Türkiye - Gündem 23.09.2020 21:04

"TOPLUM İÇİN, SEVDİKLERİNİZ İÇİN VE KENDİNİZ İÇİN KALBİNİZE İYİ BAKIN"

1975 yılında kurulmuş olan Türk Kalp Vakfı; 1995 yılından beri Avrupa Kalp Birliği, 2001 yılından beri de Dünya Kalp Federasyonun resmi üyesidir.

1975 yılında kurulmuş olan Türk Kalp Vakfı; 1995 yılından beri Avrupa Kalp Birliği, 2001 yılından beri de Dünya Kalp Federasyonun resmi üyesidir.

Dünyanın ve özellikle Türkiye’nin rekor seviyede en fazla ölüme sebebiyet veren sağlık meselesi olan kalp damar hastalıkları konusundaki farkındalık yaratma çalışmaları ile ülkemizin Sivil Toplum Örgütleri arasında yer alan Türk Kalp Vakfı, ölümlerin asgariye indirilmesi yolunda insanlarımızı bilgilendirme, bilinçlendirme ve uyarma görevini, 45 yıldır ulusal ve uluslararası alanlarda yoğun bir şekilde sürdürerek başarıyla yerine getirmektedir.

Dünya Kalp Federasyonu üye kuruluşları tarafından aynı anda kutlanan ve dünyada bir numaralı ölüm nedeni olan kalp damar hastalıklarına karşı farkındalık yaratma etkinliklerinin gerçekleştirildiği 29 Eylül Dünya Kalp Günü ile ilgili mesajlarını, bu yıl Covid-19 salgını nedeniyle dijital ortamda halka ulaştırmayı hedeflediklerini belirten Türk Kalp Vakfı Başkanı Kenan Güven; diyabet, yüksek tansiyon, obezite ve hava kirliliğinin kardiyovasküler hastalıkların baş nedenlerinden bazıları olduğunu sözlerine ekledi.

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR DÜNYADAKİ BİR NUMARALI ÖLÜM NEDENİDİR

COVID-19 salgını nedeniyle insanların hastanelerden ve doktorlardan kaçındığı bu günlerde, kalp rahatsızlıkları gibi önemli sağlık sorunları olanların, kalbine her zamankinden daha fazla önem vermesi ve doktor kontrollerini aksatmamaları gerektiğini belirten Kenan Güven; “Toplum için, sevdikleriniz için ve kendiniz için kalbinize iyi bakın” diyerek bazı önerilerde bulundu.

Türk Kalp Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ali Serdar Fak da Dünya Kalp Günü ile ilgili olarak şu bilgileri paylaştı.

Kalbimizin değerini biliyoruz. Sadece 3 saniyecik bile duraklamasıyla bilincimizi yitirip yere düşebileceğimiz kalbimizi sevmeli ve korumalıyız.  

Bu yıl yaşamakta olduğumuz Korona pandemisi de kalbimizin önemini ve değerini bir kez daha kanıtladı. Salgının başından bu yana virüsle ve hastalıkla ilgili öğrendiklerimiz arttıkça bilgilerimiz sık sık değişti ancak “kalp hastalarında Covid-19 hastalığının daha şiddetli seyrettiği ve ölüm riskinin daha fazla olduğu” bilgisi değişmeden kalan bilgilerimiz arasında.

Gerçekten de Covid-19 döneminde farklı ülkelerde şimdiye dek yapılan neredeyse tüm araştırmalar aynı durumu gösteriyor. Kalp ve damar hastalıkları olarak tanımladığımız hipertansiyon, kalp krizi (infarktüs), kalp yetersizliği, felç ile hipertansiyon ve diyabete bağlı böbrek yetmezliği gibi hastalıklar Covid-19 seyrinde riskli durumlar olarak karşımız çıkıyor. Hipertansiyon ve şeker hastalığı olanlarda Covid-19 infeksiyonu sırasında şiddetli hastalık veya yoğun bakım riskinin kalp damar hastalığı olanlarda olmayanlara göre 3 kat, şeker hastalarında ve hipertansiyon hastalarında ise yine olmayanlara göre 2 kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Kalbimiz sağlıklı değilse ölüm riskimiz de yine daha fazla. 44672 hastalık bir araştırma kaydında Covid-19 nedeniyle toplam ölüm riski %2,3 iken, hipertansiyonu olanlarda bu risk %6, şeker hastalığı olanlarda %7,3 ve kalp-beyin damar hastalığı olanlarda ise %10,5 bulunmuş.

Bu durum kalp sağlığımızın hayatta kalmamızda ne kadar belirleyici olduğunu açıkça göstermekte.

Endişe etmeyin, hayatta kalmak için yapabileceklerimiz var ve zor değil.

Kalp damar sağlığımızı tehdit eden riskleri ortadan kaldırmamız veya bu risklerden uzak durmamız gerekiyor. Kalp sağlığı için yapacaklarımız on yıllardan bu yana belli ve zor değil.

Bilimsel olarak kanıtlanmış tıbbi önerileri kısaca hatırlamakta yarar var:

1.    Hareketli olalım; düzenli hareket etmek sağlık için en temel gereklilik. İş ve özel hayatında daha çok hareket edenlerin daha sağlıklı olduğu ve daha uzun yaşadığı kanıtlandı.

2.    Kilomuza dikkat edelim, uygun kiloda olmaya çalışalım. Vereceğimiz her 10 kg ile kan basıncımızın 10 mmHg aşağı inecektir.

3.    Sigara ve diğer tütün ürünlerini kullanmayalım, bırakalım.

4.    Sağlıklı ve dengeli beslenelim; düzenli olarak sebze ve meyve, lifli besinler tüketelim. Hayvansal yağlar tüketimini azaltalım.

5.    Kan basıncımızı düzenli kontrol edelim, ölçelim. Yüksek kan basıncı (hipertansiyon) kalp hastalığının ve felcin en sık sebebidir. Normal kan basıncı her yaş için 120 / 80 mmHg ve altında olmalıdır. Hipertansiyon tedavisi ile kalp krizi, felç, kalp yetersizliği, böbrek yetmezliği ve tüm bunlara bağlı ölümlerin azaldığı defalarca kanıtlanmıştır. Hipertansiyon tedavimizi aksatmayalım.

6.    Kan şekerimizi ve kan kolesterol değerlerimizi bilelim. Yüksekse tedavi olalım. Kolesterol yüksekliğinin tedavisiyle kalp krizi, felç, kalp yetersizliği ve tüm bunlara bağlı ölümlerin azaldığı defalarca kanıtlanmıştır.

Kalbimizin değerini bilip korumalıyız çünkü ülkemizde ve tüm dünyada on yıllardır erişkinlerde en çok ölüm sebebi kalp ve damar hastalıklarına bağlı.

Bu durum Covid-19 pandemisinden önce de böyleydi, Covid-19 pandemisi ile de değişmedi. Bu gerçeğe bardağın dolu tarafından bakarsak bu ölümlerin birçoğunun önlenebilir ölümler olduğunu görürüz.

29 Eylül Dünya Kalp Günü’nde kendimize ve kalbimize bir şans verelim, daha hareketli, daha sağlıklı bir yaşama merhaba diyelim.