerin, bir toplumun yaşamı için ne kadar önem arz ettiği hepinizin malumudur. Medeni bir toplumda, işçilerin yaşam standardının yükseltilmesi temel hedeflerdendir. Çünkü kapitalist bir toplumda çoğunluk emekçi kitlelerdir, onların refahı artarsa toplumun geneli de mutlu olur. Hiçbir milli devlet, işçisini ve emekçisini kurda kuşa yem ederek millilik vasfını kazanamaz. Bunun karşılığında da işçi sınıfı sınıf bilinci ve örgütlü disiplinle hareket eder.

Bugün 1 Mayıs. İşçi Bayramı. Bundan önceki 1 Mayıs’larda hep Taksim Meydanı için kavga verdiler. Kavga verenler kimlerdi: Çoğu öğrenci, belli görüşe mensup üniversite hocaları ve oyları toplasan %0,5’ı bulmayan sosyalist particiklerin militanları. Hiç biri işçi sınıfının temsilcisi değildi, ama (haklı veya haksız) Türk devletine hınç besleyen kitlelerdi. Taksim’e çıkınca devleti alt edeceklerini düşünüyorlardı. Böyle bir gürûhun içerisine her türlü provokatör, terörist ve ajanın sızması çok normaldir. Çünkü disiplinli değillerdir, çoğu birbiriyle kavgalı fraksiyonlara mensuptur. Bu yüzden de, 1 Mayıs’lar hep buruk kutlanmıştır. 

Bugün 1 Mayıs. İşçi Bayramı. Örgütlü işçileri temsil eden sendikalardır. Ama bizde sendikalar işçinin hakkını savunacağına her biri bir partinin işçi kolları gibi çalışır. Sendika ağalarının amacı kısa yoldan devlette koltuk kapmaktır. Böyle olunca, sendikalar, işçiyi örgütleyemez, çünkü işçinin derdiyle dertlenmeyen, işçiden kopuk rantiyelerdir. Bu yüzden, 1 Mayıs’larda işçiyi değil, etnik – mezhepsel azınlıklar etrafında kümelenmiş marjinal sol militanları görürsünüz. Sınıf bilinci ve örgüt disiplini ile hareket eden işçilerin arasına sahtekârlar, provokatörler, militanlar sızamaz.

Bugün 1 Mayıs. İşçi Bayramı. Bugün işçilere sınıf olarak en büyük tehdit emperyalizmden kaynaklanmaktadır. Bugün işçi sınıfının kaderi daha önce olmadığı kadar Milli Devlet’in kaderiyle örtüşmektedir. Ülkemize yönelik küresel tehdide karşılık vermek için idarecilerimizin arkasında sağlam bir işçi sınıfının olması elzemdir. Türkiye’nin düşmanlarıyla aynı paralelde yer alanların değil, kaderi Türkiye’nin kaderiyle bir olan işçi sınıfının bayramı kutlu olsun. Emperyalizme karşı milli devletin ve Cumhuriyet’in yanında yer alan emekçilerin bayramı kutlu olsun.

Bugün 1 Mayıs. İşçi Bayramı. Daha müreffeh ve daha güçlü bir Türkiye’de onuru ve haysiyetiyle yer alacak işçilerimiz, emekçilerimiz bugün seslerini daha gür duyursunlar dünyaya. Devleti ve milletiyle beraber, yan yana,  emperyalizme karşı en dik duruşlarını göstersinler. Ve desinler ki:

“DAVET

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan

Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan

bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak

ve ipek bir halıya benzeyen toprak,

bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,

yok edin insanın insana kulluğunu,

bu dâvet bizim....

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir orman gibi kardeşçesine,

bu hasret bizim...”  Kuva-yı Milliye Destanı, Nazım Hikmet RAN