Vakıf Katılım web
Siyaset - Politika 02.08.2019 11:40 Güncelleme: 02.08.2019 13:54

"Türkiye'nin garantörlüğünü hafifletmeye çalışmak beyhude bir gayrettir"

Milli Savunma Bakanı Akar, "Türkiye'nin garantörlüğünü, çeşitli söylemlerle hafifletmeye, saptırmaya çalışmanın hiçbir anlamı yok. Bu beyhude bir gayrettir. Türkiye, Kıbrıs adasında garantördür ve bu hakkını en etkin şekilde kullanacaktır." dedi.
"Türkiye'nin garantörlüğünü hafifletmeye çalışmak beyhude bir gayrettir"

KKTC Silahlı Kuvvetler Günü olarak kutlanan "1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı" ile Kıbrıs'ın Türkler tarafından fethinin 448'inci, KKTC Türk Mukavemet Teşkilatının kuruluşunun (TMT) 61'inci, KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının kuruluşunun 43’üncü yıl dönümü dolayısıyla Gazi Orduevi'nde resepsiyon verildi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, burada yaptığı konuşmada, resepsiyona katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) 45 yıl önce Barış Harekatı'nı icra ederken olduğu gibi bugün de Kıbrıs Türklerinin yanında olduğunu, hak ve menfaatlerini koruma konusunda kararlılıkla hareket ettiğini söyledi.

Bugüne kadar hem Türkiye hem de KKTC'nin her fırsatta barış ve istikrardan yana olduğunu gösterdiğini belirten Akar, "Söylemlerimiz ve yaptıklarımızla her zaman barışı ve istikrarı destekledik. Ülkemiz, bölgemiz ve KKTC ile birlikte tüm ada için barış ve istikrar adına yapılması gerekenleri teklif ettik, bunlar üzerinde çalıştık. Burada üzerimize düşenleri yaptık ve yapmaya devam ediyoruz." diye konuştu.

Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon çalışmaları

Akar, KKTC'nin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon çalışmalarıyla ilgili ortak bir komite kurulması teklifinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından kabul edilmediğini hatırlatarak, "Türkiye, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ta deniz yetki alanlarının, eşit egemen haklarının korunması ve kaynakların adil paylaşımının tüm kıyıdaş devletlerin mutabakatıyla belirlenmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu gerçekten somut ve mantıklı bir yaklaşım fakat bunun anlaşılmasında bazı güçlükler çekiyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Kıbrıs'taki garantörlüğünün önemini vurgulayan Akar, "Türkiye'nin garantörlüğünü, çeşitli söylemlerle ve tanımlamalarla hafifletmeye, saptırmaya çalışmanın hiçbir anlamı yok. Bu beyhude bir gayrettir. Türkiye, Kıbrıs adasında garantördür ve bu hakkını dün olduğu gibi bugün de en etkin şekilde kullanacaktır. Hem KKTC'nin verdiği hem de ülkemizin sahip olduğu deniz yetki alanlarındaki faaliyetlerimiz aksaksız, aralıksız, planlandığı şekilde devam ediyor ve devam edecek. Bu bizim uluslararası hukuktan olan hakkımız, milli hakkımız... Bu olayın yönünü şeklini değiştirmeye hiçkimsenin hakkı yok. Bunların yerine getirilmesi için de çalışmalarımızı sürdüreceğiz." diye konuştu.

Akar, Türkiye'nin, Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'taki sorunların iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözülmesi için çalıştığının altını çizerek, şöyle konuştu:

"Bu konuda üstümüze düşenleri yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Yaptıklarımızın uluslararası hukuktan güç aldığını herkesin bilmesi lazım. Temennimiz, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin de iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, uluslararası hukuka saygılı bir şekilde kaynakların adil paylaşımı yönünde, 'hep birlikte neler kazanabiliriz?' sorusuna cevap aramanın, bu düşünceyle hareket etmenin çok daha mantıklı, olumlu ve yararlı olacağını herkesin bilmesi... Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ta, sorunların Yunanistan'da yeni kurulan hükümet ile iş birliği ve karşılıklı güven içinde çözülmesinden yanayız. Bu konuda bugüne kadar birçok girişimde bulunduk, aynı şekilde çalışarak sorunlara çözüm bulma gayretlerimizi devam ettireceğiz."

Akar, Türkiye ve TSK'nin bölgede barış, istikrar ve güvenliğin en güçlü teminatı olduğunu belirterek, "Türkiye ve TSK, bölgede barış güvenlik ve istikrar için en önemli teminat olmaya devam edecektir. Bu konuda bütün çalışmalarımız sürmektedir. Bu çalışmaların olumlu sonuçlar vermesini temenni ediyoruz. Hem Türkiye’nin hem de KKTC’nin meşru hak ve menfaatlerini, her zaman uluslararası hukuk dahilinde, garanti ve ittifak anlaşmaları doğrultusunda koruduk ve korumaya devam edeceğiz. Bu konudaki kararlılığımızı kimsenin test etmemesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bir oldubittiye ve hakların gasp edilmesine asla göz yummayacaklarını belirten Akar, "Bu konuda Türkiye ve TSK’nin son derece kararlı, planlı ve bilinçli hareket ettiği geçen on yıllarda görülmüştür. Bunun bir an önce anlaşılması ve herkesin faaliyetlerini buna göre gözden geçirmesi tüm taraflar için yararlı olacaktır." dedi.

Hulusi Akar, hedeflerinin adada barış ve istikrarın kalıcı hale gelmesi olduğunu söyleyerek, Kıbrıs'ta iki toplumlu, iki kesimli, politik eşitliğe dayalı, adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüme ulaşılmasının adaya barış, huzur ve istikrar getireceğinden emin olduklarını ifade etti.

Türkiye'nin geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıs Türkünün en büyük destekçisi olmaya devam edeceğini dile getiren Akar, şunları kaydetti:

"Bu konuda hiçbir taviz vermemiz söz konusu değildir. Burada yapmamız gerekenleri yapmak için Türkiye ve TSK hazırdır. Kıbrıs’taki gelişmeleri takip ediyoruz. Bu kapsamda, TSK karada, denizde ve havada verilecek her türlü görevi yapmaya hazır şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir ama asıl olan barışçıl yollarla iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde uluslararası hukuk ve ikili anlaşmalara saygılı şekilde faaliyetlerin yapılmasıdır."

Bayrak hassasiyeti

Bakan Akar ve TSK'nin Komuta Kademesi, Gazi Orduevi'ndeki resepsiyona özel bir minibüsle geldi. Bakan Akar ve Komutanların makam araçlarını kullanmayarak hep birlikte gelmeleri dikkati çekti.

Etkinliğin sonunda pasta kesimi için Bakan Akar, TSK'nin Komuta Kademesi ve protokol üyeleri sahneye davet edildi. Uzatılan kılıcı alan Bakan Akar, pastanın, üzerinde iki ülke bayrağını simgeleyen resimlerin olmadığı bölümünden küçük bir dilim kesti.