Kültür Sanat Kaynak: (İHA) 31.05.2017 10:56 Güncelleme: 31.05.2017 11:57

Yörükler devecilik kültürünü yaşatıyor

Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan deveciliği yaşatmaya çalışan Yörükler, güreşen tür elde edilemediği için üretim yapılamayınca ihtiyaçlarını İran ve Afganistan'dan karşılıyor. Antalya'da yapılan araştırmada otaya konan bin 500 rakamı ve sayının azaldığı tezine katılmayan deveciler, Türkiye'de yaklaşık 4-5 bin deve bulunduğunu savunuyor...
Yörükler devecilik kültürünü yaşatıyor

Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan deveciliği yaşatmaya çalışan Yörükler, güreşen tür elde edilemediği için üretim yapılamayınca ihtiyaçlarını İran ve Afganistan’dan karşılıyor. Antalya’da yapılan araştırmada otaya konan bin 500 rakamı ve sayının azaldığı tezine katılmayan deveciler, Türkiye’de yaklaşık 4-5 bin deve bulunduğunu savunuyor.

Anadolu’da M.Ö. 300’lü yıllara kadar uzanan devecilik, Türk kültürünün önemli bir parçası olmayı sürdürüyor. 20. yüzyıla kadar Türk ordusunun yükünü taşıyan, eti, sütü ve derisinden yararlanılan develer şimdilerde ise güreş festivallerinde ve turistik amaçlı kullanılıyor.

Antalya Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünün deve ve devecilik kültürüyle ilgili yaptığı araştırmalar, Türkiye’de deve üretiminin çok az sayıda yapılmasıyla birlikte hayvan sayısının azalarak bin 500’e kadar gerilediğini ortaya koydu. Güreşen deve ırkı olan “Tülü”nün Türkiye’deki mevcut ırkların çiftleştirilmesinden elde edilemediği için üretimin yapılmadığını doğrulayan deveciler, güreş ve turizm amaçlı ihtiyacın İran ve Afganistan’dan sağlandığını, buna rağmen ülke genelinde deve sayısının 4 ila 5 bin civarında olduğunu ifade ediyor.

Yapılan araştırmada ortaya konan bin 500 deve sayısının gerçeği yansıtmadığını savunan deve yetiştirici Selim Akçay, “Türkiye’de Akdeniz’den Çanakkale’ye kadar olan bölgede yaklaşık 3 bin deve güreşlere katılıyor. Azalan ve artan dönemler olmasına rağmen deve sayısında genellikle artış yaşanıyor. Deve bakım gerektiren bir hayvan. Devenin güreş kategorisine göre bakım masrafları yükselebiliyor. Bakana göre ve verilen besine göre maliyetler değişiklik gösterebiliyor” dedi.

Deve sayısının azaldığına inanmadığını ve aksine üreme olmamasına rağmen son dönemde sayıda bir artış olduğunu kaydeden Erdinç Akçay ise, “Türkiye’de deve sayısının azaldığına katılmıyorum. Çünkü dışarıdan çok deve geliyor. Son 3-4 yıldır İran ve Afganistan’dan ülkemize deve girişi baya çoğaldı. Tabi bunların getiriliş amacı tamamen güreştirmektir, üretim yapılmıyor. Çanakkale’den Antalya’ya kadar olan kıyı şeridinde özellikle Aydın çukuru olmak üzere 4 veya 5 bin civarında deva olduğunu tahmin ediyorum. Türkiye’de üreme yok. Türkiye’de develerin yetiştirilme amacı güreş olduğu için üreme çok az oluyor” şeklinde konuştu.

GÜREŞEN IRK ELDE EDİLMEDİĞİ İÇİN TÜRKİYE’DE ÜRETİM YAPILAMIYOR
Türkiye’de güreşler için daha müsait olan İran develerinin tercih edildiğine işaret eden Akçay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de üreme yapılsa da ‘Tülü’ dediğimiz güreşen türü elde edemiyoruz. Tülü cinsini alamayacağımız için de Türkiye’de üretim yapılmıyor. Onun için İran’dan yetişmiş develer getirilip, burada sadece güreşlere hazırlanıyor. Türkiye’de deve üretimi yapılamamasının bir sebebi de bu işi bilenin olmaması. Eskiden katarcılık yapan kişiler, yük taşımacılığında kullanmak amacıyla deve yetiştiriyorlarmış ancak onların arkasından bu işi bilen kalmamış. Hiç kimse doğumdan sonraki kundaklama dönemini bilmiyor, sadece develerin bakımını yapabiliyor. Devenin ilk 6 ayda havutun altın bir kundak dönemi oluyor, artık ülkemizde bunu bilen kalmadı. Devenin bakımı başka cinlere göre ağır. Kimisi reklam için kimi ise gerçekten bu işten haz aldığı için deve güreştiriyor. Sadece beslenmesi değil; bunun bakımı, tüylerinin bakımı ve idmanları da var. Devecilik apayrı bir meslek.”