Röportaj 14.05.2017 03:00

Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Kamil Yılmaz: MİLLİ TOHUMUN İZİNDEYİZ

'Bugün Türkiye, dünyanın 70 ülkesiyle tohumculuk konusunda bilgisini, tecrübesini, AR-GE'sini ve ürünlerini paylaşmakta, ihracat gerçekleştirmekte ve 355 milyon dolarlık tohum ticaretine imza atmaktadır.' diyen Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Yılmaz; 'Fidan ve süs bitkilerini de dahil ettiğimizde 556 milyon dolarlık dış ticaret hacmi ortaya çıkmaktadır. Türkiye, dünya tohumculuğu içinde ticaret hacmi açısından 11.sırayı alırken, ülkemizin gen kaynaklarının ve yerel çeşitlerinin toplanması, korunması için ''Tohumun İzinde'' sosyal sorumluluk projesini yapıyoruz.''dedi.
Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Kamil Yılmaz: MİLLİ TOHUMUN İZİNDEYİZ

Neşe BERBER

36.700 üyesi olan Türkiye Tohumcular Birliği, tohum üreticileri, fidan, fide ve süs bitkileri üreticileri, tohum dağıtıcıları, tohum yetiştiricileri ve bitki ıslahçılarını kapsayan 7 alt birlikten oluşmaktadır. Birlikler arasında iş birliği ve mesleki dayanışmayı sağlamak, tohumculuk sektörünün geliştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak, mevzuatla verilen görevleri yerine getiriyorlar. Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Yılmaz 'Türkiye olarak önümüzdeki yıllarda dünya tohumculuğunda ilk 5 ülke arasına girmeyi, 1,0 milyon tona yaklaşan uluslararası standartlardaki tohum üretimimizi 1,5 buçuk milyon tona çıkarmayı ve 153  milyon dolar olan ihracatımızı 500 milyon dolara yükseltmeyi planlıyoruz.’ diyor. Yılmaz tüm bu gelişmeleri TÜRKTOB’un çalışmalarını, tohumla ilgili bilinmesi gereken tüm doğru bilgileri YeniBirlik’e anlattı.

KAM_L62

Türkiye topraklarından biraz bahsedersek neler söylersiniz?

Türkiye, 78 milyon hektar yüzölçümü, 27 milyon hektar tarım arazisi ile zengin bir bitki çeşitliliğine sahiptir. İklim, toprak, coğrafi yapı, su kaynakları ile 700’den fazla ürün yetiştirilmektedir. Anadolu toprakları, 12.054 bitki türüne, 3906’sı endemik bitki türü olmak üzere zengin bir biyoçeşitlilik merkezidir.

GDO'lu ürün konusuna girelim...Türkiye’de GDO’lu ürün yada tohum üretiliyor mu? 

Türkiye’de bilen bilmeyen, elinde bilimsel belge olan olmayan herkes tohumculuk konusunda fikir beyan ediyor. Türkiye Tohumcular Birliği olarak bizimde en çok muzdarip olduğumuz konu bu. En büyük yalanlardan biri de Türkiye’de GDO’lu tohum üretildiği söylentileri.  Türkiye'de yasal olarak GDO’lu tohum üretilmesi yasak. Hiç bir bitki türünde mısır, ayçiçeği, çeltik, domates dahil GDO’lu tohum üretilmiyor. 

Kamuoyunda oluşmuş bir bilgi kirliliği bu konu, bizi oldukça rahatsız ediyor. Bunu düzeltmek için basının yardımına yani sizlere çok ihtiyacımız var. Ülkemizde üretilen tohumlarda kesinlikle GDO yok. Buna emin olabilirsiniz. Gelişen dünya ile birlikte insanlar ne yazıkki çok objektif bakamıyorlar olaylara, gelişmelere. Bundan 10 yıl önce dünya nüfusu bu kadar değildi, 10 yıl sonra da bu kadar olmayacak. Her geçen gün artıyor. Dünyadaki üretim alanlarının dışına çıkma şansımız yok. Dünya nüfusu artarken ekili toprak alanı aynı kalıyor. Dolayısıyla tüketim artıyor. Bu kadar insanı beslemek zorlaşıyor. Biz ne yapmalıyız, bu elimizdeki alanın içine daha fazla üretim yapmalıyız.

Hibrit nedir? 

Bu alanda HİBRİT dediğimiz üstün özellikli olan tohumları üretiyoruz. Hibrit üstün özellikleri olan bir tohum çeşidir. Kesinlikle GDO ile ilgisi yoktur. Daha çok verim alabilmek için üretiliyor. Hibrit tohumlardan elde edilen ikinci nesil tohumlar, doğal olarak melezlemeden geriye dönüş olduğu için tavsiye edilmez. Verim ve kalitenin istenilen düzeyde gerçekleşmesi için hibrit tohumların her yıl yenilenmesi gerekir. Hibrit tohumların üretiminde, üretici açısından daha yüksek verim, tüketici açısından daha yüksek kalite, pazar ve ihracat açısından da standardı değişmeyen ürün amaçlanmaktadır. Bu amaca yönelik olarak ıslahçılar, istenen özelliklere uygun anne ve babayı melezleyerek daha üstün özellikli yeni bireyleri, yani hibrit tohumlukları elde ederler.

Hibrit tohumlar insan sağlığı açısından risk taşıyor mu?

Hibrit tohumlar insan sağlığı açısından risk taşımaz. Hibrit (melez) tohumlar aslında doğada var olan ve dünya kurulalıdan beri kendiliğinden olagelen doğal melezlenme olayının insan eliyle, arzu edilen amaçlara göre yönetilmesinden elde edilen tohumlardır ve insan sağlığı açısından riskli olduğuna dair herhangi bir bilimsel veriye ulaşılmış değildir. GDO ile Hibrit asla birbirine karıştırılmamalı. 

GDO: Genetiği değiştirilmiş organizma demektir. Yani gen tranferi demektir.

"Ülkemizde GDO’lu tohumluk üretimi yapılamaz"

Ülkemizdeki tohumluklarla ilgili mevcut yasalar GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) tohumlukların, üretimini ve her türlü ticaretini yasaklamıştır. Bugüne kadar ülkemizde kayıt altına alınmış çeşitlere ait tohumlukların hiçbiri GDO’lu değildir.

"Kime hizmet ediyorlar..."

Televizyonlarda  GDO konuşuyorlarsa domates biber resmi koyuyorsa ya bu arkadaşlar konuyu bilmiyorlar yada düşünmek dahi istemiyorum başka bir yerlere bazı lobi faaliyetlerine hizmet ediyorlar demektir.  

İthalat ve ihracatta Türkiye ne durumda?

Elbetteki ithalatta ihracatta yapacağız. Türkiye’nin tohum ihracatı 2016 yılında, 2015 yılına oranla miktarda % 118 artışla 58 bin 226 tona, değerde ise %. 49.4 artışla 153 milyon 463 bin dolara yükseldi. Tohum ithalatımız miktarda 2016 yılında bir önceki yıla göre % 13 düşmüş,  değerde ise 202 milyon dolarla aynı kalmıştır. Kısacası ithalat düşüyor, ihracatımız artıyor.

"YENİ PROJEMİZ 'Tohumun İzinde”'

Ülkemizin gen kaynaklarının ve yerel çeşitlerinin toplanması, muhafazası ve değerlendirilmesi konusunda; mevzuatın iyileştirilmesi için öneriler getirilmesi, toplama, muhafaza ve değerlendirme çalışmalarının desteklenmesi, bu konularda ve biyokaçakçılık konusunda farkındalık yaratılması amacıyla bir sosyal sorumluluk projesi yürüterek; bu konuda kamuoyu oluşturma, sahiplenme duygusu geliştirme ve bizzat bu işi destekleyerek toplama, muhafaza ve değerlendirme çalışmalarına olumlu bir katkı yapacağız.

Sektörünün temel sorunları

Kayıt dışılık: Kayıt dışılığa yönelik çalışmalar ve piyasa denetiminin etkin yapılmasına, kayıtlı olmayan kişi veya kurumların tohum satmasının engellenmesine yönelik ciddi önlemlerin alınması lazım.

Ar-Ge yetersizliği: Türkiye’de Ar-Ge konusunda çok sayıda destek var. Ancak biz bu oranın daha da fazla artırılmasını istiyoruz. Çünkü Ar-Ge’si olmayan bir sektör ne Türkiye’de ne dünyada rekabet edebilir. Öncelikle gelişmiş bir Ar-Ge alt yapılarının olması gerek.

Kalite: Tohumculukta ürün kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmaların daha fazla yapılması ve bu çalışmaların daha fazla desteklenmesi lazım.

İnsan kaynağı: Türkiye’de tohumculuk alanında yetişmiş uluslararası nitelikte bilim insanlarının sayısının artırılması, tohum üretimi ve ıslahıyla ilgili insan kaynağının çoğaltılması lazım.

"Milli Tarım Projesi Tohumculuk sektörüne İVME kazandıracak"

Tarım sektöründe 2017 ve 2018 yıllarında en önemli gündem maddesinin tohum olacağını Milli Tarım Projesi içinde tohumda araştırma- geliştirme (Ar-Ge) çalışmalarına 10 kat daha fazla destek verileceğinin ve 5 dekardan büyük işletmelerde üretim yapan çiftçilerimizin sertifikalı tohum kullandıkları takdirde destek alacaklarının açıklanmasının sertifikalı tohumluk üretim ve kullanımını önemli oranda artıracağını düşünüyoruz. Üretimde kullanılan çeşit sayıları artarak, yeni ve üstün nitelikli bitki çeşitleri gerek verim gerekse kalite bakımından tarımsal üretim artışına ciddi katkılar sağlayacak. 2016 rakamları sektörün gücünü ortaya koyuyor. Milli Tarım Projesi  ülke tohumculuğuna büyük bir ivme kazandıracak. Amaç ülke ihtiyaçlarının Türkiye’de üretilen ürünlerin ülkeden çıkmasıdır. 

Gümrük vergileri bazı ürünlerde düşürüldü... Buna nasıl bakıyorsunuz?

Bazı ürünlerde üretim ihtiyacı karşılamadığı için gümrük vergileri kaldırılıp ithalat yapılmasının yolu açıldı. Yerli üretimin teşvik edilmesi ve ülkemizin tarım politikalarının uzun vadede tedbir alınması ve çözüm üretmek gerekir.  Her ürünün fiyatı artığında ihtal etmemeliyiz,  bu çiftçimize yapılan en büyük haksızlıktır.  Tohumculuk üzerine yapılan yasal düzenlemeler, sadece kayıt altına alınmış tohumlukların ticaretine izin vermektedir. Bu durumda da yerel çeşitlerin tohumluklarının üretimi ve ticaretini kolaylaştıracak ve tüm bitki genetik kaynaklarımızın kayıt altına alınması için yeni yasal düzenlemelere acilen gerek duyulmaktadır.

"Hedef 1,5 Milyon Ton Sertifikalı Tohum"

Sertifikalı tohum üretimi 2002 yılında 145 bin tondu. 2009 yılında 385 bin tonu aşan üretim, 2013’te 743 bin tona, 2015 te ise 896 bin tona ulaştı. 2016 yılında ise 957 bin 925 ton üretim yapıldı.

Türkiye Tohumcular Birliği olarak 2015 yılında, 2023 yılı için bir milyon tonluk bir hedef koymuştuk. Ancak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından verilen üretim ve kullanım destekleri, Türkiye Tohumcular Birliğinin ve Alt Birliklerin kurumsal yapısını tamamlamasıyla oluşan sektör birlikteliği, tohum endüstrisine yapılan özel sektör yatırımları, sektörün bölgede ve dünyada uluslararası rekabet gücünün artması umduğumuzdan daha hızlı sonuçlar verdi. Hedefimize çabuk ulaştık.

"Yurt dışı pazarlamasına öncelik veriyoruz"

TÜRKTOB, 2006 yılında çıkarılan tohumculuk yasasına istinaden 2008 yılında kuruldu. O günden bu yana da alt ve üst birliklerin kurulması, bu birliklerin yönetimlerinin seçilmesi ile sektörde yeni bir yapılanmaya gidildi. Türkiye’nin tohumculuk sektöründe ilk defa özel sektörün yapılandırıldığı bir alan ortaya çıktı. Bu süreçte başa gelen her yönetim, elinden gelen tüm gayreti gösterdi.  Türkiye tohumculuğunun geliştirilmesi ve tohumculuk politikalarının gelişmiş ülkeler düzeyine çıkması için çalışmalar yürütüldü. Bugüne kadar değerli veya değersiz birçok çalışma yapıldı. Bunun değerlendirmesini sektör zaten yapıyor. Biz, bundan sonra kalan yerden devam ederek sektörün teknik, Ar-Ge, ticaret, uluslararası ilişkilerdeki ihtiyaçları doğrultusunda ilerleyeceğiz. Aynı zamanda Türkiye’deki tohumculuk potansiyelinin hem teknik hem Ar-Ge hem de sistem birikiminin başka ülkelere aktarılması ve üretilen ürünlerin yurt dışına pazarlanmasıyla ilgili çalışmalara öncelik vermeye devam edeceğiz.

"GDO ile Hibrit asla birbirine karıştırılmamalı. 

GDO genetiği değiştirilmiş organizma demektir. Yani gen transferi demektir."