HADİ KIZLAR İŞ BAŞINA!YIKANALIM

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
Kadına ve erkeğe çerçeve çizmek değil derdim, derdim bir tanımlama yapmak.

Tüm insanlar doğarlar, büyürler, ve bir şey olurlar.

Yani bebek olurlar çocuk olurlar, ergen olurlar, genç adam ya da genç kız olurlar, sonrası kadın olurlar, erkek olurlar.

Ömür bu, bu olurlarında da bir olur "HALİ" var ve haliyle "o" oluyor.

Beğen beğenme.

Kabul et, ya da etme 

Hayatı "bir şey" olarak yaşıyorsun. 

Öncelikle insan olarak yaşıyorsun.

Ve kadın olarak ya da erkek olarak yaşıyorsun.

Ve kadın olmanın bir "HALİ" erkek olmanın bir "HALİ" var.

Sonra bir şey oluyorsun.

Kadına ve erkeğe  çerçeve çizmek değil derdim, derdim bir tanımlama yapmak.

Ben kadınlara çok önem veririm ve bir ülke bir durumdan kurtulacaksa, ya da dünya bir sorunundan kurtaracaksa kadınlar kurtarır diye düşünürdüm.

Çok büyük hayal kırıklığım var.

Bakıyorum, rahmine bebek düştüğü andan, memesine süt doldurmaya başlayan Allah'ın en kıymetli canlısına bakıyorum.

Kadın çok önemli ve kadın çok kıymetli.

Ama bir bakın.

Kadınlar darmadağın olmuş.

Nereden biliyorum.

Canımın Müge'sini izleyin, Esra Erol'u izleyin, Serap Ezgü'ye ya da Didem Yılmaz'a bakın kadınlar neler yapmış ve orada neler anlatıyor.

Ya da hiçbirine bakmayın.

Ama mutlaka.

Birçok  kadının sosyal medya paylaşımlarına bakın.

Kadın ana, ana gibi değil.

Kadın avukat, avukat gibi değil.

Kadın iş kadını, iş kadını gibi değil.

Kadın, genç kız, genç kız gibi değil.

Kadın olduğu "o şey" gibi değil.

Kadın olduğu "o hal" gibi değil.

Bunu özgürlük falan diye tanımlayamazsınız.

O başka bir şey.

Bu başka bir şey. 

Bir şey olduk ya işte tam "o hal"den bahsediyorum.

Annesinin kocası ile kaçan, gencecik kıza ne diyelim.

Neden maskesiz minibüse bindin diyen, ceza kesen polisin elinden makbuzu alıp cart diye yırtan kadına, polise demedik lafını bırakmayan kadına ne diyelim.

Bankamatikten para çeken maskesiz ve mesafesiz kadına; neden masken yok diye sorulduğunda "sana m soracağım" diye cevap veren kadına ne diyelim.

Ne diyelim.

Deve kuşuna sormuşlar, şu yükü taşır mısın, "ben kuşum taşıyamam" demiş.

Madem kuşsun uç da görelim demişler .

"Ben deveyim uçamam" demiş.

Tam da bu hesap.

Kadınlar çiçektir falan, eh o zaman çiçek gibi kırılgan ol, kavgacı olma.

Kadınlar anadır, cennet anaların ayaklarının altındadır falan.

Eh o zaman ana gibi ol, ana merhametinde ol, cennet gibi davran.

Karnında 9 ay bebek taşıyan, bir canlı dünyaya getiren kadınlar, eh o zaman başka birinin doğurduğu canlıya zarar verme. 

Memesinde süt  toplayan, süt akan bebeğini besleyen kadın, eh o zaman başkasının sütüne, ekmeğine, parasına göz dikme. 

Daima.

Yanlışlar doğruladığı zaman gerçekler ortaya çıkar.

Yazdıklarım tamamen akıl, niyet, terbiye, iyi kalp, merhamet, masumiyet, anlamındadır.

Tabi ki devir değişti, her şey değişiyor.

Ama değişim böyle olmaz ki.

Gerçek şu ki.

Kabul edelim ki.

Kadınlar ninelerimiz, büyük annelerimiz, analarımız gibi değil.

Derdim, bu kadınlar, başka kadınları ve işin kötüsü erkekleri yetiştiyorlar.

Geldiğimiz son noktada; 

Anladım ki;

İnsanın sadece dışının değil, içinin de yıkanması gerekiyor. 

Hadi kızlar iş başına.

Funda'nın aklındakiler...

... Şimdi herkes, çoğu kadın, hatta erkekler Şeyma Subaşı'nın yüzüğünün peşine düştü.

Acaba kaç para?

Herkes başkasının parasının, malının, mülkünün peşinde.

Ülkede çok büyük sorunlarımız var.

Tabiatımız, dağlarımız, denizlerimiz kayboluyor.

Mahvolduk biz.

Marmara Denizi kıyısında yaşayan insanların umuru değil ki, ülke insanlarının umuru olsun.

Tüm dünya küçücük deresinin, küçücük akarının peşinde koşarken, koruyup kollarken, kıymetini bilirken bizim geldiğimiz duruma bakın.

Sorumsuz insanlar.

Edepsiz utanmaz insanlar. 

Kocaman Marmara Denizi çöplük olmuş.

Kocaman Marmara Denizi’ni kaybettik, mahvettik.

Katkısı olan, yediği çekirdeğin tek kabuğunu atan, hepsinin, hepinizin Allah belasını versin.

Geleceğin, tüm masum insanların vebali üzerine olsun.

... Canımın Müge Anlı'sı, programında "sevgi izi" adında bir oluşum  yarattı.

Bazı insanlar evden çıkarlar ve kaybolurlar ve bazen evlerine geri dönemezler.

Bu insanların koluna, bileğine dövme yapılıyor.. 

Kendine yardım edemeyen kaybolan  insanlara,  başka insanlar yardım ediyor, sevgi izinde, dövme de yazılı telefon ve adresten, o insanı evine ailesine  kavuşturuyorlar.

İnanılmaz faydalı bir proje oldu, Müge'yi tebrik  ediyorum.

Şöyle bir proje daha olsa.

Adam kadını öldürüyor  adam kadını dövüyor, adam cinsel tacizde bulunuyor, adam tecavüzde bulunuyor.

Bu adamların alnına dövme yapılsa. 

Ne yaptı ise alnına yazılsa.

Örneğin;

Karısını öldürdü,

Karısını doğradı,

Karısını dövdü,

Cinsel tacizci,

Tecavüzcü.

Şimdi diyeceklerki insan hakları falan, bir insanın vücuduna izin olmadan dokumazsınız, falan.

Yahu başkasının, vücuduna zarar veren, dokunan, öldüren, tecavüz eden, başkasının insan haklarına saygı duymayan insanın hangi  hakkını düşünebiliriz ki.

Yani.

Bence olur.